‘Seçim havasına giremedik’ sorunu biraz daha medyanın sorusu ve problemiymiş gibi duruyor. Neden mi? Batmanlı seçimle değil daha çok geçimle alakalı.
İşsizlikle, cebine giren ve girmeyenle alakalı… Seçim; değişim ve taleplerin oluşturulması, vaatlerle ilgili bir süreç. Vatandaş da bütün liderleri ve partilerin programlarını dinliyor.
Aklına yatana da 7 Haziran’da gidip oyunu verecek ve 4 yıllığına Türkiye’yi yönetecek parti ve hükümete onay vermiş olacak.
Yani nerden bakarsanız olay yine geçim ve işsizliğe dayanıyor.
Türkiye defalardır seçim testlerinden geçiyor ve artık vatandaş neyin yapılıp, neyin yapılamayacağını kestirebiliyor. Uçuk vaatleri çok da ciddiye almadığını zaten geçmiş seçimlerde de ortaya koyuyor.
Emekliye iki maaş ikramiye, asgari ücretlinin maaşını 1500 liraya çıkarma vaatleri sokakta karşılığını bulmuyor. Emekli de, asgari ücretlide zam ve ekstra maaş yerine, kendisine her ay verilecek maaşa evet diyor.
Ötesi ona uçuk geliyor. Emekli diyor ki, diyelim ki 2 ekstra maaş aldık, sonra maaşlarımızı vermemeye başlarlarsa ne yaparız.” Aynısını asgari ücretli de dillendiriyor.
Yani neti şu; vatandaş istikrar ve durağan olmayan, enflasyona odaklı bir maaş zammını daha mantıklı buluyor.
Zamanında bir ev ve araba sözü veren politikacılar, vatandaşa ne verebildi ki. Geçmişte test edilmiş denenmiş ve artık denenmeyecek duruma gelen uçuk vaatler sadece güldürüyor. Sandıkta da karşılığı kesinlikle yok.
BÖLGEDE ENDİŞE VE KAYGI VAR
Seçimlere olan ilgisizliği Türkiye’de siyasetin de normalleştiğini mi gösteriyor. Siyasallaşan ve siyasetle yatan kalkan toplum normalleşiyor mu?
Siyaset bir geçim kaynağı değil ve vatandaş da bunu çok iyi biliyor. Zaten sandıkta kararını verecek, dolayısıyla karmaşa ve kaosa ne ihtiyaç olabilir ki.
Bir de, politikacılara müthiş bir güvensizlik var. Atan tutan politikacılar vatandaşı siyasete küstürdü. İnsanlar artık siyaset merciinden bir şey beklemiyor. Hatta “gölge etmesinler, başka da ihsan istemez” tipi bir yaklaşımda hâkim.
Bölgedeki soğukluğun önemli bir nedeni; kaygı ve endişedir ki, vatandaş endişe ve kaygılarında da haklı. Kabul edelim ki, Türkiye’de siyaset zor ama bölgede ateşten gömlek.
SON BİR NOT…
Kabul edelim ki, Türkiye’de bugün için alternatifsiz bir parti olan AK Parti var ve son 4 dönemdir de iktidarda ve önümüzdeki seçimde de bu koltuğu bırakacağa benzemiyor.
Bölgenin en önemli ve güçlü partisi hiç kuşkusuz HDP ve seçimde HDP’nin farkı her zaman belirgin ve ortada. Yani genel anlamda oylar HDP ve AK Parti'ye çıkıyor.
Bu iki parti lokal dahi açmaz ve ev ev dahi dolaşmazlar, evlerinde dahi otururlarsa bile 1. ve 2. parti olacaklar. Alacakları oylarda aşağı yukarı 2011 seçimlerinden farklı olmayacak.
Eh bu durumda vatandaş siyasete neden bu kadar akın etsin ki, seçim havası neden olsun ki?