Türkiye’de yargının sürekli gücü elinde bulunduranların bir sopası haline geldiğini söyleyen Sevim, “Israrla yargının toplumsal barışı tesis etme, adaleti sağlama fonksiyonuna dikkat çektik ve yargının ötekileştirilen kesimlerin üzerinde bir sopaya dönüştürülmesinin doğuracağı olumsuzlukları her zaman dile getirdik. Bu konuda uzun yıllardır toplumda bir hassasiyet oluşmuştu. Çünkü yargı ötekini bastırmak amacıyla birçok mağduriyete sebebiyet verdi ve geriye dönük baktığımızda neredeyse toplumun her kesiminden mağdurlar ordusu var” dedi. Bir dönem özellikle DGM ve Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri eliyle neredeyse toplumdaki her siyasal gruba dönük operasyonların yapıldığını ifade eden Sevim, “Yapılan yargılamalar neticesinde büyük mağduriyetler oluştu. Toplumda yargıya dair bu kadar tartışmanın devam ettiği bir süreçte bir af ya da en azından bu mahkemeler eliyle verilmiş olan kararlarda yeniden yargılama yolunun açılması beklentisi vardı. Ama böylesi bir kanun hükmünde kararnameyle sadece sorunu halı altına süpüren ve günübirlik ihtiyaçları, cezaevindeki kapasite sorunun çözmeye dönük düzenlemenin yapılmış olmasıyla bu sorun tekrar ertelenmiştir” diye konuştu.