Roboski dosyasının tekrar açılması için yeni bir taleplerinin olduğunu kaydeden baro başkanları, Elçi dosyasındaki fiili gizlilik kararının kaldırılmasını istedi. Bu yıl 16’ncısı gerçekleştirilen Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nin 3’ncü gününde Sanat Sokağı’nda Tahir Elçi anısına “Bölgede hak ve hukuk ihlalleri” konulu panel gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Tunceli Baro Başkanvekili Özgür Ulaş Kaplan’ın yaptığı panele, Şırnak, Hakkari, Batman Van ve Diyarbakır baro başkanları panelist olarak katıldı. Panel, katledilen Elçi anısına yapılan saygı duruşu ile başladı. Panelde ilk olarak konuşan Diyarbakır Baro Başkanı avukat Ahmet Özmen, 16 Temmuz itibariyle değil de 2015 Temmuz’undan bu yana Anayasa kararları ile bağlanmamış bir OHAL ile yaşadıklarını belirtti. Tahir Elçi’nin mücadelesine değinen Özmen, Elçi’nin bütün yaşamı boyunca insan haklarına karşı mücadele eden büyük bir hukukçu olduğunu söyledi. Özmen, Tahir Elçi’nin annesi ve babası "faili meçhul"e giden çocukların ve işkenceye uğrayanların avukatlığını yaptığını kaydetti. Elçi dosyasının "faili meçhul"e bırakılmasına izin vermeyeceklerini dile getiren Özmen, soruşturma dosyasının etkili ve güçlü bir şekilde yürütülmediğini hatırlattı. Soruşturma dosyasında gizlilik kararı olmamasına rağmen fiili bir gizlilik kararıyla dosyanın taraflarına gösterilmediğini ifade eden Özmen, dosyada bulunan soruşturma için 98 talepte bulunduklarını ancak bunun içinde herhangi bir aktarımın kendilerine yapılmadığını söyledi. Özmen, “Tahir Elçi’nin vurulduğu yerde Mardin Kebap lokantası adlı bir yer vardır. Orada bir güvenlik kamerası olduğunu polislere söyledik. Orada ki kameranın vurulma anının o kamerada olduğunu söyledik. Bir buçuk ay önce kayıtlar bize verildi. Ama bu kayıtlar ne hikmetse o kadar gelen uzmana rağmen asla açılmadı” dedi.
‘BÖLGEDİ BİR YILDIR TÜK HAKLAR ASKIDA’
Van Baro Başkanı avukat Murat Timur da, 87’den 2002’ye kadar süren OHAL'i hatırlatarak, bölgenin geçen seneki hak ihlallerine bakıldığında sadece bin 500 kişinin yaşamını yitirdiğini, bunlardan 600'ünün kadın ve çocuk olduğunu gördüklerini kaydetti. “OHAL süreci neden kabul edildi? Bununda değerlendirilmesi gerekir” diyen Timur, OHAL döneminin iktidarın gücü rahatlıkla eline geçireceği dönem olduğunu aktardı. OHAL rejimiyle birlikte gözaltı süresinin 30 güne çıkarıldığını vurgulayan Timur, işkencenin böylelikle resmileştirildiğini ve avukatlarla 5 gün görüş sınırlaması getirildiğini belirtti. Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi ise, Cizre’de yaşanan hak ihlallerini anlattı. “Bölgemizde hak ihlalleri katlamalı bir şekilde süre gelerek devam etmektedir” diyen Elçi, OHAL’in geçen yıldan bu yana Cizre, Silvan, Nusaybin, Yüksekova ve Şırnak’ta devam ettiğini söyledi. Bu kentlerde insanların bütün hürriyetleri ve haklarının askıya alındığının altını çizen Elçi, “Bodrumlar yaşanmadan Hediye, Miray bebek, Ramazan amca vuruldu. 200’e aşkın kalemden başka bir şeyi olmayan gençler katledildi. Bugün ki hukuk sistemi içerisinde bir şey yapamamış olabiliriz. Bölge baroları olarak üzerimize düşeni yapacağız. Riskli alan denilen alanda istediği şekilde müdahale etme şansları oldu. Bunun için başvurumuz oldu ama Anayasa Mahkemesi bize dönmedi” şeklinde konuştu. Son olarak konuşan Batman Baro Başkanı avukat Ahmet Sevim, insan haklarının neden kurumsallaşamadığını anlattı. Sevim, şunları aktardı; “Burada insan haklarına maruz kalan insanlara konuşmanın ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Bölgede her insanın bir hak ihlaline maruz kaldığını biliyoruz. Batman’dan buraya kadar neredeyse her adımda karşılaştığımız yol boyunca seyahat özgürlüğünü kısıtlayan uygulamalarla karşılaştık. Dersim’e yaklaştığımız zaman doğa tahribatlarıyla karşılaştık. Neredeyse her yıl bu konuları konuşarak toplumsallaşamıyoruz. Bütün bu hak ihlallerinin sebebi kamusuz bir kamu düzeninin olmasıdır.” Panel soru cevap bölümüyle sona erdi. Haber merkezi