Bir hukuk devletinin sorunlara kan davası gibi bakarak intikam peşinde koşmayacağını ifade eden Becerikli, Türkiye'nin hızla büyük bir kaosa sürüklendiğini belirtti. Başta iktidar olmak üzere toplumsal ayrışmayı hızlandırarak halkların kutuplaştırıldığını ifade eden Becerikli, “Aylardır derinleşen siyasal istikrarsızlık, sorunlar karşısında işletilmeyen meclis, anti demokratik uygulamalarla tek düşünce, tek tip insan dayatmaları, dayatılanın dışındaki yaklaşımlara karşı anında saldıran güdümlü basın yayın organları, adeta intikam alınmalı, barışçıl ve demokratik olanı susturmak… Yaşanan budur. Aylardır sokağa çıkma yasağı olan ve ağır silahların kullanılması ile harabeye dönen Sur'da öldürülen sivilleri insanlar görmedi. Devlet de sesini yükselteni susturarak bir korku politikası yarattı. Sonuç olarak bugün Cizre'de yaşananlara sessiz kalınmasının zemini hazırlandı” diye konuştu. Cizre'de günlerdir bir bodrumda mahsur kalan 28 yaralı için özellikle Türkiye'nin batısının sessiz kaldığını ifade eden Saadet, “Bu sessizlik orada 7 yaralının yaşamını yitirmesine sebep oldu diğer yaralılardan ise haber alınamıyor ve ne yazık Türkiye uyuyor, uyumaya devam ettikçe orada insanlık ölüyor” diye getirdi.
'EN TEHLİKELİSİ SÖZÜN BİTTİĞİ NOKTAYA GELİNMESİ'
Türkiye’nin artık ‘tek elden’ yönetildiğini ve Kürt halkının her geçen gün duygusal bir kopuş yaşadığını ifade eden Vekil Becerikli, “Yaralılara müdahalenin engellenmesi, cenazelerin bekletilmesi, ailelere teslim edilmemesi ile sözün artık fayda etmediği yönünde genel bir kanı yaygınlaşıyor. Sözün bittiği noktaya gelinmesi, işte en tehlikelisi de budur” diye konuştu. Türkiye halklarının birlikte yaşaması için Abdullah Öcalan'a yönelik sürdürülen tecridin kaldırılması ve tekrar müzakere sürecine dönülmesi gerektiğinin altını çizen Becerikli, şöyle devam etti; “Hiçbir demokratik ve hukuk devleti sorunlara kan davası gibi bakarak intikam peşinde koşmaz. Türk, Kürt, Laz, Çerkez ve farklı inançlarla ilgili sorun veya farklı taleplerin karşılanması için devlet öncelikle bunları dinlemeli ve sorunları demokratik, hukuki, barışçıl yöntemlerle çözmelidir. Eğer Sur' da, Cizre'de ve diğer yerlerde ‘öz yönetim ilan edildi, yok efendim hendekler kazıldı barikatlar kuruldu’ diye ağır silahlarla yönelmeyip demokratik çözüm önerileri getirseydi bu kadar sivil yaşamını yitirmezdi” diye belirtti. Haber merkezi