Aslan, “Mavi Marmara'da hayatını kaybeden şehitlere de Allah'tan rahmet diliyorum. Mavi Marmara'yla ilgili, daha doğrusu, aleyhinde o dönemde bütün dünyada bir kamuoyu baskısı oluşmuştu, İsrail aleyhinde ve o dönemde Fetullah Gülen kalkıp o kamuoyu baskısını bertaraf edecek bir açıklama yapmıştı hatırlarsınız ‘İsrail devletinden izin almalıydılar’ diye. 8 Haziran 2010'da benim Başkanlığımda -o zaman Mıhallemi Derneği Başkanıydım- Midyat'ta, Türkiye'de ve dünyada ilk defa Fetullah Gülen aleyhinde bir basın açıklaması yapmıştık. Öğretmen olmam hasebiyle o dönemde sürgün edilmek istendim, hakkımda soruşturmalar açıldı, hepsi medyada ve dosyamda duruyor. Bununla ilgili, bu anlaşmayla ilgili şehit yakınları, gaziler ve mağdurlar, gemidekilerin avukatları bir basın metni okudu, hazırladı; onun Mecliste okunmasını talep ettiler, süre yeterse ben okuyacağım. ‘Mavi Marmara olayına ilişkin olarak İsrail ile Türkiye Cumhuriyeti arasında yapılan anlaşmanın Gazze Özgürlük Filosu'nun yerli ve yabancı mağdurları, şehit aileleri ve Türkiye açısından ortaya çıkaracağı neticeler hakkında ilgililerin dikkatini çekmek adına anlaşma maddeleri aşağıda sırasıyla ele alınmış, hukuksal ve diplomatik açıdan değerlendirilmiştir. İsrail, 20 milyon Amerika doları bağış yaparak hukuki ve cezai her türlü sorumluluktan kurtulmaktadır. İsrail, adı geçen bağış konusunda hiçbir sorumluluk almamakta, paranın mağdurlara dağıtımı, teslimi gibi konularda Türkiye Hükûmeti vatandaşlarıyla ve yabancı katılımcılarla karşı karşıya getirilmektedir. Ödenecek tutar sadece şehit yakınlarına verilecektir. Şehit yakınlarının bu bedeli almayı kabul etmemesi ve hiçbir şekilde zararları tazmin edilmeyen diğer mağdurlardan yani yaralılar dâhil 700'e yakın filo katılımcısının açtığı, açacağı ulusal ve uluslararası alandaki davalarda Türkiye Hükûmeti şehit yakınlarıyla ve diğer mağdurlarla karşı karşıya getirilmektedir. Böylece İsrail açısından tam bir sorumsuzluk hâli de oluşturulmaktadır” dedi.