Rabbimizin bir ismi de EL-HAK tır. HAKKI TECELLİ ettirendir. Hak daima tecellidedir. Kişi, zahiri âlem hayatında (Dünyada) yaptığı bütün amellerin hesabını kıyamet gününde MAHKEME-İ KÜBRA’ da verecektir. Hâkimlerin hâkimi olan Allah’ın huzurunda hiç kimseye haksızlık yapılmaz.
Allah’u Teala buyuruyor ki,
45/CÂSİYE–22: Ve Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Ve bütün nefslere kazandıklarının karşılığı (ceza veya mükâfat) verilsin diye. Ve onlara zulmedilmez.
82/İNFİTÂR-10-11-12: Ve muhakkak ki, sizin üzerinizde mutlaka (hıfzeden) hafaza melekleri vardır. Şerefli yazıcılar (kaydediciler) olarak. Yaptığınız şeyleri bilirler.
6/EN'ÂM-132: Ve herkes için yaptıklarından dolayı dereceler vardır. Ve senin Rabbin, onların yaptıkları şeylerden gâfil değildir.
Kıyamet günü amellerinizin karşılığı mükâfat ve mücazat olarak ödenmek üzere bize bir mizan ve bir kitap verilir. Rabbimiz Kur’an- Kerim’inde bu hususa dikkat çekiyor.
17/İSRÂ-13: Bütün insanların kuşunu (kazandıkları ve kaybettikleri dereceleri) boynunda bağladık (boynuna astık). Ve kıyâmet günü ona, neşredilmiş kitabı (üç boyutlu olarak boşlukta oynayan hayat filmini) çıkarırız.
17/İSRÂ-14: Kitabını oku (hayat filmini izle)! Bugün hasib (hesap görücü) olarak (hayat filmindeki) nefsin(in cennete veya cehenneme gideceğini gösteren negatif ve pozitif derecelerinin neticeleri) sana kâfi oldu.
69/HÂKKA-18: İzin günü (Rabbinize) arz olunacaksınız. Sizden (size ait hiçbir şey) sır olarak gizli kalmaz.
36/YÂSÎN-65: Bugün onların ağızlarını mühürleriz. Kazanmış olduklarını (yaptıklarını) Bize, onların elleri anlatır, ayakları şahitlik eder.
Kıyamet günü bizim bütün hayatımız üç boyutlu olarak yeniden görüntülenecek. Tabi ki orada zaman açısından Allah’u Teala’nın standartlarına göre yaşanacak. Çünkü Rabbimiz buyuruyor ki “Ve azabı senden acele istiyorlar. Ve Allah, asla vaadinden dönmez. Ve Rabbinin katındaki bir gün, sizin saydığınız bin sene gibidir.” Öyle ise, yüz sene yaşayan bir insanın hayatı 2,4 saat içinde tamam olacak demektir.
Allah’u Teala bu konuda diğer bir ayet-i kerimesi de: “ŞÜPHE YOK Kİ, ALLAH HESABI PEK ÇABUK GÖRENDİR.” (âli İmran–19)
O saatin sonunda insanın bütün rakamları ortaya çıkıyor. Bu rakamlardan ne demek istiyoruz. Çünkü Allah’u Teala kitabı; KİTABUN MERGÜM (Rakamlanmış bir kitap) olarak ifade buyuruyor. (mutaffifin-9-22)
Yani hayat filmimiz rakamlı bir kitap. Bu rakamlı kitabın her saniye rakamları var. Birinci özelliği; insanın her saniyesinde kiramın kâtibin melekleri o hayatı filme alırken, o satın gerektirdiği mükâfatı veya mücazatı o kişiye rakamsal olarak vermesidir.
Eğer, yeşil rakamlarla pozitif sonuçlar varsa, bunlar sevap hanemize yazılıyor. Ve eğer kırmızı rakamlarla negatif sonuçlar varsa, bunlar günah hanemize yazılıyor. Ve KIRAMEN KÂTİBİN meleklerinin devamlı olarak ortaya koyduğu gerçekler, hayat filmimizin devamlı numaralanması, o günkü işlem durduğu zaman, klase etme noktasına gelince, bu klase noktasında, iki ayrı grup saklayıcı var. KİRAMEN KÂTİBİN melekleri burada ikiye ayrılıyor.
Sol taraftakiler günahlarımızı muhafaza ediyorlar. Yani negatif işaretli negatif numaralı olan kısmı muhafaza ediyorlar. Sağ taraftakiler de yalnız pozitifleri, yani sevaplarımızı muhafaza ediyorlar.
Öyle ki, bu rakamların bir özelliği daha da var. Mütemadiyen yeni eklenilen rakamlar, eskileriyle toplanıp, son rakam devamlı olarak görünüyor. Yani iki filme bakan insan hangisinin daha üstün olduğunu aynı anda görüyor. Çünkü rakamlar toplanarak geliyor.( kümülatif )
Yani, İnsan; Ben şu anda bir günah işlemiyorum, bir sevap da işlemiyorum, öylese ne derecat kazanıyorum ne de derecat kaybediyorum diyemez. Çünkü kaybı var. Eğer zikir etmiyorsa, her saniye bir negatif alıyor. Yani derecatı devamlı düşüyor.
Öylese insan, isyandan başlayan, teslime kadar ulaşan sonsuz merdiven basmaklarından bir tanesindedir her zaman. Ve her an değişir bu. Ya ileriye doğru, ya geriye doğru iner. Çıkar.
İşte böyle bir statü içinde, insanın her anı o rakamlarla işaretleniyor. Bunun için Allah’u Teala hayat kitabımıza, hayat filmimize KİTABÜN MERGÜM diyor. Rakamlı kitap… Peki, kıyamet günü ne olacak? Kıyamet günü iki grup melek, son rakamlarına bakacaklar, hangisinde son rakam yüksekse diğer taraf filmi öbür tarafa teslim etmek mecburiyetinde. Rakamı yüksek olan taraf, filmin tamamına sahip olacak demektir. Yani, sevapları fazla olan bir insanın hayat filmi kıyamet günü sağ tarafında tamamlanır. Günahları fazla olan bir insanın hayat filmi kıyamet günü sol tarafında tamamlanır.
İnsan düşüncelerinden dolayı sorumlu değildir. Başkasına zararı dokunmaz düşününce. Ama başkası hakkında bir takım sui- zanlarla hareket ediyorsa, o zaman düşüncelerinden de sorumludur. Dolasıyla düşüncelerimizin filmi rakamsız olmasına rağmen öyle anlar vardır ki, düşünceler de negatif rakamlar ihtiva ederler, kalem onları da yazar.
Öylese, Allah’u Tealanın kalemleri, ne kadar çok sayıda. Düşünün bir defa bu kalemler bütün insanlar için, ne kadar milyar insan varsa sadece şu dünya da her insan için en az bir çift kıramen kâtibin meleği var. Bütün cinler için gene kıramen kâtibin melekleri var. Yani, Allah’u Teala her şeyi ne kadar sonsuz bir dizaynla düşünüyor. Ve bunların neticesinde kalemler inkâr kabul etmeyecek bir şekilde, herkesin hesabını net olarak ortaya çıkarıyor.
İşte Allah’u Teala’nın mahkeme-i kubra dediği olay bu. Pek çok kişi bir kısım palavralar anlatırlar. Allah’u Telal hepimizi tek tek huzuruna alacak, tek tek sual soracak vs. vs. hâlbuki böyle bir olay yok. Üstelik hepimizin şimdi orada olduğunu düşünün. Altı milyar, yedi milyar insan birbirinin arkasından Allah’u Teala’nın huzuruna çıktığını düşünün. Bu gezegen için kim bilir kaç asır sürer… Hâlbuki iki saatlik süre içinde her şey bitiyor. Çünkü kıramen kâtibin melekleri hepimize ya sağ tarafımızdan ya sol tarafımızdan hayat filmimizi teslim ediyorlar.
Herkes kalemi, yazı yazan bir sistem zannediyor. Hâlbuki o yazı yazan bir sistem değil, o insanın hayatını, bütün kâinatın oluşumunu filme alan bir sistem.
Allah’u Teala, Gönül gözünü (kalp gözünü) açtığı kişilere gösteriyor bunları. Birde onlara, İLHAM yoluyla, onlar hakkında bilgiler veriliyor.
Melekler denildiği zaman, bu melekleri hepiniz görürsünüz. Mesela şu anda gökyüzüne bakın hareket halinde olan milyarlarca nokta göreceksiniz. Yuvarlak yuvarlak hareket halinde olan, parlak parlak bir kısım şeyler. İşte onların hepsi ayrı ayrı meleklerdir. Ve hareket halindedirler. Hiç boşluk yok, her tarafı kaplamış durumdalar.
Etrafınızda her an melekler var. Mesela tayyi mekân yaparken, onların yardımıyla yaparsınız. Her uykuya geçişinizde onlar yardım ederler. (Rüya olarak bildiğiniz aslında nefs tayyi mekânıdır) nefsiniz vücudunuzdan dışarı çıkması için onlar yardım ederler. Vücudunuza girerken de onlar yardım ederler. Devamlı onlarla haşir neşirsiniz. Tabii ki bu gözler onları görmez.
Rabbimin hepimizin amel defterlerimizin sağımızdan vermesini ve bizi buna layık görmesini temenni ederim. Allah razı olsun.
Hayrettin Önen