Yine geçmiş bayramlarda olduğu gibi buruk bir bayram geçireceğiz. İstanbul’da Atatürk Havalimanına yapılan terörist saldırı hepimizin içini yaktı. İntihar saldırısı düzenleyen teröristler çoklu ölüm istiyorlardı, bir nebzede olsun bunu başardılar da.
Yaklaşık 42 kişi yaşamını yitirdi, yüzlerden fazla yaralı var. Bu saldırıyla da anlaşıldı ki, terörün dini, dili ve milliyeti yok. Bütün dünyanın teröre karşı ortak mücadele etmesi gerekiyor.
İstanbul’da gerçekleşen saldırının zamanlaması da çok ilginç... Türkiye; İsrail, Rusya ve Mısırla tekrar iyi ilişkiler kurduğu bir döneme saldırının denk gelmesi manidar değil mi?
Bu saldırıyla beraber İstanbul’daki 3. saldırı oldu. Terör örgütleri Türkiye’nin finans merkezini vuruyorlar ki, “Türkiye güvenilmez algısı yaratmaya çalışıyorlar.” Turizme büyük darbeler indiriyor mu, indiriyor ama bugün dünyanın hiç bir ülkesi bu meyanda değerlendirildiğinde, güvenilir değil.
Paris ve Brüksel'de de aynı benzer saldırılar yaşanmadı mı? Anlayacağınız terör dünyanın sorunu ve hiç olmadığı kadar vahşi ve gaddar-acımasız. Masum insanların üstüne ateş etmek, kadın, çocuk, yaşlı, bebek demeden intihar saldırıları düzenlemenin vahşetten başka da bir adı yok.
Özellikle de DEAŞ’ın terörist taktikleri ve eylemleri vahşet kelimesini dahi zorluyor. Suriye’de 500 bine yakın insan öldürüldü ve bu lanetli kavim olan DEAŞ, insanlığı utandıracak, sınırları zorlayan cinayetler işledi.
Bugün maalesef İslam coğrafyasının neresine bakarsanız bakın hep ölümler, cinayetler, kan ve gözyaşı görürsünüz. 1400 yıl önce İslam bu gezegene geldiğinde de benzer vahşilikler yaşanmıştı. Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) ve ona inananlara her türlü zulmü reva görmüşlerdi.
Müslümanlar 1400 yıldır benzer acılar yaşıyorlar. Anlaşılan o ki, bu dünya evi Müslümanın evi değil, Müslümanı bekleyen baki bir hayat var.
Haçlı zihniyeti yüzyıllar önce ne ise şimdi de aynı. O zihniyet İslam’a zarar verebilmek için ellerinden ne geliyorsa onu yapıyorlar ve kötülükte, şirkte geri durmuyorlar.
Ramazan Bayramını kutluyoruz ama kim ne derse desin içimizde bir acı burukluk var. Nasıl olmasın İslam ülkelerinden hep ölüm ve kan revan içinde haberler geliyor.
Eskiden Ramazanın hatırını tutanlar vardı, şimdi artık öyle bir hatırda kalmadı. Ramazan ayında türlü cinayetler ve acılar yaşandı. En son İstanbul saldırısı içimizi acıttı. Oruçlu insanlar evlerine yetişemedi, son bir iftar açmadı.
Allah zulmedenleri kahretsin ve cehennemine alsın. Zalimler için yaşasın cehennem.
Bu karmakarışık duygular içindeyken Ramazan Bayramının barış ve huzur iklimi yaratacağına olan inancımla beraber, Alem-i İslam ve Türkiye’mizin başta olmak üzere sevgili Batman halkının bayramını en içten duygularımla kutlar;
Ramazan bayramının başta ülkemize ve İslam alemine barış, huzur ve mutluluk getirmesini dilerim.