Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
Çok zamandır söylediğim, yazdığım bir konu var; yarışma programlarının ben merkezcil-egoist insan tipi yetiştirilmesi konusundaki misyonları.
Programların isimlerini şimdi zikretmeyelim ama Anadolu insanına yakışır hal ve hareketler değil bunlar.
Kimi diyebilir ki bunlar bir projedir ve halkımızın düşünce, davranış modlarının Avrupai tarza evrilmesidir,
Kimi diyebilir ki toplumsal yardımlaşma ve uzlaşı kültürünün yok edilmesidir
Kim ne derse desin tamamen patalojik (hastalıklı) bir ruh halinin insanımıza dayatımıdır, derim ben.
Katil ve sapıkları bulan Müge Anlı bir zamandan beridir “Güven Bana” adlı bir yarışma programı sunuyor.
Geçenlerde Mardinli bir kız ve nereli olduğunu bilmediğimiz bir Havayolu şirketi çalışanı yarışmacıydı. Havaalanı görevlisi şen şakrak, yüksek enerjili biriydi ve durmadan konuşuyordu. Öyle ki Müge Anlı bile kendisini takdir ettiğini, yarışma formatına çok uygun bir kişilik olduğunu dile getirdi. Ancak sonradan bu kişi bir kez kendisine yaraşmayan bir çıkış yaptı ama bu anlaşılır bir şeydi, çünkü yarışmanın formatında bu vardı.
Mardinli genç kız buna çok bozulmuştu. Ancak yarışma formatına uymayan başka bir çıkış yapınca Müge Anlı’da tabiri caizse “Yatak Sardı”. Yarışmacıya göz göre göre “sen yalan söylüyorsun” dedi.
Halbuki ilk yanlışında bu kişi ben bu hatayı nasıl yaptım, bir daha asla böyle bir hata yapmayacağım? demişti. İkinci hatasında ise (daha doğrusu resmen yalan söyleyince) artık söyleyecek tek bir kelime bile bulamadı.
İnsanın çiğ süt emdiğini ve dolayısıyla hata yapabileceğini tabii ki biliyoruz ama beş dakika arayla yalan söyleyebilmesi, özür dilemesine rağmen yalan söyleyebilmesi, bu kadar dürüst bir profil çizmesine rağmen böyle pervasızca yalan söyleyebilmesi insana gerçekten de “yazıklar olsun” dedirtiyor
Genç kız çok güzel bir ders verdi ve beş bin gibi komik bir rakamda durdu ve adamı tamamen bitirdi.
Kız, bunu karşı tarafa ders vermek için yaptığını dile getirdi.
Adamın arkadaşları ise yarışmacı bayanın hala beş bin lirayla çok da mutlu olamayacağını dile getiriyorlardı. Dünyaya bakışın bu denli farklı olması insanı şaşırtıyor. Anlayamıyorlardı, bu kız beş bin değil, beş kuruş bile olsa maksat yalancı konumuna düşen bu kişiye ders vermek için bu şekilde davranmıştı. Ama kapitalist sistem insanların bir kısmını öyle bir hale getirmişti ki, arkadaşları “biz ne yaptık” diye utanacakları yerde halen paranın miktarından söz ediyorlardı.
Yazık ki çok yazık.
Anadolu insanının yiğitliği, mertliği ve yardımseverliği nerede, şimdiki insanımızın içine düştüğü durum nerede?
Allah’tan ki Mardinli genç kızımız gibi kendini yetiştirmiş insanlarımız da var. Üniversite öğrencisi bu genç kız ailesiyle birlikte katılmışlardı programa. Mardinli değilim ama onlarla, duruşlarıyla gurur duydum. Onurlu bir duruş sergilediler, özellikle de genç bir beyefendi vardı. Her şekilde yarışmacı kıza destek oluyordu.
Ben şimdi merak ettim acaba bu Havayolu şirketi çalışanı mesai arkadaşlarının, ailesinin yüzüne nasıl bakacak?
Şirket güvenilmez bir personeli bünyesinde çalıştırmaya devam eder mi?
Bu programla ilgili detaylı bilgiyi aşağıdaki linkten bulabilirsiniz.
https://www.ahaber.com.tr/video/kultursanat-videolari/muge-anlinin-sundugu-guven-bana-programinda-izleyenleri-cildirtan-yarismaci-video
Kitap zamanı: Yazar, Ziya Gökalp. Eserin ismi, Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler. Toker Yayınları tarafından basılan eser Kürt aşiretleri hakkında bir hayli bilgi sunmakta. 1908 yılında yapılmış bu çalışmada Sinikan, Alikan, Rammi, Habizbini ve daha pek çok aşiret hakkında bilgiler verilmiş olup bugün dahi hissedilen birçok konunun ta o zamanlarda bile varlığını gözler önüne sermiştir.
