Açıklamada, “2008 yılında Konya ili Taşkent ilçesinde sonradan ruhsatsız olduğu anlaşılan ve çocuklara yatılı dini eğitim veren bir kurs merkezinde çıkan yangında 17 çocuk ve bir eğitmen hayatını kaybetmiş, 29 kişi de yaralanmıştı. 8 yıldır süren soruşturmada ne yazık ki halen sorumlular bulunup yargı önüne çıkarılmamıştır. Benzer bir olay 2015 yılında Diyarbakır ili Kulp ilçesinde meydana gelmiş ve burada kalan 12 çocuktan 6’sı çıkan yangında hayatını kaybetmiş; sorumlular halen bulunamamıştır. Son olarak, 29 Kasım 2016 günü Adana ili Aladağ ilçesinde yine ilkokul çağında olan çocukların kaldığı ve dini bir cemaate yakın olduğu iddia edilen öğrenci yurdunda çıkan yangında 11'i çocuk olmak üzere toplamda 12 kişi yanarak hayatını kaybetmiş ve 24 çocuk da yaralanmıştır. Yaşanan bu toplu çocuk ölümlerinin makul şüphelisinin; faillerin basiretsiz ve sorumsuz yönetim anlayışı, bu anlayıştan güç ve cesaret alarak derme çatma mekânlarda zorunlu eğitim çağında olan çocukların ve ailelerinin ekonomik yoksunlukları ile dini inançlarını sömürü ve istismara konu eden, buna göz yuman anlayış olduğunu belirtmek gerekir. Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası çocuk hakları sözleşmelerinde ifadeleri bulunan tüm hakların çocuklarımız için kullanılabilir olmasını sağlamaya yönelik gerekli adımlar hızla atılmalıdır. Eğitime, sağlığa, sosyal güvenliğe, barışa ve özgür yaşama ulaşamayan tek bir çocuğumuz kalmamalıdır. İnsan Hakları Derneği olarak; kamu otoritesini ve tüm sorumluları, toplumsal vicdanda derin yaralar açan bu toplu çocuk ölümlerinin tüm faillerini ivedilikle bularak yargıya teslim etmeye davet ediyoruz. Başta bu toplu çocuk ölümlerinin faillerinin bulunması olmak üzere, çocukların maruz kaldığı tüm hak ihlallerinin faillerinin bulunarak yargıya teslim edilmesinin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz” denildi.