Ülkede insan sağlığı üzerinden para kazanmayı meslek haline getiren sahtekârların azımsanmayacak boyutlara ulaştığını belirten Kalkan, “Sağlık sorunlarına çare bulmak için her yolu denemeye çalışan hastalar, ehliyet ve liyakat sahibi olmayan diplomasız tabiri caizse merdiven altı çalışan, umut taciri sahtekârların ellerine düşebilmektedir. Bu sahtekarların son zamanlarda kendilerini kamufle etmek için fizyoterapist unvanını kullandıklarını çokça duymaktayız. Fizyoterapist olmanın yolu kanunlarla belirlenmiş olup, fizyoterapist olabilmek için üniversitelerin 4 yıllık fizik tedavi ve rehabilitasyon/fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünden mezun olmuş olunması gerekir. Hafta sonu kurslarıyla ya da sertifikasyon programlarıyla fizyoterapist olunmayacağı gibi, bu yollarla fizyoterapist olacağını ifade edenler, 26 nisan 2011 tarih 27916 sayılı resmi gazetede yayımlanan 6225 sayılı kanuna göre suç teşkil etmektedir. Halk sağlığını hiçe sayanlar hakkında caydırıcı bir cezai işlemin olmaması sahte fizyoterapistlerin cesurca hareket etmesine neden olmaktadır. Ülkemizin hemen hemen her yerinde halk sağlığını hiçe sayıp ortalıklarda cirit atan bu sahtekârlar, hastalarda geri dönüşü olmayan kalıcı hasarlara ve sakatlıklara neden olabilmektedirler. Sahte fizyoterapistler özellikle masaj salonları, güzellik merkezleri, spor salonlarında fizyoterapi uygulaması yaptıklarını ifade ederek halkı dolandırmaktadırlar. İnsan sağlığını hiçe sayanların elinde oyuncak olmamak adına var olan sağlık problemlerinin daha da artmaması için sahte fizyoterapistlere dikkat etmelerini, gerekirse diplomalarının olup olmadıklarını sorgulamalarını, şüphelenmeleri durumunda halk sağlığı müdürlüklerine şikâyet etmeleri konusunda halkımızı uyarıyoruz” dedi.