Lütfen bekleyin..

FLAŞ HABER


‘OHAL ilan edilmesi anti demokratiktir’

22 Temmuz 2016, 18:28 - Okunma: 821

İHD Batman Şubesinde yapılan basın açıklamasında ilan idelin Olağanüstü Hal’in (OHAL) antidemokratik olduğu belirtildi.


Dernek yöneticileriyle birlikte basının karşısına çıkan İHD Batman Şube Başkan yardımcısı Av. İlyas Tarım, bundan önce uygulanan OHAL uygulamalarına dikkat çekti. Tarım, şunları söyledi; “Bugün içinde bulunduğumuz olağanüstü durumla 27 Ekim 1983 tarihinde, yani doğrudan 12 Eylül askeri darbe döneminin Bülend Ulusu hükümeti tarafından bizzat darbeyi pekiştirmek amacıyla çıkarılan ‘Olağanüstü Hal Kanunu’ arasında demokratik hiçbir ilişki kurulamaz! Darbeleri önleyecek olan, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayacak olağanüstü hal ilan etmek değil aksine temel hak ve özgürlükleri genişleterek demokratikleşmeyi bir an önce gerçekleştirmektir! 20 Temmuz 2016 günü yapılan MGK ve Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı tarafından, yakın tarihimizde ilk kez Türkiye genelinde 3 ay süre ile olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiği belirtilmiş ve bu karar 21 Temmuz 2016 tarihli Resmi Gazete de yayınlanmıştır. Yakın dönem tarihinde son sıkıyönetim uygulamasını kısmi olarak Kasım 1978’de yaşamaya başlayan Türkiye’de bu uygulama, 12 Eylül 1980’de askeri darbesi ile kalıcılaşarak 19 Temmuz 1987’ye kadar devam etmiştir. Bu tarihten sonra Türkiye’nin Doğu ve Güney Doğusunda birçok ili kapsayacak şekilde başlatılan olağanüstü hal uygulaması ise 46 kez uzatılarak 30 Kasım 2002 yılına kadar sürmüştür. Kısacası Türkiye halkları 24 yıl boyunca zaman zaman ülkenin tamamında ya da bir bölümünde ama kesintisiz olarak temel hak ve özgürlüklerin sınırlandığı/kısıtlandığı sıkıyönetim/olağanüstü hal rejimi altında yaşamıştır. Bu durum, dünya çapında eşine az rastlanır bir örnektir. Türkiye’de olağanüstü hal ilanları önemli ölçüde Ecevit hükümeti döneminde kısmileştirilmiş, son olarak ise iki ilde (Diyarbakır ve Şırnak) devam eden olağanüstü hal uygulaması 30 Kasım 2002 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde uzatılmayarak tamamen sonlandırılmıştı.
‘TBMM BÜTÜNÜYLE İŞLEVSİZLEŞTİRİLECEK’
Türkiye’nin en köklü insan hakları kurumları İnsan Hakları Derneği (İHD)  olarak son günlerde defalarca dile getirdiğimiz gibi; Evet, ülkemizde bir askeri darbe girişimi olmuştur,
Evet, demokrasinin inkârı ve temel hak ve özgürlüklerin tamamen ayaklar altına alınması anlamına gelen tüm darbe ve darbe girişimlerine amasız, fakatsız ve ancaksız karşıyız.
Evet, son darbe girişiminde bulunanlar Türkiye halklarına karşı bir insanlık suçu işlemişlerdir. 
Evet, darbeciler hakkında Anayasa ve yasalar çerçevesinde ne gerekiyorsa tüm hukuki işlemler yapılmalı, hukukun üstünlüğüne özen gösterilerek adil biçimde yargılanmalı ve suçlu bulunanlar cezalandırılmalıdırlar. Evet, ülkemizde olağanüstü bir durum yaşanıyor. Bununla birlikte, sözcük olarak aynı olmasına karşın yaşadığımız bu olağanüstü durumla 27 Ekim 1983 tarihinde yani doğrudan 12 Eylül askeri darbe döneminin Bülend Ulusu hükümeti tarafından bizzat darbeyi pekiştirmek amacıyla çıkarılan "Olağanüstü Hal Kanunu" arasında (1992 yılına kadar kimi değişiklikler yapılmış olsa bile) demokratik hiçbir ilişki kurulamaz. Çünkü askeri darbe girişimleri askeri darbe döneminin zihniyeti ve kanunları ile ortadan kaldırılamaz, aksine askeri darbe dönemlerinin zihniyeti daha da pekiştirilir. Çünkü mevcut kanun ile; Hiçbir yargı denetimine açık olmayan bir şekilde Bakanlar Kurulunca kanun hükmünde kararnameler (KHK) çıkarılabilerek, zaten önemli ölçüde işlevsizleştirilmiş olan yasama organı (TBMM) bütünüyle işlevsizleştirilecek, Sokağa çıkma yasağa ilanı başta olmak üzere, seyahat, eğitim, çalışma, haberleşme ve iletişim, konut dokunulmazlığı, özgürlük ve güvenlik gibi temel hak ve özgürlüklerin kullanımı kısmen ya da tamamen durdurulacak, güvenlik güçlerinin silah kullanımı yetkisi nerede ise sınırsız hale gelecek. Zaten son dönemde mevcut siyasal iktidar tarafından yeterince tahrip edilen hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ve insan haklarına saygı gibi demokrasi ilkelerinin maruz kaldığı tahribat daha da derinleşecektir.
‘İNSAN HAKLARININ ASKIYA ALINMASI KABUL EDİLEMEZ’
Bu nedenle, darbe girişiminin bastırıldığı, yaygın gözaltı ve tutuklamaların yapıldığı, kamu kesiminde on binlerce kamu görevlisinin açığa alınarak soruşturmaları başlatıldığı bir süreçte çeşitli hukuksal araçlardan yararlanmak için Türkiye’nin tamamını kapsayan ve 3 ay süre ile OHAL ilan edilmesini anti demokratik ve toplumun tüm kesimlerini baskı altına alacak, otoriter uygulamaların kalıcı hale getirileceği bir yaklaşım olarak değerlendirmekteyiz.
 Bu durum Türkiye’de fiili başkanlık modelinin OHAL yasası ile birlikte kanuni bir şekil alacağını, parlamenter sistemin iyice zarar göreceğini ve anlamsız hale getirileceğini göstermektedir. Temel hak ve özgürlüklerin ciddi olarak kısıtlanabileceği ortamın ise yeni gerilimlere ve toplumsal çatışmalara sebep olabileceğini ayrıca vurgulamak isteriz. Öte yandan, Türkiye’nin geçmiş pratiğinde OHAL dönemlerinde meydana gelen hak ihlalleri Anayasa’nın 15. maddesinin 2. fıkrasındaki güvencelere uyulmadığını göstermiştir. Tüm olağanüstü yönetim usullerine başvurulduğu dönemler, insan hak ve özgürlüklerinin ihlallerinin yoğunlaştığı dönemler olarak kayıtlara geçmiştir. OHAL süresinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin askıya alınması biz insan hakları aktivistleri açısından kabul edilemez bir durumdur.  Her şart altında yaşam hakkının, maddi ve manevi varlığın bütünlüğüne dokunulamayacağının yani işkence ve kötü muamele yasağının sürmesi gerektiğini, din, vicdan ve düşünce özgürlüğünün güvence altında olması gerektiğini, suç ve cezaların geçmişe yürütülemeyeceğini yani ölüm cezası tartışmalarının bile anlamsız olduğunu ve masumiyet karinesinin mutlaka korunması gerektiğinin hatırda tutulmalıdır. Bu süreç içerisinde içeride ve dışarıda barış politikalarının geliştirilerek yeniden bir barış ve çözüm sürecinin inşa edilmesi gerektiğini ve demokratik siyasetin önünün açılarak Türkiye’nin kaostan çıkabileceğini, eski OHAL pratiklerini görmek istemediğimizi ve OHAL’in en kısa sürede sona erdirilmesi gerektiği vurgulamak isteriz.” Haber merkezi
 

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
GÜNCEL Kategorisindeki Diğer Haberler
Çukobirlik Batman Şube Başkanı Erkan Kağba, 2022 yılı pamuk hasadı ve alıml..
Batman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Abdulkadir Demir, yapılan BATSO seçi..
Av. Orhan Alphan’a yapılan saldırıya yönelik polis memurunun yargılandığı B..
DEVA Partisi Batman İl Başkanı Melik Müjdeci, Batman’ın çeşitli noktalarınd..
Bu yıl 5’incisi düzenlenen Batman Kitap Fuarı çerçevesinde önemli konuklard..
Batman’ın Gercüş ilçesinde Şeyh Bube'yi anma etkinleri devam ediyor. Ge..
RSS
© 2025 - Batman Medya Gazetesi
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=