Defalarca gözaltına alınan Abayay, 29 Temmuz 1992 tarihinde saat 19.30'da evine giderken saldırıya uğradı. İkisi 18-19 yaşlarında biri 25 yaşlarında ola 3 saldırgan, daha sonra Abayay'ın yanındaki arkadaşına da ateş etmek istedi ancak silahları tutukluk yapınca kaçtılar. Kurşunlanarak ağır yaralanan Abayay, Batman Devlet Hastanesi'ndeki ilk müdahalenin ardından kaldırıldığı Diyarbakır Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 30 Temmuz günü yaşamını yitirdi. Gördüğü ağır işkence nedeniyle vücudunun bir kısmı felç olmasına rağmen çalışmalarını sürdürüp Özgür Halk Dergisi Bürosu'nun kapanmasına izin vermeyen ağabeyinin Batman’da sevilen biri olduğunu belirten Gülistan Rızgar Abayay, evlerine defalarca yapılan baskınlar sonucu ağabeyinin birçok kez gözaltına alındığını vurguladı. Kardeş Abayay, “Günlerce kendisinden haber almazdık. Ömrünü hep işkence ve gözaltında geçirdi. İlk tutuklandığında daha 16 yaşındaydı ve annemler 6 ay boyunca haber alamadı. Hepimiz ümidi kesmiştik ölmüştür diye. Vücudunun her yerinde işkence izleri vardı. Boynunun bir kısmı da işkenceden dolayı felç olmuştu. En son Diyarbakır zindanında olduğunu öğrenmiştik” dedi.
‘24 YIL GEÇTİ AMA BİR ŞEY DEĞİŞMEDİ'
Ağabeyinin katledilişinin üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen bölge coğrafyasında hala hiçbir şeyin değişmediğini anlatan Abayay, bu adaletsizliğin son bulmasını istedi. Ağabeyinin OHAL döneminde katledildiğini hatırlatan Abayay, bu ülkenin hala OHAL uygulamaları ile yönetildiğini söyledi. “Üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen failler yargılanmadı ve yaramız hala kabuk bağlamadı” diyen Abayay, bu nedenle acılarının ilk günkü gibi olduğunu kaydetti. Belki de ağabeyinin katilleri ile yüz yüze görüştüğünü yada tokalaştığını dile getiren Abayay, şöyle devam etti: “Yani bu ülkede kim ne yaparsa yanına kar kalıyor. Ağabeyimin failleri hala bulunmadı ve bulunmadan da acılarımız hafiflemeyecek. Ailemizdeki boşluk hala duruyor. Ağabeyim katledildiğinde çocuktum ve şimdi çocuklarım oldu ama failleri hala bulunamadı.” Ağabeyi Çetin'in gazetecilik yaptığı dönemde sürekli telefonla tehdit edildiğini ve arkadaşlarının katledildiğini vurgulayan Abayay, her şeye rağmen ağabeyinin canı pahasına Özgür Halk Dergisi Bürosu’nun kapısını açık tuttuğunu söyledi. Abayay, “Kardeşim kafasından kalleşçe vurulmuştu. Ağabeyimin vurulduğunu duyunca hastaneye koştuk. Ambulansla Diyarbakır Tıp Fakültesi'ne kaldırıldı ve geceyi orada geçirdi. Ertesi gün 30 Temmuz'da şehit oldu. Aynı gün cenazeyi Êlih’e getirdik ve İpragaz Mahallesi Mezarlığı'na defnettik” dedi.
‘BABAM DA GÖRDÜĞÜ İŞKENCEDEN YAŞAMINI YİTİRDİ'
Çetin Abayay’ın ablası Rahime Abayay ise, babasının 12 Eylül 1980 darbesi sonrası tutuklandığını belirterek, cezaevinden çıktıktan kısa bir süre sonra gördüğü işkence nedeniyle yaşamını yitirdiğini söyledi. Kardeşi Çetin'in babasının bu durumundan çok etkilendiğini kaydeden abla Abayay, “Belki bu kadar mücadele etmesinin en önemli sebebi buydu” diye belirtti. Kardeşinin ‘faili meçhul’lerin yoğun yaşandığı bir dönemde Özgür Halk bürosunu açık tuttuğunu hatırlatan abla Abayay, şunları aktardı; “Kardeşim, ‘böyle bir süreçte gerçekleri halka ulaştırmalıyız. Halkımızın doğruları okuyup gerçekleri görmesi için mutlaka derginin açılması gerekli’ diyordu ve en sonunda derginin temsilciliğini canı pahasına açtı. Baskılara inat son ana kadar büroyu korudu ve halka dergileri ulaştırdı.” Haber merkezi