Ayboğa, bir yıl önce UNESCO Dünya Miras Listesine alınan Sur’un bombalanarak yıkılmasının toplantının ana maddesi olduğunu söyledi. İstanbul’da UNESCO’nun Dünya Miras Komitesinin 40. oturumu yapıldı. Bu komite, 21 ülkenin temsilcilerinden oluşuyor ve dünya miras alanları hakkında karar veriyor. Her yıl yapılan bu konferans, bu yıl İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılması kararlaştırıldı. Bölgeden Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile Diyarbakır Kalesi Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzaj Alan Yönetimi olarak bir heyet katıldı. Dünya Miras Komitesi her yıl yeni miras alanları koruma altına alma kararını veriyor. Komitenin bu alanlar ile ilgili hazırladıkları raporlar üzerinde duruluyor. Türkiye’de 15 tane Dünya Miras varlığı bulunuyor. Bunlardan iki tanesi bölgede diğerleri Türkiye’nin farklı kentlerinde bulunuyor. Bölgedekilerden biri Diyarbakır Kalesi, değeri de Nemrut’tur. Dünya genelinde 800 tane miras alanı kabul edilmiş durumda. Bu alanlar hem kültürel hem de doğal alanları olarak korumak lazım.
TOPLANTIYA AYBOĞA KATILDI
Toplantıya katılan Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi Aktivisti Ercan Ayboğa, şunları söyledi; “Tabi bu sene olayın merkezinde Sur bulunuyor. Sur derken, Amed Kalesi, Hewsel Bahçeleri ile Suriçi geçen sene Dünya Miras Alanı ilan edildi ve bunu büyük bir başarı olarak kabul etmiştik. T.C Kültür ve Turizm Bakanlığının başvurusu ile gerçekleşmişti. Şimdi UNESCO’ya alınan Sur’da savaş başladı, yarısı neredeyse tümden yıkıldı. Kültür Bakanlığı bu durumdan kaynaklı ilgi göstermedi ve Alan Yönetimi durumu raporlaştırdı. Yılın sonuna doğru bunları direk UNESCO’nun Dünya Miras Listesine yolladı. Ondan sonra yavaş yavaş dikkate almaya başladı. Kültür Bakanlığı başta olayı ciddiye almıyordu. Bakanlık ‘böyle bir olay yok, her şey yolunda!’ şeklinde raporlar ile UNESCO’nun sorularını yanıtladı. Alan Yönetimi UNESCO’yu uyardıktan sonra, UNESCO da T.C Kültür Bakanlığından rapor istedi. Onun sonucunda Kültür Bakanlığı bir rapor verdi. Fakat yıkımı da kale ye bir şey olmamış, Suriçi’ndeki bazı yıkımlara dikkat çekerek durumu geciktirmiş.
‘HASANKEYF’İ GÜNDEME SOKMAYA ÇALIŞIYORUZ’
Kültür Bakanlığı Hasankeyf’i kesinlikle gündemine dahi getirmek istemiyor. Biz şuan UNESCO’nun toplantısında Hasankeyf’i gündeme sokmaya çalışıyoruz, ancak Merkezi Hükümetin böyle bir talebi olmadan resmi olarak da gündeme gelmiyor. Fakat şuan Sur’un ilk gündem maddesi olduğunu söyleyebilirim. Biz şuan Güney Irak’ta bulunan sazlıklar ile Hasankeyf’in durumunu birlikte ele alıyoruz. Bu sazlıklar Irak Hükümetinin talebi sonucunda UNESCO’nun gündemine alınmış bulunmakta. Çünkü bu kriterleri taşıyan Irak Sazlıkları tehlike ile karşı karşıyadır. Şimdiye kadar Dicle Nehrinden beslenen bu sazlıkların yok alması da Hasankeyf’i yok edecek olan Ilısı Barajına bağlıdır. Tabi Ilısı Barajı Kürdistan’da bir tarih katliamı yaparken, Güney Irak’ta da ender olan Irak Sazlıklarını da yok edecektir. UNECSO Komitesi Ilısu Barajı nedeniyle Irak Sazlıklarını Dünya Miras Listesine alma isteğinde olmadığını gördük. Çünkü Irak Hükümeti, suyun akışına garanti veremiyor. Ayrıca Irak Hükümetinin bu konuda başvurusu önemlidir. Eğer Irak Sazlıkları UNESCO Dünya Kültür Miras Listesine alınırsa Hasankeyf için de çok olumlu olur. Çünkü Ilısu Barajının tamamlanması daha da zorlaşacaktır. Kürdistan’da, en az 10 tarihi doğal miras alanları UNESCO Dünya Miras Listesine girecek niteliktedir. Mesela Van Kalesi, Ahtamar Adası, Munzur Milli Park, İhsak Paşa Sarayı, Göbekli Tepe ve Hasankeyf, UNESCO’nun kriterlerini taşıyan yerlerdir. Ancak bu yerlerin UNESCO’ya alınması için, yerel dinamiklerin Kültür Bakanlığı üzerinden girişimde bulunması gerekiyor.” Haber merkezi