Hasankeyf’i sular altında bırakacak olan Ilısu Barajının ilk günden beri yaratacağı sosyal, arkeolojik, siyasi ve ekonomik yıkım ve sorunlar nedeniyle yoğun tepki aldığını belirten Başaran, “UNESCO'nun kültürel tarih mirası kriterlerinin on tanesinden dokuzunu karşılayan Hasankeyf'i tarihi bir miras olarak değerlendirmektense, bir doğa ve miras yıkımı olan baraj projesi ile yok etmenin tercih edilmesi hala anlaşılamayan ve açıklanamayan bir durumdur. Baraj projesi olarak ancak yüzde 1 civarında enerji üretebilecek ve ekonomik olarak neredeyse hiçbir getirisi olmayacak olan Ilısu'nun, kültürel bir miras olarak değerlendirildiğinde kazandıracağı getirilerin hesaba katılmaması kamuoyunda yoğun tepki almaktadır” dedi. Vekil Başaran, şu soruları yöneltti; “Hasankeyf’in UNESCO koruma listesine alınması için Bakanlığınıza herhangi bir başvuru olmuş mudur? UNESCO’nun on kriterinden dokuzunu karşılayan Hasankeyf’in UNESCO koruma listesine alınması için Doğa Derneği tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı'na yapılan başvuru neden UNESCO’ya ulaştırılmamıştır? Hasankeyf ve Dicle vadisinin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından UNESCO’ya başvuru yapılması neden uygun görülmemiştir? Selçuklu döneminden kalan Zeynel Bey Türbesi'nin başka bir yere nakledilerek kurtarılması planlanıyor. Bir eser, parçası olduğu coğrafi ve kültürel bütün yok edilmişken kurtarılmış sayılabilir mi?”