24 Temmuz biz basıncıların bayramı olarak kutlanmaktadır. Ne yazık ki son yıllarda basın sektöründe kağıt fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle keyifsizlik söz konusu. Dünya genelinde iktisadi bir kıtlığa yönelik bir durum söz konusu. Pandeminin vurduğu dünya, şu an savaşların eşiğinde. Maalesef önümüzde büyük savaşlar var.
Ekonomik krizden çıkışın ilk savaşını Rusya Ukrayna’ya saldırmakla başlattı. Hem ülkemizde hem de dünyanın birçok ülkesinde büyük ekonomik krizler başladı. Artan enflasyonla birlikte ülkeler kendine yetemez duruma geldi. Tarih tekerrürden ibaret mi dersek eğer, maalesef öyle. 3. Dünya savaşı aslında başladı, fakat büyük çatışma henüz çıkmış değil.
ABD’nin Yunanistan’ı üs olarak kullanması, İran’ın Suriye sınırına yığılması, Çin’in, Güney ve Kuzey Kore’nin, Japonya’nın hareketlenmeye başlaması savaşın ön ayak sesleri.
Türkiye’nin, Yunanistan’a saldırması an meselesi. Daha önce Tansu Çiller ile Kardak krizinin SAT ve SAS komandolarının adaya çıkarma yapması ve bayrak dikmesiyle son bulmuş, dünya Türkiye’nin kararlığını görmüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Yunanistan’a “şakamız yok” uyarısı Eylül ya da daha erken Türkiye bayraklarını yine adalarda görmemizin takvimi olabilir.
Konumuz bayram ama, gazete sektörleri de yaşadığı coğrafya ve ekonomiyle entegre halinde yaşamını sürdürmektedir. Gazete denilince akla basılı bir kağıt gelir. Yıllar sonra gazete kavramı, bu tanımlamayla son bulacağa benziyor. Ancak gasteci-gazeteci kimliği ise basılı bir gazeteden çok daha uzun ömürlü olacak. İnternetle birlikte basılı bir gazete neredeyse bitmek üzere. Gazeteci yazar kimliği ise yeni medyayla da birlikte yine uzun soluklu daha yaşam bulacak.
Pandemiyle birlikte dijitale evrilen gazetecilik, son yıllarda iliklerimize kadar hissettiğimiz ekonomik kriz ve döviz kurundaki aşırı yükselmeler, basılı eser yapan tüm sektörlere büyük darbe vurdu. Özellikle yerel basının ayakta kalması artık çok zor. Bunu bilen ve gören yerel medya sektörü, web televizyonlarına ağırlık vermeye başladı. Şimdilik yayın akışında zorlanan yerel medya sektörleri, gelecek zaman içinde artan teknoloji fiyatlarına karşı de ne kadar direnebilecek onu da kestirmek çok güç. Dijital gazete, basılı esere göre çok daha kolay, daha az maliyetli ve daha hızlı. Son olarak da internet sitelerinin de Basın İlan Kurumu'ndan faydalanması gündemde. Zira maliyetler çok arttı, gazete gelirleri giderleri karşılayamaz durumda. Eğer ilan alan gazeteler, basın ilan kurumunun yeni bir düzenlemesine tabi tutulmaz ise, gazeteler iflas bayrağını asabilir.
Yeniden düzenlemelere ihtiyaç var.
Gazetecilik sektörünün gelişim göstermesi ve çağın gereksinimlerine göre yaşayabilmesi için yasal mevzuatların da dönüşümden geçmesi gerekiyor. Tek taraflı dönüşmek hendek atlamak gibi bir şey olur.
Daha reel düşünmeli ve bu süreci aşabilmek adına reel çalıştaylarla bu sektörün geleceğine yön verilmesi gerekiyor.
Babamdan devraldığım gazeteciliği yerelde devam ettiriyorum. Bu sektörün mutfağından günümüze birçoğumuz gibi geldim. Dönüştük, şartlara göre gazetemizi yeniledik. Eğer dijitalleşmenin önü açılmazsa yalnızlaşma başlar. Tüm medya sektörü, hem devletten hem de bağlı oldukları federasyondan gelecek adına çalışma bekliyor.
Küresel Gazeteciler Konseyi bu anlamda büyük işler yaptığını görmek beni mutlu ediyor. Yapılan çalışmalar, faaliyetler gelecekte devredecek bir bayrağımın olması için büyük bir umut doğrusu.