Sevgili okurlar, değerli dostlar; günlerdir güzel olan neyi yazabilirsin diye kendi kendime sorup durdum. Ama ne yazık ki tebessüm ettirecek bir şey bile bulamadım desem yeridir.
Herkesin dilinde pelesenk olan vatandaşların beslenmesi, yine geldi oturdu aklımın baş köşesine. Kim? Nasıl? Ne kadar beslenebiliyor? Doyabiliyor belki fakat, beslenebiliyor mu? Marketten, pazara şöyle bir sorunca beslenmek gerçekten çok zor hale gelmiş. Markette son kullanım tarihleri yaklaştığı için indirimli satılan ürünler! Pazar artıkları ve akşam çürüme riski olan ürünler fakat en ilginci ne oldu biliyor musunuz? Kasaplarda ki olduğum yerde ücretsiz verilen çalar birçok yerde kilosu 20 liradan satılan etinden sıyrılmış küçük ve büyükbaş hayvan kemikleri.
İsteme şekli ise insanın içini acıtacak türden, “torunum için gelişsin diye, yaşlımız var kemikleri güçlensin diye ve yakınım düştü kırığı var” diyerek kemik isteyenler.
Bir kasap dostum gelen insanların birçoğunu tanıyor ve gittikten sonra dönüp, “Bunlar eskiden az da olsa et alabilen insanlardı fakat şimdi alamadıkları ve utandıkları için böyle bir yol tercih ediyorlar” diyerek üzüntüsünü dile getirirken, mahçup olduğunu da görmek üzücüydü.
Bazıları o kadar umudunu yitirmişki, “biz bir daha o güzel günleri göremeyecek kadar yaşlandık” derken boğazlarının düğümlendiğine tanık olmayı asla istemezdim.
Sevgiyle kalın…