İLGİ GÖREN BATMAN PANELİ
BGC (Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyeti), hafta sonu Kültür Merkezi’nde Batman’ın il oluşunun yıldönümü etkinliği kapsamında ‘Kent, yaşam ve medya’ konulu panel gerçekleştirdi. Bazı kurum-kuruluş temsilcileri, STK temsilcileri, gazeteciler ve üniversite öğrencilerinin ilgi gösterdiği panel, yaklaşık iki saat sürdü. Panel öncesi BGC Başkanı Arif Arslan, kentin gelişimi ile panelin içeriği hakkında bilgi verdi. Daha sonra BGC yönetim kurulu üyesi Mustafa Seven, kentin dünü ile bugününe dair sunum yaptı. Moderatörlüğünü Nihat Ekinci’nin yaptığı panelde ilk sözü alan gazeteci-yazar Ragıp Duran; “8 yıl önce Batman’a gelmiştim. Batman’ın büyüdüğü, geliştiği kesin ama güzelleştiği konusunda emin değilim. Türkiye’nin bu bölgedeki illeri Mardin ve Şanlıurfa hariç bütün kentleri bir birine benziyor. TOKİ kenti haline geliyor” dedi.
‘DÜNYANIN İLK YERLEŞİM YERİ HEWLER’DİR’
Duran, Kürtler ve kentlerin ilişkisine de dikkat çekti. Türkiye’deki kentlerin hızlı dönüşümünün kaygı verici olduğunu da ifade eden gazeteci-yazar Duran, şöyle devam etti; “İstanbul’da 50 ve 50 yaşın üzerindeki herkesin ne doğduğu evi ne de okudukları ilkokulları yok. Hepsi kentsel dönüşün kapsamında gitmiş durumda. Bu kadar hızlı bir dönüşüm sağlıklı değil bence. Kürtlerin kentle ilişkisine değinmek istiyorum. Esas olarak Irak, İran, Suriye ve Türkiye’de yaşayan bir millet olarak kırsal ağırlıklı, bütün kentleşmeye rağmen yaşıyor Kürtler. Tarih açısından ilginç olan bir şey var; dünyanın ilk yerleşim yeri Hewler’dir. Bugünkü bakış açısı yoktu tabi, millet kavramı oluşmamıştı. Büyük ve önemli bir Kürt kenti olan Hewler insanların ilk defa kominal hayattan, kent hayatına geçtiği bir yer. Ben sözlük anlamlarına dikkat ederim. Kent, Grek-Yunan medeniyetinde kente ‘polis’ diyorlar. Biz de ‘polis’ deyince güvenlik kavramı akla geliyor. Halbuki polis çok önemli bir kavram; kent demek. Artı polis sözcüğünden türetilen politika var. Siyaset dediğimiz şey, aslında direkt kent politikalarıyla ilgili.”
‘YEREL GAZETECİLERİN İŞİ DAHA ZOR’
Konuşmasında yerel gazeteciliğin önemini de anlatan Duran; “Yerel medya, bir kentte gazetecilik açısından çok önemli. Örneğin Arif Arslan’ın ‘Yüz Yüze Batman’ın kitabı kentin özgünlüğünü muhafaza etmesi açısından çok önemli” dedi. Yerel medyanın zorluklarla burun buruna olduğunu da kaydeden Ragıp Duran, şöyle konuştu; “Yerelde doğruya çok daha titiz çalışmanız lazım, aksi halde tak diye yakalarlar. Habere konu olan da gazeteci de gazete binası da bir birine çok yakın. Herkes bir birine yakın. Global-ulusal medyada çalışan rahattır. Yazdığı hatalı bir haberin farkına 2 ay sonra fark edilebilir. Ancak yerel medyadaki gazetecinin hatası iki dakika sonra ortaya çıkar. Gazetecilikte maalesef bizde zayıf. Batı’da ve Amerika’da bugün ünlü olan gazetecilerin geçmişine baktığımız zaman iki çok önemli kaynak var. Avrupa’da gazeteciler nasıl çalışıyor? Bilhassa Amerika’da ama İngiltere ve Fransa’da okul gazeteleri çok önemli. Bizde de var ama bizdeki gibi değil. Yarı profesyonel. Daha çocuklar ortaokulda ve lisedeyken gazeteciliğe başlıyorlar. Gerçek anlamda piyasadaki gazetelerle yarışacak düzeyde lise gazeteleri, kolej gazeteleri var. 3-4 yıl Fransa’da gazetecilik yaptım. O zaman öğrendim. Sendikanın kuralı var. Gazetecilik okulundan mezun oluyorsunuz. Biz de gazetecilik okulundan mezun olduğunuzdan biraz çevresi varsa hemen köşe yazarı yaparlar. Mezun olan gazeteci Fransa’da önce sendikaya geliyor bir aylık pratik eğitimi alıyor. Sendikanın stajından geçtiğinde ise ilk gittiği yer yerel gazete. Yerelde gazetecinin haber kaynaklarıyla ilişkili haberi doğru aktarmanın ne kadar gerekli olduğuna önem veriliyor. Fransa’da en az 2 yıl yerel gazetede çalışma zorunluluğu var. Yine sendikada üç ay daha çalışma mecburiyeti var. Çalışmak istediği yerle ilgili. Bunlar batıdaki pratikler. Bizde ise yeni yeni yerellik gelişiyor. Dolaysıyla tek tek okurların kimliğiyle bizim haber politikalarımız arasında bağ olmalı, buna ağırlık vermemiz gerek diye konuştu.
ALPMAN, ‘SUR'DA TANKLA-TOPLA YAPILDI’
Daha sonra sözü alan gazeteci-yazar Nazım Alpman ise Batman’a sık sık geldiğini belirterek; “Batman’da olduğum için aklıma sert konular geliyor. Batman denildiğinde aklıma ilk Türkiye Petrollerinin orkestrası geliyordu. O zaman lise yıllarındaydım. Sonra da gazeteci olarak buraya gelip gitmeye başladım. Batman o zaman ilçeydi. İlk geldiğimde Milliyet gazetesi muhabiri arkadaşımız Kemal Tapan vardı. Kendisiyle bir kaç anımız olmuştu” dedi. Türkiye’deki kentlerle ilgili tespitlerde de bulunan Alpman, şöyle devam etti; “Türkiye’deki kentler ile batıdakilerle kıyaslama yapıldığında kentler batı’da yaşanacak mahaller olarak bilinir. Türkiye’de ise yağmalanacak yer olarak artık algılanıyor. Ne yazık ki her yer betonlanıyor. İstanbul’da çocuklarımıza artık güneşin yerini zorlukla gösterebiliyoruz. Özellikle yoksulların yaşadığı alanlar İstanbul’da adeta yağmalanıyor. Buna da bir isim taktılar ‘kentsel dönüşüm’ diye. Bir de bunun kötü durumu var. Sur’da kentsel dönüşümü tankla-topla yaptılar.”
‘KADINA ŞİDDET ARTIYOR’
Avukat Vildan Yirmibeşoğlu ise Türkiye ve Batman özelinde kadına şiddet verilerine dikkat çekti. Konuşmasında bazı verileri de paylaşan Yirmibeşoğlu, kadının erkeklerle aynı haklara sahip olmasına rağmen yüzlerce hukuksuz durumla karşılaştığına dikkat çekti. Konuşmasının son bölümünde ifade özgürlüğü önündeki engellere de işaret eden avukat Yirmibeşoğlu, medyanın zor günlerden geçtiğini ve yerel mahkemelerin keyfi kararlarının basın özgürlüğünü sekteye uğrattığını sözlerine ekledi. Yirmibeşoğlu, konuşmasında davasına baktığı bazı müvekkillerinden de örnekler verdi. Etkinliğin sonunda deneyimli Gazeteci Nazım Alpman, ‘Ahlak Islatan’ adlı kitabını ücretsiz olarak imzaladı. Haber merkezi