Hasankeyflilerin tek geçim kaynağı turizm iken, bölgedeki çatışmalar ve Ilısu barajı, turizm bitme noktasına getirdi. Kötü gidişat nedeniyle birçok esnaf kepenk indirdi, birçok yurttaş da Hasankeyf'ten taşınmak zorunda bırakıldı. Hasankeyf Kalesi'nin kapatılmasıyla birlikte turizmin durma noktasına geldiğini belirten 15 yıllık turizm rehberi ve aynı zamanda Hasankeyf'i Yaşatma Derneği Üyesi Arif Ayhan, “İlçe kaymakamına ve diğer yetkili kurumlara Hasankeyf Köprüsü sular altında kalmasına rağmen 'neden restore ediliyor' soruyoruz. Kaymakamlık, 'Barajın ömrü zaten kısa, o yüzden köprü sular altında kalınca taşları yerlerinden sökülmesin ve sağlam kalsın. Sular çekildiğinde tekrar kullanılabilsin diye restore ediyoruz' cevabını veriyor. Böylesi bir durum kabul edilmezdir” diye konuştu. İlçenin tepe noktasında bulunan tarihi Kale ve suyun kenarında bulunan lokanta ile cafelerin kapatılmasıyla birlikte turizmin bittiğine dikkat çeken Ayhan, “Kale açıkken gelen turist sayısı çok fazlaydı. Günde 5-6 tur gelip kaleyi ziyaret ediyordu. Şimdi ise ayda bir tur bile gelmiyor. Kalenin kapalı olduğunu duyan turistler ilçeye girmeden geri dönüyorlar. Hasankeyf’e gelen turistler yemek yemeğe değil kaleyi gezmeye geliyorlar. Kale de yaklaşık 5 yıldır kapalı” şeklinde konuştu.
'KALE RESTORE EDİLMİYOR'
Kaleden 5 yıl önce bir kaya kitlesinin düşmesi üzerine bir yurttaşın yaşamını yitirdiğini ve bu nedenle kalenin kapatıldığını paylaşan Ayhan, “Güvenlik dolayısıyla kale kapatıldı. Ama restorasyon yapılıp açılmasını bekliyorduk. Fakat üzerinden beş yıl geçmesine rağmen hiçbir çalışma yapılmadı ve kale açılmadı. Fakat tamamen sular altında kalacak körünün restorasyonu yapılıyor” dedi. Hasankeyf’te turizmin tarihinde en kötü sezonunu yaşadığın paylaşan Ayhan, “Çatışmalı sürecin başlamasıyla turizmde biraz durgunluk oldu. Ardından tarihi kalenin kapatılması nedeniyle çok az turist gelmeye başladı. Son olarak darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL ile birlikte Hasankeyf için turizm bitti diyebiliriz” diye konuştu. Yapılan araştırmalara göre Hasankeyf 'in turizme kazandırılması ile birlikte yapılacak barajdan daha fazla gelir elde edileceğinin kanıtlandığını aktaran Ayhan, şunları söyledi; “30 - 40 yıllık bir baraj için tarihin yok olmasına karşıyız. Ya da elektriğe mi ihtiyaç var, güneş enerjisi ile elektrik elde edilebilir. Bunun bir sürü alternatif yolu var. Ömrü kısa bir baraj için insanlık yok olmasın. Ben halen baraj olacağına inanmıyorum ve belki Hasankeyf açık müze yapılır diye düşünüyorum.” Hasankeyf 'te bulunan tarihi eserlerin taşınması konusuna da değinen Ayhan, ilçede bulunan tarihi minarelerin taşınmasının kolay olduğunu, fakat taşınması durumunda orijinalliğini kaybedeceğini ve eskisi gibi olamayacağını hatırlattı. Yine Hasankeyf 'te bulunan ve 1460'lı yıllarda inşa edilen tarihi Zeynel Bey Türbesi'nin de taşınacak eserler arasında yer aldığını aktaran Ayhan, şunları dile getirdi; “Türbe dışarıdan silindirik, içeriden ise sekizgendir. Dolayısıyla parçalara ayrılıp tekrar birleştirilmesi imkânsızdır. Ancak alttan raylı bir sistem ile taşınabilir. Fakat ilçede incelemelerde bulunan arkeologlar mevcut bütçeyle türbenin taşınmasının imkânsız olduğunu belirtiyorlar.” Haber merkezi