Belediye tandır yapsa şehrin dört bir yanına ihtiyaç sahiplerine verseydi, ne güzel olurdu değil mi. Aslında zaten şehrin birçok noktasında tandırlar var ve isteyen herkes bu tandırları kullanabiliyor. Hatta işi büyütenler de var. Koca bahçeli evleri kiralayıp içine 3 tandır kurup seri üretim yapanlar. Sade de gelelim; Belediye uygun yerlere tandırlar kursa ve yakacaklarını da bıraksa ne güzel olurdu değil mi?
***
Batmanlı aile İstanbul'da hayatlarına son verdi. Bir yanımız uzaya yelken açmışken beri yanımız acından ölmekte. Nasıl bir dünya ve ne menem bir zamanda yaşıyoruz. Asgari ücretle bile iş bulmakta zorlanan insanlar var bir tarafta. Diğer tarafta ise mutlu bir azınlık. Merhametsizlik çağının çocukları, bugünün güçlüleri insanlık ölüyor. Bunun vebali sizi de bulur elbet. Ama bu dünya da ama ahirette. İstanbul'da intihar eden çiftin haberini aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz
http://www.batmanmedya.com/haber/31832/olume-birlikte-gittiler
***
Çocukken yapılan hatalı kodlama insanın tüm hayatına etki ediyor. Aynı şey toplum içinde geçerli. Hatalı kodlama sonucu değerler eğitimini alamamış kişi profesör bile olsa hinterlandına, yani etki alanına ve paydaşlara nasıl zarar veriyorsa, toplum da ulvi ve manevi anlamda hatalı kodlandığında bu sefer bulunduğu coğrafya ve kıtaya zarar veriyor. Örnek vermek gerekirse; çocuklarını yiğit olsunlar diye elalemin çocuğunun üstüne yürüten şahsiyet, çok yakındır "acıların çocuğu Emrah" gibi acı çekeceğin. Zenginliğiyle her fırsatta şişinen "Varyemez Emmi" ahirette tek metelik götürülemeyeceğini öldükten sonra mı fark edeceksin?
***
Başına talih kuşu konan ademoğlu ne oldu? Bir laf vardır amiyane tabirle: ..tüyle inatlaşan donuna sıçar. Ona fırça at, buna kafayı tak, sevdiklerini uçur, sevmediklerini kaçır. Herkesle bir inat, herkesten bir nefret. İbadetvari, itaat ve yalakalık bir yere kadar. Sonrasında oda kurtaramıyor adamı değil mi? Al sana sonuç. Finalde geriye ne kaldı? Kalp kırıklığı ve ağızlarda buruk bir tad. Yazık oldu sana.
***
Belediyeye ait kimi küçük araziler bazıları tarafından ne güzelde değerlendirilmiş. Kimisi soğan, maydanoz, nane ekmiş, kimi ise envai çeşit sebze-meyve. Resmen hobi bahçeleri bahsettiğim yerler ama tam yerini söylemeyeceğim, çünkü gelip orayı da şey etmesinler, ya ne bilim işte, kendimi gambaz gibi hissetmemek için yerini söylemeyeceğim. Ama kentsoylu değil de köy kökenli olduğumuzdan ve kentin içinde nefeste alınamadığından adamlar ne güzel çekip çevirmişler etrafını. Helal olsun valla.
Kitap Zamanı: Yazarı Kemal Sayar. Eserin ismi: Hüzün Hastalığı. Kapı yayınlarından çıkan eserin basım tarihi 2019. Biri hariç kısa yazılardan oluşmuş bu eser, kitaplığımdaki yazarına imzalattığım kitaplar kısmında durmakta. Genelde 90'lı yılları ve Tv programlarını konu edinen kitap bir çırpıda okunacak cinsten. Tavsiye ederim efendim.