Sevgili okurlar; neler oluyor? diye sorarak başlamak istedim bu haftaki yazıya. Çünkü gerçekten bazı şeylerin raydan çıktığını görmemek bakar körlük. Geçtiğimiz 4 Ekim Dünya Hayvanlar Günü’ydü.
Kedilerin bacaklarını kestik.
5 Ekim Öğretmenler Günü ve bir hafta önce genç bir öğretmen intihar etti.
Birkaç gün önce kerli ferli bürokratlar bir müzisyenin boğazını kesti.
Cizre’de bir polis hem eşini hem kendini öldürdü.
Daire Başkanı hakim hem kendini hem eşini öldürdü.
Verilen yemeği boykot eden sağlıkçılara ihaleyi alan firma yetkilisi ateş açtı.
Beyaz kod veren Dr. sokak ortasında dövüldü.
Uzaklaştırma kararı olan bir kişi eşini, çocuklarını ardından kendini öldürdü.
Aklımda tutabildiklerim yaşlı hafızamda kalanlar. On gün geriyi tarasam kadına, çocuğa, hayvana, komşuya, arkadaşa, eşe uygulanmış onlarca şiddet vakası haberi yığabilirim önünüze.
Buraya nereden, nasıl geldik? diye sormadan edemiyor insan. Vahşi kapitalizme teslim olmuş bencil duyarsız, ben yoksam kimse olmasın mantalitesi ile hareket eden bir güruhla karşı karşıyayız. Dindar nesilden geldiğimiz nokta her an insan öldürmeye meyilli insanlarla beraber yaşıyoruz.
Aklımıza, kendimize mukayyet.
Ha birde Yüksekova’da sokak ortasında dövülen milletvekilinin bacağı kırıldı. Acaba diyorum uyuşturucu satanların bacaklarını kırın denildikten sonra birileri yanlış mı anladı.