Sevgili dostlar, “demiştim” demeyi hiç sevmem ve bu tür durumlarda haklı da olmak istemem. Fakat maalesef eksikler, yanlışlar ve hatalar bu sona götürüyor. Her taraftan hoyrat mı hoyrat haberler akıyor önüme. Ne yanıma baksam kan revan herkes. Kime dokunsam bin ah işitir haldeyim. Esnafı ayrı, memuru ayrı, kadını, erkeği, çoluğu, çocuğu, herkes her yanından yaralı.
Geçim derdi, açılmalar, kapanmalar, aşılar, buluşlar, tıka basa dolu toplu taşıma araçları vs vs... Kimininki ekmek derdi kiminin ki zevk- i sefa.
Meslekte dinazorlardan sayılırım “haşa senden” demeyin iki katı sayarım. Gazetecilik yaptığım pek çok döneme tanıklık ettim, ama bu kadar birbirinden kopuk, empatisiz, sesimizim duyulmadığı anlar görmedim. Ya sesimiz çıkmıyor, yada kulaklar tıkalı. Bir genç kadın ölmüş hastanede yer bulamamaktan.
Her zamanki arka balkonda gözüm caddede üç beş yaşlı ot topluyor. Akşama tencere kaynatmak dert, makarna bile beş para artık. Gençler geçiyor üçer beşer maske hak getire, mesafe desen çoktan unutulmuş.
Sadece sıradan vatandaş mı maske, mesafe ve temizliği unutmuş keşke öyle olsa bazı siyasilerin de bunu hiç uygulamadığı kongreler ve hata köy köy gezerken açık ve kapalı alanda kuralları hiçe sayan fotoğraflarını paylaştıklarına tanıklık etmek ayrı bir acı. Şunun şurası ne kalmış maviden sarıya geçildi mavi kalmadı, sarılardan turuncuya, evet kırımızıya ve hatta kıpkırmızıya ne kaldı ha gayret. Elin acısı da, açlığı da kapı gıcırtısı çünkü günlük hastalar 50 bini aştı ve ölenler 300'e doğru gidiyor. Duyanda kalmadı, hisseden de. En korkulan şey başımıza gelmeye başladı kanıksamak veya alışmak:(((. Hem 25 yaşında altında milyarlık araba olanlarda var. Biz mi emekli maaşı iç güveysinden hallice. Ha gayret boğun halkı, boyayın kırmızıya haritayı ha gayret.