Sevgili okurlar, son yılların en büyük belası, kabusu ve çıkmazı olan tefecilik, diğer duyla ayaklı bankacılık neredeyse gün geçmiyor ki bir Ocak söndürüyor.
Birkaç gün önce önüme Mardin’de yayın yapan bir yerel gazetenin internet sitesinde birkaç satırla bindirilmişti bir okul müdürünün ölüm haberi. (intihar)
Akşamına beraber aynı okulda çalışmış, şimdi sistemin ihraç ettiği bir meslektaşı haberi kastederek gördün mü? dedi. Evet deyince kanını emmiş tefeciler dedi bu sefer de.
Eğitimli pırıl pırıl gençler, ellerine düşüyorsa ve ölümde çare buluyorsa ya diğerleri demeden edemiyor insan. O çok üyeli sendikaya üyesiymiş Fehmi hoca. Bir sürü fotoğrafı şehrin hatırlı kişileri ile kendinden emin gururlu gülümsüyor. A dostları hiç bilmediniz mi? Hiç duymadınız mı Fehmi hocanın çığlığını.
Kıymetli Mardin çok sarı sendika başkanı yok mu sözün. Fehmi öldü ardında sorular, ya hala ellerinde olanlar. Daha düne kadar neredeyse bölge illerinin tümünden bu veya buna benzer ölümler, Ocak sönmeleri ve her şeyini o kişilere bırakarak memleketini terk etmek zorunda kalanları yine kimseler görmedi. Önceleri Ahmet, Mehmet, dün Fehmi yarın kim? Daha kimlerin ocağı sönecek tefeci belasından.
Ya onların bu hale düşmesine vesile olan, bu yolları adım adım döşeyenler sizin diyecek veya yapacak bir şeyiniz yok mu?
Ayrıca insan hayatı o kadar ucuz hale getirildi ki, daha öne cama kartopu attığı için, istediği şarkıyı söylemediği için öldürülenlere son olarak istek parçayı okumayan sanatçının kamu görevlileri tarafından öldürülmesine kadar vardı.
Milletçe deliriyor muyuz ne?