‘DİCLE VADİSİ KÜLTÜREL MİRAS MANZUMESİDİR’
Batman Kent Konseyinde düzenlenen basın toplantısı ile geçtiğimiz haftasonu düzenlenen Hasankeyf Sempozyumu sonuç bildirgesi açıklandı. Toplantıya, Kent Konseyi bilişenleri STK temsilcileri katıldı. Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Dr. Zülfükar Cebe, basın toplantısında bu sempozyuma katkı sağlayan kurumlara kent konseyi adına teşekkür etti. Ardından bildirgeyi, Kent Konseyi Genel sekreteri Özgür Özbek okudu. Bebek, şunları söyledi; “ODTÜ inşaat mühendisliği bölümünün yaptığı son bilimsel çalışmalarda, Dicle Nehri’nin debisinin projenin planlandığı yıllarla örtüşmediği bu nedenle hedeflenen elektrik üretiminin gerçekleşmeyeceği ortaya konmuştur. Geçmişten günümüze sürdürülen “Şark Islahat Planı” olarak belgelenmiş genel politikalar 90’lı yıllarda köy boşaltmalar, günümüzde ise kentlerde uygulanan zorla yerinden etme ve yıkımla devam ettirilmektedir. Ayrıca 2015 yazında yeniden başlayan çatışmalı süreç insanın yanı sıra doğa ve kültürel mirasa da zarar vermektedir. Kültürel mirası korumaya çalışan ve yaşamını insan hakları mücadelesine adayan Diyarbakır eski Baro başkanı Tahir Elçi örneğinde olduğu gibi toplumsal ve kültürel değerlerin hedef alındığı hatırlatılmıştır.
HASANKEYF TEHLİKE ALTINDA
Hasankeyf’in Mart 2016’da Europa Nostra tarafından en çok tehlike altındaki 7 kültürel ortak mirastan biri olarak seçilmesi karar alıcıları yeniden düşünmeye davet etmektedir. Hasankeyf ve Dicle Vadisi bölge insanının kimliğinin çok önemli parçası olduğu kadar evrensel değer taşıyan bir doğal ve kültürel miras manzumesidir. Uzmanların yaptığı araştırmaların bu alanın UNESCO’nun 10 kriterinden 9’unu karşılayan dünya üzerindeki tek yer olduğunu ortaya koyması bu üstün değeri teyit etmektedir. Tümü ile yok olma tehdidi altındaki Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin UNESCO’ Kültür miras listesine alınmasının önündeki engelin Kültür ve Turizm bakanlığı olduğu, bu nedenle 40. Dünya Miras Komitesi Toplantısı’nı İstanbul’da yapacak olan UNESCO Dünya Miras Komitesinin mutlaka Hasankeyf’i gündemine alması gerektiği dile getirilmiştir. Ilısu Baraj Projesi’nin durdurulup baştan sona yerel toplum ile aynı seviyede yürütülecek bir tartışma sürecinde gözden geçirilmesi gerekiyor. Öncelikle Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın şimdiye kadar kapalı olan gözlerini ve kulaklarını bu mirası korumak için seslenenlere olumlu tepki vermek üzere açması talep edilmiştir.”