Yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verildi; “Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki şu an ciğerlerimizden kan akıyor! Çünkü Halep yanılıyor… Halep Kan ağlıyor… Bugün Halep’te, tarihin görebileceği en acımasız ve vahşi katliamlardan biri yaşanıyor. Efsane Sultan Nureddin Zengi’nin inşa ettiği ve yüzyıllarca şifa dağıtan Hastaneler şimdi Halep halkına mezar oluyor. Dün kâfirlerin bile, sığındığında güven içinde oldukları Camilerde bugün ev sahipleri dahi güven içinde olamıyor. Halep Yanıyor! Suriyeli kardeşlerimiz tam altı yıldır dünyanın gözü önünde sistematik katliamlara, kıyımlara maruz kalmakta. Her gün içimizi parçalayan onlarca, yüzlerce görüntüyle karşılaşmaktayız. Bizim üç beş saniyeden fazla bakamadığımız fotoğraf karelerini, Halepli kadınlar, çocuklar, yaşlılar olarak topyekûn bir halk yaşamakta. Zalim Baas Rejimi, Emperyalist Rusya ve İran hiçbir hukuk gözetilmeden işlenen bu zulümlerin ve ölümlerin müsebbibi ve failleridir. Halep’e deprem etkisi yaratan sığınak delici bombalar atılıyor ve enkazların altından her gün onlarca kadın ve çocuk cesedi çıkarılıyor. Bu ağır saldırılar altında kalan 300 bin sivil insan en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak hale gelmiş durumda ve ölümle, açlıkla pençeleşmektedir. Yaşananlar karşısında kulakları sağır eden bir sessizlikle karşı karşıyayız. Halepli kardeşlerimizi ağır bombardımanlar, sistematik katliamlar kadar insanların sessizliği de yaralıyor. Batının ve işbirlikçilerinin insafsız ama bilinçli sessizliğini anlamlandırabiliyoruz. Zulüm karşısında susmanın suça iştirak olduğunu haykıran bir Peygamberin ümmeti olarak kardeşlerimizin katledilmesine sessiz kalmayı vicdanımız ve inancımız nasıl kabul edebilir? Ahlak ve inanç bütün siyasi dengelerden önce gelir.”