Açıklamada, şöyle denildi; “Dirmit Gulya’nın “Dil, halkın yaşam felsefesini ve ideolojisini içeren, insanlık tarihinin farklı çağlarını ve farklı özelliklerini saklayan bir örtü gibidir.” sözü bize dilin bir halkın yaşamındaki önemini açık bir şekilde göstermektedir. Bir dil iletişim aracı olmaktan çok daha öte bir kültürün gizlendiği, biriktirildiği sandıktır. Öyle kelimeler vardır ki anlamı sadece o dile mahsustur, çevirisi yapılamaz. Öyle duygular vardır ki başka kelimelerle anlatılamaz. Bir kültürün en önemli unsurları, masalları, mizahı, destanları ve bu unsurları en iyi anlatan o dilin kendisidir. Çünkü o dille düşünülmüştür. Dil bireyin doğumuyla beraber kazandığı bir haktır. Bireyin ailede öğrendiği ilk dil anadildir sonradan öğrenilen, kazanılan dil ikinci bir dil konumundadır bu bağlamda bireyin almış olduğu dil eğitimi ne kadar iyi ve sağlam bir temele dayanırsa birey o oranda kendini iyi ifade eder. Bu ifade anadilde eğitimin çocuğun kimlik ve kültürel gelişimi açısından ne derece önemli olduğu gerçeğini ortaya çıkarmaktadır. Dilini kullanamayan çocukların kimlik oluşumunda ve kültürlerini tanımada maalesef ileriki yaşlarında da büyük sorunların kaynağı olarak bilinçaltlarına yerleşmektedir. 21 Şubat Dünya Anadili Günü`nde, eğitim sistemi açısından milyonlarca çocuğun anadilini kullanamadığı, anadilinde eğitim göremediği için yaşadığı psikolojik travma ve mağduriyetin bu konuda somut politikalar geliştirilerek giderilmesi gerekmektedir. Kamusal, demokratik, bilimsel ve laik eğitimin ayrılmaz bir parçası olan farklı anadiller üzerindeki sınırlamalara artık son verilmeli, her bireyin küçük yaşlardan itibaren kendi anadilini öğrenmesi ve eğitim almasının önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.21 Şubat Dünya Anadil Günü vesilesiyle Halkımıza Çağrımızdır! Gelin birlikte güzel dilimize ve annelerimizin sıcacık ninnilerine sahip çıkalım.” Haber merkezi