Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
Batman'ın çevresinde arkaya arkaya dizilen çeşitli seyyar satıcılar dikkatinizi çekmiştir. Özellikle Batman Siirt Çevreyolu ve Hasankeyf yolu üzerinde çokçalarını görebilmeniz mümkündür. Kimisi çilek satar, kimisi halka tatlı, ceviz, fındık...vs.
Esasında Sason şose yolu veya şimdiki asfalt yolu üzerinde çilek satanları gördüğünüzde bu gayet makul bir durumdur. Zira Sason'da çilek yetiştiriciliği yapılmaktadır ve dolayısıyla köylülerün, bahçe sahiplerinin mutfak giderlerini karşılayabilmek adına bu ürettiklerini satmaları da gayet anlaşılır bir şey.
Ama kazın ayağı öyle değil. Batman'ın çevresinde çilek satanlar Sasonlu değil,
Dahası satılan çilekler de Sason çileği değil. Çilek, çilek değil, küçük bir elma. O kadar GDO'suyla (Genetiğiyle Oynanmış Organizma) oynanmış ki bir tombul çileğin yanında yeni bir çilek de çıkmış, Siyam İkizleri gibi Siyam Çilekleri.
Halka tatlı kentimizin sembollerinden biridir. Ucuzdur ve bazı tatlıcılar özellikle Glikoz Şurubu kullanmadıklarını, doğal şekerden "Şire" yaptıklarını, son derece sağlıklı olduklarını iddia etmektedirler. Şehrin hemen çıkışında sağlı-sollu bir düzine halka tatlıcı yerlerini almış durumdadır. Batman'da yıllardır bu işi ailece yapan bir esnafımıza sordum, niçin Diyarbakır'dan Batman'a girişte ve Batman'dan Siirt'e gidişte bir sürü halka tatlıcı var? Şehrin içi size dar geldi de mi kıra doğru açılıyorsunuz? Adam önce "Bir Of Çeksem Karşıki Dağlar Yıkılır" babından bir offff çekti ve başladı anlatmaya: Abe (şiveye sadık kalıyorum) o gördügin tatlıcı var ya, onlar Urfali, Anteb lidir. Gitsinler memleketlerinde satsınlar, maa buraya neye geliyorler. E wala bizde oraya gideceğiz, onları kuruteciğiz
Çilek satabilirsin, tatlı satabilirsin ve bunu şehir girişine de, çıkışına da taşıyabilirsin. Bunda beis yok. Asıl sorun bunu bir PR, yani Halkla İlişkiler kapsamında, doğallıktan çok uzakta bir şekilde yapman.
Şöyle ki; Kentin bitiminde bir araç var ve tatlı satıyor. Sende o'nu yerel tatlardan biri sanıyorsun, alıyorsun. Artık kaderine glikoz mu çıkar, fruktoz mu, harbi şire mi?
Kentin girişinde bir araç var ve çilek satıyor. Sanıyorsun ki bu çilek Sason çileği. Çok da güzel kasalara konmuş, 15-20-30 TL'den satışta. Halbuki binlerce kilometre öteden buraya gelmiş, Sason'la bir ilgisi yok ve esasında aynı ürünü, aynı fiyata Batman'daki marketlerden de alabilirsin. Marketten aldığında bir sorun yok, çünkü marketten Ananas, Mango'da alıyorsun ve bunların anavatanının Türkiye olmadığını, Batman'la da bir ilgilerinin olmadığını zaten peşin peşin kabullenerek alışını gerçekleştiriyorsun. Çileği marketten aldığında sorun yok, tıpkı Mango almak gibi hissedersin. Ama aynı çileği Tilmiz Köyü yakınında görünce yerel bir tat olduğunu düşünürsün. Öyle değil işte.
Çilek'te, Halka Tatlı da Batman'ın çok uzağından buraya gelen ve sözüm ona çok iyi bir satış tekniği ile bizleri ters köşe edenlerin sattıkları ürünler.
Haa, sen bile isteye bunlardan alabilirsin, bunda sorun yok. Ama tıpkı Güney Sahillerindeki Köy Kahvaltısı salonunda yediğin köy ekmeği ve peynirinin, içtiğin ayranının, tadından kendinden geçtiğin balın orijinalliğiyle Batman'da da çilek ve halka tatlı aldığını düşünüyorsan, biraz düşün.
Tekrar ediyorum, bu bir satış pazarlaması. Yereldeki çilek üreticimizi desteklemek veya halka tatlı satıcılarımızı düşünüyorsak alacağınız yerleri iyi bilin. Çünkü bizdeki işsizlik bir hayli yüksek ve zar-zor ayakta duran küçük esnafımızı da düşünmek durumundayız. Tarla kenarında aldığın çilek, hormonlu bilmem nerenin çileği.
Aslında buna da şükür. Niye mi? En azından bu kişiler açıktan bu işi yapıyorlar. Çileği de, Halka tatlıyı da göz göre göre satıyorlar. Gerçi Belediye sınırlarının dışında olduklarından Belediye tarafından denetlenmiyorlardır ama illa ki birileri, devletin ilgili birimleri bunları denetliyorlardır.
Peki ya denetlenemeyenler, az para ile çok kar elde etmek isteyen insan müsveddelerine ne demeli?
Gıda teröristleri. Bunlar nelere neler katmadılar? Peynire kattıkları bir yana, sucuğa at eti katanlara mı dersin, alkole zehir katarak kör eden veya içenlerin ölümlerine sebep olanlar mı dersin? Corona ile ilgili bir çok maddeyi stoklayanlar mı dersin?
Ama yine yurdum insanı tamamen kötülüğe teslim de olmadı şükürler olsun. İstanbul'da fakir evlerin kapılarına, bahçelerine milyarlar koyan gönlü-cebi zenginleri de gördü bu gözler hey heyyy. Allah devlete zeval vermesin, üç kağıt yaparak gıda teröristliğine soyunanları nasıl da yakalıyor ya, ohh bu da bize yeter.
Batman şehri üretim ile doğan bir şehir. Petrol üretimi ile. Ayrıca civar şehirlerin prototipi ve mirasçısı durumunda. Heterojen bir yapıya sahip güzel kentimin insanları her daim ayakta kalmanın bir yolunu buldu. Dışarıdan gelip otantik lezzet sunduklarını iddia edenlere de gerek fiyat, gerek hizmet ve gerekse lezzet bakımından fark atarak bir şekilde ayakta duracaklardır.
