Manava gittiniz.
Sebze alacaksınız.
O sebzelerin lağım suyuyla yıkandığını düşünün.
Alır mısınız?
Belki de defalarca almışızdır ama haberimiz olmamıştır.
Kenar semtlerde bazı kimselerin sebze bahçelerini lağım suyuyla suladığı iddia ediliyor.
Su bitkiye ulaşmazsa bir sorun yok, gübre olur.
Ama bitkiye ulaşır ve bulaşırsa o zaman hepimiz yıllardır ciddi risk altındayız ancak bundan haberimiz yoktur.
Belki de bazı hastalıklarımızın sebebi lağım suyuna bulaşmış bu sebzelerdir ancak bundan haberimiz yoktur.
Birisi geçmiş dönemlerin birinde bir yetkiliye konuyu aktardığını söylemişti.
Yetkilinin “iddialar doğru, elimizden bir şey gelmiyor, ben şahsen sebzelerimi şehir dışından getiriyorum” dediğini aktarmıştı.
Bu sözün manası ‘bana ve aileme bir şey olmasın ama başkasının sağlığı umurumda değil’ demektir.
Bu şehirde denetim mekanizmaları hiç sebzelerden rastgele örnek alıp laboratuvarda tahlil ediyorlar mı?
Etmiyorlarsa neden etmiyorlar?
Halkın sağlığının hiç mi bir önemi yok?
(Kısmen konu dışı: Kendi açımızdan kendimizin alacağı bir önlem olabilir: Bir kap suya bir miktar kaya tuzu ve sirke katıp sebzeleri bu suyun içinde bekleterek arındırmak. Bu şekilde bari zararı en aza indirmiş oluruz.)