Açıklamada, şöyle denildi; “İHD olarak, darbe teşebbüsünde bulunanların, işledikleri suçlar nedeniyle, insan hakları hukuku ilkeleri dâhilinde, soruşturulmaları, kovuşturulmaları ve yargılanmalarını doğal karşılamaktayız. Darbe teşebbüsü bastırılmış ve tüm toplum kesimleri darbeye karşı çıkmışlardır. Darbeciler ve arkasındaki örgütle mücadele etmek için OHAL çıkarılmasına gerek yoktu. Çünkü TBMM’de grubu bulanan tüm partiler bu konuda Hükümete yardım edeceklerini açıklamışlardı. Ancak, buna rağmen OHAL ilan edilmesi bir karşı darbe pratiğine dönüşmüş ve toplumsal muhalefet bir bütün olarak baskı altına alınmıştır. Nitekim OHAL ilanı sonrası çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile OHAL ilanını gerekli kılan konuları tamamen aşan uygulamalar yaşanmış ve yaşanmaktadır. 15 Temmuz sonrasında gözaltında ve cezaevlerinde 20 civarında insan yaşamını yitirdi. Çok sayıda insan işkence ve onur kırıcı muameleye tabi tutuldu. 41 bin kişi tutuklandı, kamuda 122 bin kişi hakkında işlem başlatıldı, 87 bin kişi ihraç edildi, 35 bin kişi açığa alındı, 177 medya kuruluşu kapatıldı, 10 bine yakın yakın gazeteci ve medya çalışanı işsiz kaldı, 144 gazeteci tutuklandı. 53 belediyeye kayyum atandı. HDP eş başkanları dâhil 12 milletvekili, binlerce il ve ilçe yönetici ve üyesi tutuklandı. 3 bin 750 sosyal medya kullanıcısı hakkında adli işlem yapıldı, 1656’ kişi tutuklandı, 10 bin kişinin dosyası da inceleniyor. Bankalara, fabrikalara, çeşitli şirketlere el kondu.1500’den fazla dernek, 15 üniversite, çok sayıda sendika kapatıldı. İHD olarak OHAL’e karşıyız. Çünkü OHAL hukuksuzluk demektir. OHAL keyfilik demektir. OHAL insan hakları ve özgürlüklerinin kullanılamaması, korunamaması demektir.”