Şube binasında yapılan açıklamaya İHD yöneticileri ile insan hakları savunucuları katıldı. Açıklamayı yapan İHD Batman Şubesi Başkanı Mehmet Bağatır, “Türkiye’nin özellikle Suriye’de izlediği Kürt ve alevi karşıtlığı dış politika sonucu, ülke içinde başta Kürtler olmak üzere, demokratik kesimleri DAİŞ saldırılarının hedefi haline getirmiş ve bu politikalar sonucunda hem içte hem de dışta insanlık ağır bedeller ödemiştir. Saldırıyı gerçekleştirenleri ve arkasındaki güçleri kınıyor ve lanetliyoruz” dedi.
Saldırıda yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar dileyen Bağatır, şunları söyledi; “Daha en başta belirtmek isteriz ki demokratik kurumların, gazetecilerin uyarılarını dikkate almayanlar ve Gaziantep’te cirit atan bu canilere dokunmayanlar, dolayısıyla insanlıktan nasibini almamış çetelerin palazlanmasını sağlayanlar ve savaş politikalarında ısrarcı olanlar bu katliamdan sorumludur! Saldırıyı gerçekleştirenlerin arkasındaki güçleri kınıyor ve lanetliyoruz. Suruç katliamı ile başlayan ve en son Antep’teki saldırı ile doruğa çıkan katliamlardan çıkarılması gereken sonuç, bu saldırıların İŞİD tarafından yapıldığı görünse de, asıl siyasi ve hukuki sorumluluğu olan Türkiye’yi temsil eden siyasi iktidardır. Bunca katliamlarda yüzlerce insan yaşamını yitirmesine ve yaralanmasına karşın, idari ve hukuki sorumluluk bağlamında; bugüne değin hiçbir mülki amir görevden alınmadığı gibi, hiçbir kolluk amiri ile kolluk görevlileri aleyhine idari ve adli bir soruşturma açılmamıştır. Bütün bu ölümlere, yıkımlara neden olan Kürt ve Kürdistan’ın ret ve inkârı olup 100 yıldır devam eden bu meselenin şiddetle bastırma yok etme siyasetidir.
ANKARA SALDIRISI İDDİANAMESİNİ HATIRLATTI
Suruç, Diyarbakır, 10 Ekim Ankara gar katliamlarının yapılacağı bilgisinin çok önceden bilinmesine ve istihbarat merkezlerince bu tür saldırıların olabileceği bilgisi olmasına karşın hiçbir önlem alınmadığı haberlerinin gün yüzüne çıktığı bir ülkede, toplumun hiç de azımsanmayacak bir kesiminin sistematik biçimde katliamların hedefi olması çığırtkanlıkla demokrasinin getirilemeyeceğini de göstermektedir! 10 Ekim Ankara katliamının İddianamesinde Kürtlerin düğününe tam da Gaziantep’te İŞİD tarafından saldırı yapılacağı iddiası yer almasına ve daha bir yıl önceden bunun istihbarat kaynaklarına geçmesine rağmen hiçbir önlemin alınmaması bu saldırının deyim yerindeyse göz göre göre gerçekleştiğini göstermektedir. Türkiye’nin özellikle Suriye’de izlediği Kürt ve alevi karşıtlığı dış politika sonucu, ülke içinde başta Kürtler olmak üzere, demokratik kesimleri bu saldırıların hedefi haline getirmiş ve bu politikalar sonucunda hem içte hem de dışta insanlık ağır bedeller ödemiştir. Rojava devrimine düşmanca yaklaşım ve bu devrimi boğma adına İŞİD vahşetine, basına yansıyan belgeler kadarıyla da bazen açık bazen gizli olarak destek vermesi veya göz yumması bu sonuçlarında doğmasında doğrudan etkili olmuştur. Bu vesileyle bir kez daha Türkiye’nin Rojava Devrimi düşmanlığını bırakmaya çağırıyoruz. 10 Ekim Ankara katliamında olduğu gibi tam da KCK‘nin Demokratik çözüm yaptığı gün böyle bir saldırının olması asla tesadüf değildir. Barış ve demokratik çözüm çağrılarının yükseldiği bir dönemde meydana gelen bu olaylar Devletin iç ve dış politikasından bağımsız olmayıp Kürt sorununa yaklaşımını göstermektedir. Türkiye kendi sınırları içindeki Kürt sorununu çözme zihniyeti ve politikasına sahip olmadığından bu olayların daha fazla yaşanacağı bir sır değildir. Bu vesileyle Türkiye’nin Kürt düşmanlığını bırakarak Kürt sorununun çözümünde hemen adım atmaya ve Rojava Devrimi düşmanlığını da bırakmaya çağırıyoruz.”
Lütfen bekleyin..
