Vekil Başaran, “İzmir Aliağa 4 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Cezaevi Müdürü 2015 yılının Temmuz ayında değişmiştir. Bu pozisyona, daha önce Bolu T Tipi Cezaevi'nde görev yapan Mehmet Sürgün atanmıştır. Basında yer alan haberlere göre Sürgün, göreve başlar başlamaz siyasi tutuklu ve hükümlülerin gündemi takip ettikleri İMC TV'yi kanal listesinden çıkarmış, Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazetelerini yasaklamıştır. Sansürün yanı sıra hastaneye sevk, sürgün, nakil sırasında cezaevlerine giriş çıkışlarda ‘çıplak aramanın’ rutin olarak dayatıldığı söylenmektedir. İnsan hakları örgütlerinin raporlarında yer alan bilgilere göre, bir diğer keyfi uygulama da, iletişim haklarını kullanmak için koğuşların hemen yanı başında duran ankesörlü telefonları kullanan tutuklu ve hükümlülere giriş çıkışlarda ayakkabı çıkarma zorunluluğu olmuştur. Keyfi uygulamalara karşı konulan demokratik ve insani tepkilerin, disiplin cezaları ile karşılık bulduğu, bu keyfi disiplin cezalarının tam bir kısır döngüye dönmüş olduğu belirtilmektedir. Basının yakın zamanda gündemleştirdiği ve bazı tutuklu ve hükümlü avukatlarından alınan bilgilere göre İzmir Aliağa 4 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda siyasi tutuklu ve hükümlülerin bir kısmının tutulduğu B-13 koğuşunda, 30 Mayıs günü sabah saatlerinde, gardiyanların sayım yaptığı sırada yaşanan bir tartışma üzerine cezaevi personelinin tutuklu ve hükümlülere saldırdığı iddia edilmektedir. İzmir Aliağa 4 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda müdürlerin ve cezaevi personelinin, tutuklu ve hükümlülere uyguladığı, uzun zamandır devam eden ve geçtiğimiz günlerde önemli ölçüde arttığı iddia edilen keyfi muamelenin, işkence ve şiddetinin incelenmesi ve önlenebilmesi amacıyla bir meclis araştırma komisyonunun kurulması elzemdir” dedi. Haber merkezi