Mardin Urfa, Diyarbakır ve Batman’dan sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin bölgede özellikle çiftçilik yapılan alanlardaki elektrik kesintisiyle ilgili mağduriyetlerini dile getirdiklerini belirten Aslan, “Bölgede 100 binin üzerinde bir çiftçi sayısı var, bununla beraber geçinen yaklaşık 800 bini, 1 milyonu bulan bir aile yapıları var ve bu bir haftadır “Yeni sayaç takın.” diye çiftçiler uyarılıyor. Zaten eski sayaçları var, zaten sayaç kullanıyorlar şu anda. Kendileri süre, mühlet istedikleri hâlde bu süre tanınmadan elektrikleri kesildi. Bir haftadır elektrikler kesik ve bir hafta daha sürerse o bütün hububatın hepsi kuruyacak, telef olacak. Bu da yaklaşık 3-3,5 milyon tonu bulmaktadır. Bunun kuruması demek 3,5 milyon ton hububatı dışarıdan ithal etmek demektir ve yine, aynı şekilde 3,5 milyon ton hububat dışarıya ihraç edilmeyecek demektir. Bu anlamda, Türkiye’nin ekonomik olarak da büyük bir kaybı olacaktır. DEDAŞ diyor ki: “Bunlar borçludur” Oysaki geçen sene fazlasıyla bu borçlar kapatılmıştır. Nasıl kapatıldı? Hükûmet, çiftçiye verilecek destek primlerini kalkıp DEDAŞ’ın hesabına yatırdı. Dolayısıyla, şu anda çiftçilerin çoğu aslında alacaklı durumdadır. Bir kısım borçlular olabilir ama bir kısım borçlular için kalkıp bütün bölgedeki çiftçiyi zarara uğratacak şekilde elektrik kesintilerinin yapılması doğru değildir. Tabii, elektrik kesintisiyle beraber sular kesiliyor ve ekinler kuruyor. Zaten bölgede gerek Suriye gerek Irak kapısı şu anda kapalı olduğundan, ticaret yapılmadığından ve ne yerli ne yabancı turizm kalmadığından şu andaki tek geçim kaynağı çiftçilik. Bu da bu şekilde yok ediliyor ve insanlar büyük bir mağduriyet altındadır” dedi.