Savunma hakkı verilmeden yapılan ihraçların ciddi mağduriyetlere neden olacağını ifade eden Sevinçer, “15 Temmuz hain darbe kalkışmasından sonra Kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) şu ana kadar binlerce kamu görevlisi ya açığa alınmış ya da kamu görevinden ihraç edilmiştir. Aynı şekilde binlercesinin de açığa alınması ya da ihraç edilmesi gündemde. Millî iradeye yönelik gerçekleştirilen 15 Temmuz hain darbesi karşısında hükümetin bu suçlularla mücadele etmesi ve hak ettikleri cezaları almalarını sağlamaya çalışması hakkı ve görevidir. Zira bu millete reva görülen bu alçak kalkışmaya karşı halkı ve ülkeyi korumak elbette ki hükümetin en tabii vazifesidir. Ancak KHK’lar ile binlerce kamu görevlisini savunma haklarını kullanmadan açığa almak ya da ihraç etmek hukuk ve toplum nezdinde çok ağır cezalar olarak karşılanmaktadır. Türkiye cumhuriyeti devleti kanunlarıyla kurulmuş bir sendikaya üye olmak ya da bir sendikanın almış olduğu bir eylem kararına uymak, yine kanunlarla kurulmuş ve kanunlarla faaliyet gösteren bir bankaya para yatırmak fiillerinin karşılığı olarak kişileri devlet memurluğunda ihraç etmek çok ağır cezalar olmaktadır. Bununla birlikte tüm bunlar yapılırken memurlara kendilerini savunma hakkının verilmemesi, ayrıca bir hukuki sorun teşkil etmektedir. Hukukun temel kaidesi olan “savunma hakkı” verilmeden ihraç yapılması çok ciddi mağduriyetlere neden olmaktadır. Açığa alınan veya ihraç edilen kişiler aileleriyle birlikte çok büyük bir sayıya tekabül etmektedir bu da olayın toplumsal boyutunu gözden kaçırmamız gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu kişiler aileleriyle birlikte ekonomik ve psikolojik sorunlarla baş başa bırakılmaktadır. Özgür Eğitim-sen olarak bu gerçekleri hatırlatarak suçlu ile suçsuzun sağlıklı bir şekilde birbirinden ayrıldığı bir sürecin hakim olmasını beklediğimizi ifade ediyoruz” dedi.