Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde toplanan kayıp yakınları ve İHD'liler, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" yazılı pankart açıp, kayıpların fotoğrafının taşıdı. Tevfik Ay’ın kaybedilme öyküsünü anlatan İHD Şube Eşbaşkanı Devran Yıldız, “Mardin’in Midyat ilçesi’ne bağlı Estel Köyünün Ziyaret mezrasında ikamet eden bir korucubaşıydı. Kayıp edilmeden 2-3 ay öncesine kadar muhtarlık yapıyordu. Basına ve ailenin anlatımlarına göre bölgede o dönemlerde varlık gösteren JİTEM, Tevfik Ay’ı kendi yapısına dahil edip faili meçhul cinayetlerde kullanmak üzere çok uğraşır. Ancak bir iç infaz olayında yaşamını yitiren Albay Rıdvan Özden’e yakın olan Tevfik, kendisine yapılan bu teklifi hep reddeder. 17 Ocak 1995 tarihinde Şenköy Beldesi Jandarma Karakol Komutanlığı Ay’ı arayarak, karakola gelmesini istenir. Karakola gitmek üzere evden ayrılan Teyfik Ay’dan bir daha haber alınmaz” dedi.
BABASINI AKIBETİNİ SORUNCA İŞKENCE GÖRDÜ
Ailesinin kendisinden haber alınamaması üzerine birkaç gün sonra adı geçen karakola gidip Tevfik Ay’ı sorduğunu hatırlatan Yıldız, devamında şu bilgileri verdi: “Karakoldaki görevliler ‘Karakola gelmedi, ayrıca biz onu karakola da çağırmadık’ şeklinde cevap verir. Ancak karakolun karşısında bakkal dükkanı işleten esnaf, Tevfik Ay’ın belirtilen tarihte karakola giriş yaptığına tanıklık eder. Resmi kurumlar nezdinde girişimlerde bulunulur. Tanıklar öldürülme korkusuyla tanıklık yapmaktan vazgeçer. Tevfik Ay’ın oğlu Hıdır Ay, dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Bakanı Azimet Köylüoğlu ile görüşür. Ancak Hıdır Ay, bu görüşme nedeniyle karakola çağrılır ve işkenceye maruz kalır ve kendisine ‘Seni Ankara’da kurtaramaz’ denilerek tehdit edilir.” Yaşananlar ve tanıklıklar ortada iken Ay’ın akıbetini yıllardır bilinmediğini dile getiren Yıldız, sözlerini “1990’lı yılların karanlığında JİTEM’in yaptıkları ortada iken JİTEM davaları yargı yoluyla cezasızlık politikası ile sonuçlandırılıyor. JİTEM’in tüm karanlık yönleri ancak şeffaf bir yargılama ile mümkündür. 513 haftadır dediğimiz gibi; tüm karanlıkların aydınlığa ulaşması için” diyerek noktaladı. Sonrasında kısa süreli oturma eylemine geçildi.