Bazı günler vardır, bizim için çok büyük öneme sahip fakat artık eskisi gibi önemli olmayan veya önemini zamanla yitirmiş olan. Misal; en güzel örneği kutlamış olduğumuz bayramlarımız eskisi gibi kutlanmıyor. ‘Eskisi gibi kutlanmıyor’dan kastım, şudur; önceden insanlar daha bir hevesli istekli olurlardı.
O gün her şey ikram edilen bir şeker gibi tatlı olurdu.
Küsler barışırdı çocuklar sokaklarda şen şakrak giydikleri yeni elbise ve ayakkabılarıyla ev ev gezip yabancı tanıdık fark etmeden gezip şeker toplarlardı ve bayramın en güzel tadını çıkaranlarda yine onlar olurdu. Ama şimdi ikram edilen şekerin tadı kaçtı, zamanla kendini yitirip yok oldu gitti maalesef.
Peki diğerleri, onlara ne oldu. Onları da zaman mı kendisiyle götürdü, yoksa biz mi izin verdik götürmesine. Nedenini hiç sormadık kendimize. Sadece ayak uydurduk bizde. Geçen hafta öğretmenler günüydü belki bazılarımız olduğu gün hatırlamıştır veya hiç hatırlamamıştır.
Eskiden bir gün veya bir hafta önceden öğretmenimize ne alacağımızı düşünürdük. Düşüncesi bile ayrı bir mutluluk verirdi öğrencilere.
O zamanlar öğretmenin kıymeti öğrencisi için bir anne baba değerindeydi, öğrencinin kıymeti ise bir evlat kadar değerliydi. Öğretmenlerimiz güzel ve tatlı sözlerle birlikte aynı zamanda güzel çiçekler, günler önceden düşünülüp heyecanla alınmış hediyelerle karşılanırdı. Ve onlar için en büyük hediye ise düşünülüp hatırlanmaktı. Ne yazık ki böyle özel bir gün zamanla unutuluyor. Ama geçen hafta çok güzel bir olaya şahit oldum Batman Türk Telekom 12/D sınıfı öğrencileri sınıf öğretmenlerine günleri önceden düşünüp çok güzel, manevi değeri yüksek olan bir hediye hazırlamışlardı. Gerçekten emeklerine ve ellerine sağlık. Bütün öğretmenlerimiz bizim için kıymetlidir. Onlar sadece bizlere ders vermezler, aynı zamanda bizi geleceğe de hazırlarlar. Geçmişte yaşamış oldukları iyi veya kötü tecrübeleri de bizlere anlatarak ders çıkarmamızı sağlarlar. Her günün bir anlamı vardır aslında. Belki bizim için önemli değil ama bir başkası için büyük öneme sahiptir. Gün doğduğu gibi batar da. Tıpkı insan gibi o gün yeni bir hayat doğarken başka bir hayat batar. Dünya dönmeye devam eder ta ki bir durdurup binene kadar veya durdurup inene kadar. Fakat ne zaman inip ne zaman bineceğimiz beli değildir. Bunun için hayata geçireceğimiz her günün, her saatin, dakikanın tadını çıkaralım. Bırakmayalım zamanın alıp kendisiyle götürmesine, eskileri hatırlayıp ta hüzünlenmeyelim. Her bayramın tadını yine eskisi gibi çıkaralım. Her şeyi bir kenara bırakıp bayramlarda en büyük erdemliği yapıp küs kaldıklarımızdan özür dileyip barışalım. Onlarla çıkaralım bu güzel günün tadını. Çocuklar yine eskisi gibi sokaklara dağılsın kahkahalar birbirine karışarak dağılsın ve yine aynı şekilde o güzel günün tadını onlar çıkarsın ki bir dahakine gelecek olan bayram onlar için daha çok heyecan verecek olsun. Vazgeçmeyelim bu güzel önemli günlerden. Olduğu gibi en doğal şekilde kutlayalım ki devamı da aynı şekilde gelsin. Bir önceki gelecek olankinden daha da güzel geçsin ve olsun ama eyer ki bu saydıklarımın hiç birini bile yapamıyorsak o zaman hatırlayalım en doğalığıyla.
Tabi oda unutulmadıysa…