Dünya tarihinde kendi dilini bizzat kendi eliyle tahrip eden kaç millet vardır acaba?
///
Bildiğim kadarıyla tek bir millet var:
///
Kürtler
///
O tahribat ise son 30 yıl içinde.
///
Öyle ya, hepimiz her şeyiz, hepimiz her şeyi bir diğerinden daha iyi biliriz.
///
Hepimiz hem doktor, hem avukat, hem dil bilimci, hem psikolog, kısacası her şeyiz ve her şeyi de diğerinden daha iyi biliriz.
///
Bunu söylerken kesinlikle “etiketleri olan insanların peşine takılıp körü körüne her söylediklerini doğru kabul edelim” demiyorum.
///
Kastettiğim şey; kaynaklardan ve doğru yöntemden beslenerek en doğru Kürtçeyi en yalın ve anlaşılır dilde kullanmaktır.
///
Birisi birşeyler söylüyor. Kalkıp kaynaklardan araştırıp söylenenin yanlışlığını ortaya koyuyorsunuz. Ancak sanki hiçbir şey söylememişsiniz gibi bir tavırla karşılanıyorsunuz.
///
Ya da çevresinden duydukları veya kimi modern sözlüklerde, kitaplarda söylenenler mutlak ve asla değişmez doğruymuş gibi…
///
Bir soru soruluyor, seçenekler var, biri doğru ya da hepsi de yanlış.
///
Ortaya kaynaklardan ispat koyuyorsunuz ya da “olmayan birşeyin ispatının da olmayacağı gerçeği” prensibi gereğince karşı taraftan “eğer varsa ispatlamasını” istiyorsunuz.
///
Buna rağmen hâla A, yok B, yok bilmem ne diye yüzlerce yazı…
///
Sanki dil değil de Spor Toto!
///
Ya da pankartlarda, tabelalarda, televizyonlarda, davetiyelerde, şurada-burada yığınla yanlış görüyorsunuz. Söylüyorsunuz, ancak sanki hiçbir şey söylememişsiniz gibi…
///
Bu durum Kürtçeyi insanların üstünlük, kibir ve kendileri için prestij oluşturma yarışına kurban eden bir durumdur.
///
Kürtçeyi yok olmaya götüren, Esperanto gibi suni bir dil oluşturmaya doğru götüren ve Dünya tarihinde eşi-benzeri görülmemiş acımasızca bir talandır!