Lütfen bekleyin..
Sahadaki disiplinli, kararlı ve kendinden emin duruşu, hakem camiasında çokça sevilen ve bir çok duayen hakemin, "Hakkı yenilenlerin başında gelir" diye tanımlayıp büyük bir saygı ve sevgi duyduğu bir isim olmayı başarmış olan eski Klasman hakemlerimizden ve emekli Hava Astsubayı Aytekin Güler hocam ile gerçekleştirdiğimiz röportajımız ile huzurlarınızdayız.
* Aytekin Güler kimdir?
- 1962 Yılında Ordu’da işçi bir babanın, ev hanımı bir annenin dört çocuğunun en büyüğü olarak dünyaya gelmiş, ilk orta ve lise öğrenimini Ordu’da tamamlamış, daha sonra silahlı kuvvetlerde göreve başlayarak 26 yıl boyunca Ankara, Diyarbakır ve İzmir’de görev yaptıktan sonra 2006 yılında emekli olup Ordu'da yaşamını sürdüren iki erkek çocuk babasıyım.
* Hakem olmasaydınız hangi mesleği yapmak isterdiniz?
- Görev yaptığım Ankara’da her gün öğle saatleri arasında futbol oynardık. O dönemde beraber görev yaptığım rahmetli Ali Naci Gül kendisi hakemdi. Benimde hakem olmamı istedi. İyi bir futbolcusun, futbolu biliyorsun gel seni hakem yapalım dedi. Başta sıcak bakmadım aslında ama daha sonra olabileceğini düşündüm. Aslında en çokta hafta sonu maçlara serbest giriş kartıyla hakem olursam girebileceğimi söyledi. Bu baya cazip geldi. Bu vesileyle 1984 yılında hakem kursuna müracaat ederek hakemliğe ilk adımı atmış oldum.
* Hakemlik döneminizde uğraştığınız başka bir işiniz daha var mıydı?
- Evet Hava Kuvvetlerinde Astsubay olarak görev yapıyordum.
* Hakemliğinizin ilk yıllarında beğendiğiniz ve kendinize örnek aldığınız isimler kimlerdi?
- İbrahim Acar.
* Saha içindeki ile saha dışındaki Aytekin Güler arasında ne gibi farklılıklar vardı?
- Saha içinde son derece ciddi, görevinin bilincinde, disiplinli bazen babacan, belki asker olmam sebebiyle her görevi en iyi yapmanın bilinciyle hareket eden bir kişiliğe sahip biriyim. Aslında bu soruyu beraber müsabakalara çıktığım hakem arkadaşlara sormak lazım. Dışarda son derece sosyal arkadaş canlısı biriyim. Aslında saha içinde de saha dışında da hiçbir farklılığım yoktu. Her iki tarafta da olmam gerektiği gibiydim.
* Sahaya çıkarken inandığınız bir uğurunuz var mıydı?
- Asla öyle bir uğur sayabileceğim bir şeyim olmadı. Sadece başlama düdüğünü çalmadan önce Allah'ım beni ve bana güvenenleri mahcup etme derdim...
* Birlikte maç yönetmekten keyif aldığınız yardımcı hakemleriniz kimlerdi?
- İnanın hepsiyle maç yönetmekten büyük zevk alırdım. Asla şu veya bu diye ayırmama gerek yok. Çok değerli arkadaşlardı. Önemli olan bir müsabakaya çıkarken yardımcılarınızı nasıl hazırladığınız ve onların size bakış açısı çok önemli. Gerisi çok kolay.
* Önemli hakemler daha çok İstanbul, İzmir ve Ankara'dan çıkıyor. Diğer bölgelerdeki hakemler gözden ırak, gönülden uzak olduğu için midir bu?
- Büyük şehirlerde takım sayısı fazla olunca hakem sayısı da fazla oluyor. Hakemliği bırakmış eski hakemlerden faydalanma imkanları oldukça fazla oluyor. MHK üyeleri her dönem büyük şehirlerde malum. Göz önünde oluyorsunuz. Ama bu sonradan diğer şehirleri daha şanslı kılmaya başladı. Oralardan bu işi daha cazip kılmak için o bölgenin çocukları tercih edildi. Örneğin ben Diyarbakır'da görev yaparken yöneticilerin bana hep söyledikleri bu sene Süper lige çıkıyorsun çok başarılısın derlerdi. Sezon sonu bakardım bana yardımcı olarak gelen hakemlerden birini sırf o bölgenin çocuğu diye tercih ederlerdi. Bu hep böyle gitti. Sonuçta o şekilde hakemlikte bir yere gelenler fazla tutunamadılar. Bende bu işlere isyan etmek üzereydim. O dönem asker hakemlere Genelkurmay yasak getirdi, bırakmak zorunda kaldım. 9'a ilave olarak hakemlik çok farklı özellik cesaret ve yetenek bilgi ve birikim isteyen bir iştir. Bu işin bölgesi şehri olmaması gerekir. Bu konuda yetenekli gördüğün kişiler hepsi Ankara'daysa hepsini Ankara'dan, Batman'daysa hepsini Batman'dan almalısınız. Laf olsun torba doldun misali bir tanede oradan bir tanede buradan Süper lige hakem alalım düşüncesi çok yanlış bir düşünce. Ne hakemler gördük süper lige aldılar ama daha maç veremediler.
* Görev aldığınız dönemleri kapsayacak şekilde en iyi TFF ve MHK Başkanları kimlerdir?
- Haluk Ulusoy TFF Başkanı olarak harika bir insandı. MHK Başkanı olarak ise kesinlikle Ahmet Güvener derim.
* Hiç tehdit veya rüşvet teklifi aldınız mı?
- Öyle bir şeye cesaret edebilecek biri çıkmadı.
* Hakemliğin profesyonelliğe geçişi için neler söylemek istersiniz?
- Mantıklı olabilir ancak cezai müeyyideler ve ödüllendirmeler çok iyi analiz edilerek uygulanmalı. Yanlış yapanın hakemlikle ilişiği kesilmeli. Çünkü eskiden VAR yoktu. Şimdi hatalıysan ve şüphelendiğin pozisyon varsa gidip bakıp düzeltebilirsin. Buna rağmen yanlış yapan varsa kusura bakmasın.
* Hakem Dernekleri yeterince hakemlerin haklarını koruduğuna inanıyor musunuz?
- Kesinlikle inanmıyorum. Her şey üç-beş kişinin menfaat ve çıkarları için...
* Yıllarca görev yapmış hakemlerin tatsız bir şekilde ayrılmaları hakkında neler söylemek istersiniz.
- Vefasızlık, menfaat ve çıkar uğruna harcanan değerler. O kadar deneyimli hakemler bu yüzden bu camiaya hizmet edemiyor. Yaşım 60, bazıları bu camianın bildim bileli içinde olup kendilerinden sonra oğullarına devredenlerde ayrı tabii. Küçük çıkarlar yüzünden büyük değerleri kaybediyoruz maalesef.
* Kendinizi en başarılı ve başarısız bulduğunuz maçlarınız hangileriydi?
- İnanın bu konuda hiç mütevazi olmayacağım. Hakemlik hayatım boyunca hep başarılı oldum. Aldığım notlar hep en yüksekti. Hiç düşük notum olmadı. Hiç ceza almadım. Hakkımda kulüpler tarafından olumlu yönde Federasyona yazılan yazıların sayılarını unuttum!
* Olsa yine de yapardım dediğiniz şeyler nelerdir?
- Duruşumdan hiç ödün vermedim, bugün olsa yine vermem. Ama saygıda ve sevgide asla kusur etmem.
* Hakemliğiniz boyunca keşkekleriniz neler oldu?
- Hiç keşkelerim olmadı, hep doğru bildiğimi yaptım. Gerek müsabakalarını yönettiğim takımların, gerekse beraber müsabakaya çıktığım arkadaşlarımın hep taktirini aldım. Bunca sene sonra bile hakkımda güzel şeyler duymak beni gerçekten gururlandırıyor. Bazen gönüllerde bir yerlerde olmak çok daha değerli.
* Unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
- Yardımcı olarak çıktığım ilk ikinci lig yani şimdinin 1. lig maçıydı. O zamanın çok popüler süper lig hakemiyle birlikte müsabaka için İzmir'e gittik. İlkyarı mübalasız 10 defa ofsayt kaldırmadığım halde hakem resen karar vererek ofsayt kararı verdi. Kendimden o kadar eminim ki nasıl olur. Süper pozisyonlar oynattım ama bana uymayarak kendisi karar verdi. Ben hakemliğimin bittiğini düşünmeye başladım. Allah'tan ilkyarı bitti ve soyunma odasına gittik. Tabi hocamız bana daha gençsin, hatalı oynattın ama ben pozisyona hakim olduğum için müdahale ettim dedi. Ama tamamen bitmiştim o anda. Ve kapı açıldı içeri iki kişi girdi. Biri müsabakanın gözlemcisi Özer Erkli hocamız, diğeri Engin Kurt hocamız olduğunu daha sonra öğrendim. O ana kadar tanımıyordum. Bir ara Engin hocam göz hareketiyle beni dışarı çağırdı ve ben hemen yanına gittim. Tek kelime söyledi; ‘Mükemmelsin sakın bozulma aynen devam et’ dedi. Tabi moralim yerine geldi. Daha bir öz güvenle ikinci yarıya başladık. Yine hocamız ben oynatıyorum o resen çalıyor ve o müsabaka ünlü hocamızın bitişi benim yükselişim olmuştu.
* VAR uygulaması için neler söylemek istersiniz? Yeterince istifade edilebiliyor mu sizce?
- Kesinlikle VAR’dan yeterince istifade etmiyorlar. Bu teknolojiyle hala hata yapıyorlarsa sözün bittiği yerdeyiz. Hala VAR’a gitmeye korkan hakemler var. Hala VAR hakemi olupta hakemi uyarmaktan korkan hakemler var. TV yorumcularını zamanında eleştirenler o zamanlar yayında ‘al geri, al ileri’ yaparak karar vermek kolay diyenler. Buyurun teknoloji elinizde ve hala beceremiyorsunuz maalesef.
* Üst düzey bir hakemimiz bana, sizin için ‘çok iyi bir hakem idi ama üst klasman olamadı’ demişti. Siz bunu neye bağlıyorsunuz?
- Sağ olsunlar bu camiada kimin ne olduğunu, nasıl hakem olduğunu, kimin nasıl yükseldiğini herkes bilir. Bana bir dönem MHK'da görev yapmış bir hocamızda senin Süper ligde olman gerekirdi dedi. Kendimi tutamadım ve dedim ki yetkili olan sizdiniz, elinizden tutan mı vardı. Hak ettiğime inanıyordunuz neden Süper lig kadrosuna almadınız dediğimde. Maalesef bu işler bildiğin gibi değil oğlum dedi. Maalesef bu işlerde sadece iyi hakem olmanız yetmiyor, ya babadan torpilli yada arkanıza güçlü bir isim almalısınız. Çünkü önüme geçenler hep bu tür kişiler oldu. Ben veya bir başkası hiç önemli değil maalesef kaybeden Türk hakemliği. Bu bir yetenek işi bunda torpil olmamalı. Buna tevessül eden hakemlere ve buna çanak tutan yöneticilere yazıklar olsun.
* Hakemliği bıraktıktan sonra ne gibi uğraşlar içerisinde oldunuz ve şimdilerde nelerle uğraşmaktasınız?
- Hakemliği bıraktıktan sonra farklı alanlarda olsa genç hakemlere tecrübelerimizi anlatırım ve birinin hakem olmasında az da olsa payım olursa mutlu olurum diye düşünürken bunun bile ne ödünler vererek bu camiaya girmem gerektiğini görünce maalesef bu camiadan uzaklaştım. Mütevazi bir emeklilik sürüyorum. Kendime ait fındık bahçem var, teknem var genelde deniz ve doğa. Bazen de gitmediğimiz yerleri geziyorum.
* Bir de Ordu İl Hakem Kurulu üyeliğinde bulundunuz. Bu süreçten söz eder misiniz?
- Evet bir dönem hakem atama sorumlusu olarak görev yaptım. O dönem rezilliğin bir başka boyutunu yaşadım. Bir MHK üyesi yükselmesi gereken hakemleri biz kurul üyelerinden değil de eski bir hakem o dönem bir kulüp yöneticisinden sorduğunu duyunca hakemliğin Türkiye’de bittiğini, bu işlerin benim yapacağım işler olmadığını söyleyince kurulu değiştirdiler. O dönem mükemmel saygılı ve bilgili bir ekibimiz vardı. Ama dedim ya sizin ne olduğunuzun hiç önemi yok. MHK üyesine bunu bizzat söyledim benim kişiliğime ters bu tür şeyler. Biz il hakem kurulu MHK'yı temsil ediyoruz, sen bizi hiç kaleye almadan başkalarından bilgi alıyorsun dediğimde ‘O benim sorunum. Ben istediğim kişiden bilgi alırım’ dedi. Eh gel de bu ülkede hakemliğe hizmet et.
* Siyasetin bu denli futbolun içine sinmiş olması hakkında neler söylemek istersiniz?
- Bunun adı rezillik değil, rezalet değil de nedir. Siyaset maalesef olması gereken yerin dışında her yerde.
* TFF ve MHK’nin hakem terfilerinde bölge bazlı adil davrandığına inanıyor musunuz?
- Ben olaya Türk hakemliği olarak bakıyorum. Pozitif ayırımcılığa karşıyım. Hak eden Türkiye'nin neresinde olursa olsun yükselmeli, bir bölgeden veya bir ilden dolayı hakem klasman yükselmesi olmamalı. Hakemlik yetenek-cesaret işidir, adamcılık bitmeli…
* Özellikle yeni ve genç hakemlerimize ne gibi önerilerde bulunmak istersiniz?
- Bir kere futbolu bilmeleri gerekir. Amatör olarakta olsa futbolla ilgilenmiş olmalı. Cesaretli olmalı, sosyal olmalı, kural bilgisi üst düzey olmalı. (Bu da çok kitap okuyarak, çok maç izleyerek, bilmediklerini güvendiği hocalarına sorarak) olur. Gerek giyimi, gerek davranışları ve konuşmalarıyla topluma örnek olmalı.
* Son olarak okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
- Okurlarınıza saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Size çok teşekkür ediyorum. Hakemliğin düzelmesi sade hakemle olmaz. Yöneticiler ve gözlemciler bunlar sizin eseriniz. Ben hakem oldum. Bir dönem gözlemci oldum. Aynı kişiler hakemliğe başlarken varlardı hala varlar. Bu kişiler kendileri ya ölüp bıraktılar yada oğullarına devrettiler. Esas futbol dünyasında buraya dikkat çekmek isterim. Saygılarımla.
TEŞEKKÜRLER EDİP EROL
Eski klasman hakemlerimizden ve emekli Havva Astsubayı Aytekin Güler hocam ile gerçekleştirdiğimiz röportajımıza sponsor olarak destekte bulunan İstanbul Batman Petrolspor Taraftarlar Derneği'nin kurucu üyelerinden ve Başkan Yardımcılarından Edip Erol'a teşekkür ederim.
