Lütfen bekleyin..

FLAŞ HABER


‘Siyasi itaatle yönetilen dernekler, üyelerinin hakkını koruyamaz’

05 Ekim 2021, 16:41 - Okunma: 5403

Merhaba bizler için son derece kıymetli okurlarımız. Dolu dizgin yoluna devam eden Tele-Röportajımızın bu hafta ki konuğu eski FİFA kokartlı yardımcı hakemlerimizden Evren Dölek.

~~Orta hakem Muhittin Boşat ile sıkça maçlara çıkarken gördüğümüz dikkatli, disiplinli ve çizgideki duruşuyla futbolcuların itirazda dahi çekindiği ve kararlarına harfiyen riayet ettiği yardımcı hakem olarak dikkat çeken ve hakemliği sona erdikten sonra hakem camiasındaki duruşu, tutumu ve cesurca yaptığı eleştirisel yaklaşımlarıyla söz sahibi olmayı başarmış olan eski FİFA kokartlı yardımcı hakemlerimizden Evren Dölek hocam ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızla sizleri baş başa bırakıyoruz.

* Evren Dölek kimdir?
- 27.08.1975 yılında İstanbul’da dünyaya geldim. Uluslararası lojistik firmasında ortak ve yönetim kurulu başkanı olarak görev yapmaktayım. Üniversite mezunu olup, yine iş alanım olan lojistikle ilgili yüksek lisans yapmaktayım. İngilizce, Fransızca ve Makedonca konuşuyorum. Doğayı ve insanı seven realist yapıda bir kişiliğe sahibim. Evliyim ve 13 yaşında bir kızım var.

* Hakem olma fikri nasıl gelişti ve neden hakemlik?
- Futbolu çok seviyordum. Ancak ne kadar uğraştıysam ya istediğim olmadı, ya da seçimlerimi hep yanlış yaptım. Bir gün eski futbol hakemi ve Afyon İl Hakem Kurulu Başkanı Süleyman Güneş hocamla semtimiz Cerrahpaşa’da otururken kendisine; “nasıl hakem olabilirim ağabeyim” diye sorduğumda, “kolay kardeşim. Kurs açılıyor, başlarsın sonra maçlara çıkmaya başlarsın” dedi. Futbolcu olamamıştım ama çok sevdiğim futbolun içinde olmalıydım. Çok heyecanlı bir şekilde kurs başvurumu yaptım ve sonrası malumunuz.

* Hakem olmasaydınız hangi mesleği yapmak isterdiniz?
- Öncelikle bizim zamanımızda hakemlik bir meslek olarak görünmüyordu. İşinin olup olmadığına bakılıyor ve genelde iş sahibi olanlar bir yerlere getiriliyordu. Siz sorunca düşündüm de, hakem olmasam da galiba yine futbolun içinde olmanın yollarına bakardım. Futbolun mutfağı olan amatör kümede bir takıma yönetici olurdum her halde.

* Hakemliğin yanı sıra uğraştığınız başka işleriniz var mıydı?
- Söylediğim gibi hakemliği bir meslek olarak görmedim. Hakemliği bırakma fikri kendimde gelişti mesela. İşim yoğundu ve izin almakta zorlanıyordum. O dönem global bir lojistik firmasında maaşlı çalışıyordum. Bir yerde bırakmak gerekiyordu ve tercihimi işimden yanan kullandım.

* Hakemliğinizin ilk yıllarında beğendiğiniz ve kendinize örnek aldığınız isimler kimlerdi?
- İstanbul’da hakemliğe başladığım için ilk idolüm Mustafa Kalkandelen olmuştu. Genç yaşta ve çok hızlı bir şekilde eski ismiyle A klasman hakemliğine yükselen bir isimdi. 6 Yıllık hakemdi yanlış hatırlamıyorsam. Acaba ben de o kadar hızlı yükselir miyim diye düşünmüştüm. Hakemliğe başladıktan sonra yardımcı hakemliğe daha fazla ilgi duydum ve o dönemin FİFA yardımcı hakemi Aykut Gümülü hocamı idol olarak belirledim. Mustafa Kalkandelen hocamın hızında 6 yılda FİFA yardımcı hakemi oldum ve Aykut Gümülü hocamla aynı FİFA yardımcı hakem kadrosunda yer aldım.

* Yardımcı hakem olmak sizin tercihiniz miydi ve orta hakem olmak ister miydiniz?
- Yardımcı hakemliği çok sevdim. Yalnız bir adam olarak yorum yapmak, en önemlisi de bayrak kaldırırken çıkan ses beni yardımcı hakemliğe aşık etti. İyi bir hakem olabilmek için de iyi bir yardımcı hakem olmanın gerekliliğine inandım. Çok güçlü karakterler vardı. İyi bir yardımcı hakem olursanız, daha çok maça gitme şansınız oluyordu ve bu da sevdiğiniz işin içinde, daha fazla yer almanızı sağlıyordu. Kemal Yılmaz, Aleks Taşçıoğlu, Cemal Bingül kurs arkadaşlarımdı. Bizler maça çıktığımızda, iki taç çizgisinden birbirimizle haberleşebilirdik. Galiba bizim jenerasyon, yardımcı hakemlik için hazırlandı, ya da kaderin bir oyunu diyelim.

* Birlikte maç yönetmekten keyif aldığınız orta hakemler kimlerdi?
- Cüneyt Çakır hocamın henüz B klasman hakemi olduğu dönemden itibaren birlikte çok maça gittik. İlk Süper lig müsabakası olan Malatyaspor-Rizespor müsabakasında yardımcı hakemi bendim ama en fazla keyif aldığım hakem tartışmasız Muhittin Boşat hocam idi. Bir ağabey, bir baba gibiydi. Tam anlamıyla kader birliği yapardı. Maçı tebliğ ederken sizi motive etmeye başlardı. Espritüel, rahat ve babacan tavırlarıyla, bir ağabey, bir baba gibi görürdünüz. Kesinlikle böbürlenmez, moraliniz bozuk olsa destek olurdu. En önemlisi de ilk Süper lig müsabakama C klasman hakemi iken Muhittin hocam ile gitmiştik. Hatta o zaman sinyalli bayraklar yeni çıkmıştı ve müsabakaya giden hakemlere müsabaka öncesi zimmetleniyordu. Onlar da kıdemsiz yardımcı hakeme veriyorlardı ve yardımcı hakemlerinin enstrümanını, kıdemsiz yardımcı hakem taşıyordu. Adanaspor-Gençlerbirliği müsabakasına gidiyorduk. Diğer yardımcı hakem Cüneyt Elmaskeser hocamdı. Yanında senet getirmiş, Muhittin hocam senedi isteyip bana imzalatmıştı. Ben de nereden bileyim şaka yaptıklarını, senedi imzalayıp bayraklara gözüm gibi bakmıştım. Dönüşte şaka olduğunu söylediler ve gülüşmüştük.

* Hakemliğiniz döneminde hiç rüşvet ve tehdit ile karşıladınız mı?
- Kesinlikle rüşvetle karşılaşmadım. Hiçbir deplasmanda hakem camiasını kötü duruma düşürecek bir davranışta bulunmadım. Müsabakaya gittiğim hakemler ciddi ve prensipli insanlardı. Benim isteğim de bir an önce gidip müsabakayı tamamlamaktı. Tehdit iki kez yaşadım. Bir amatör küme müsabakası sonrası ve bir derbi müsabakası sonrası tehdit edildim ve fiziki saldırı teşebbüsünde bulunuldu ama bu işin cilvesidir dedim ve gülüp geçtim.

* Görevinizi yapmakta zorlandığınız stadyumlar hangileriydi?
- Stadyum saplantım veya fobim yoktu ama Avni Aker’in havası çok farklıydı.

* En çok hangi maçlarda görev almaktan  keyif alırdınız?
- FİFA yardımcı hakemi olarak görev yaptım. Çok sayıda profesyonel müsabakada görev aldım ama en keyif aldığım müsabakalar Silivri, Çatalca ve Büyükçekmece’deki amatör müsabakalardı. Oralarda görev yapmayan hakemler, hakemliğin ne olduğunu anlayamazlar.

* Birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğunuz TFF ve MHK Başkanları kimlerdi?
- Haluk Ulusoy ve merhum Bülent Yavuz.

* Saha içindeki ile saha dışındaki Evren Dölek arasında ne gibi farklılıklar vardı?
- Hakemliğim dönemindeki Evren Dölek’i kıyaslayacak olursak; saha içinde ciddi, prensip sahibi bir Evren Dölek varken, saha dışında ise tamamen rahat, eğlenmeyi seven, gençliğinde verdiği heyecanla elde tutulamayan bir Evren vardı.

* En iyi ve en kötü bitirdiğiniz maçlar hangileriydi?
- En iyi bitirdiğim maç diye bir ayrım yapamam. Mütevazi olamayacağım çok iyi bir yardımcı hakemdim. En kötü bitirdiğim müsabakaya gelirsek, tüm kararlarım doğru olduğu halde, birçok pozisyonda hakemime çok iyi yardım ettiğim halde, bir pozisyonda Ali Eren’in hareketini görüp Serhat’ın hareketini göremem geleceğimi bitirdi. “Bir maçla çıktın, bir maçla da düşmen mi gerekir” diyen o zamanın ve şu anda da MHK’de bulunan bir kurul üyesini hiç unutamam. Sanki başımdan aşağıya kaynar sular boşalmıştı. İlla ki iyi bir müsabaka nedir derseniz de, Trabzonspor-Gaziantepspor müsabakasından iki gün sonra MHK Başkanı merhum Bülent Yavuz beni telefonla aradı ve “hakemliğin onurunu kurtardın evladım. Seni alnından öpüyorum” diyerek beni onurlandırdı. Ayrıca teşekkür mektubu fakslamıştı. Şimdilerde böyle uygulamalar var mı bilemiyorum.

* TFF ve MHK’nin terfilerde bölgeler bazında adil davrandığına inanıyor musunuz?
- Her yöneticinin kendinden bir şeyler gördüğü bir hakem tiplemesi vardır. Aldığınız puanlar veya futbol severlerin sevgisinin önüne geçerdi bu durum. İş hayatı da böyle değil midir? Yönetici çalışmak istediği ekibi seçer. Herkes saygı duymak zorundadır. Yarın ben de yönetici olsam, kafamdaki hakem özelliklerini taşıyan kişilerin terfi edilmesi için mücadele veririm.

* Unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
- Cüneyt Çakır ile Çanakkale Dardanelspor’un bir müsabakası için Çanakkale’ye gidiyorduk. Diğer yardımcı hakem Derya Ahmet Kocabaş, 4. Hakem ise eski İl Hakem Kurulu Başkanlarından Aydın Kankaş idi. Çanakkale’ye gitmişken şehitliği de gezelim dedik ve Anafartalar Koyunu dolaşmaya başladık. Bir türlü siperlere gidilen yolu bulamıyorduk. Büyük Anafartalar Köyü olsa gerek, bir köyde durduk amcalarla çay içip sohbet ettik. Amcanın birine; “siperlere nasıl gideriz“ diye sorduk. Bize bir ara sokaktan yol gösteren amca; ”buradan yukarı çıkın” dedi. Ancak bir şey vardı ki; o amca oradan arabayla hiçbir zaman çıkmadığını anladık. Sağımız yar, solumuz yar, patika bile denmeyecek bir yoldan tepeye çıktık arabamızla. Çimentepe’ye vardık. Köyden sonra ilk insan topluluğuna orada rastladık. Bir grubun başındaki rehbere bir kez daha sormak istedik siperlerin yerini. “Geldiğiniz yerden dönün” diyen rehbere geldiğimiz köyü söylediğimizde, aslında oranın bir yol olmadığını ve belki de ilk kez arabayla çıkanların biz olduğumuzu öğrendik. Hala o ekipteki arkadaşlarla karşılaştığımızda anlatır ve gülüşürüz.

* Evren Dölek hakemliğin profesyonelliğe geçişi hakkında neler söylemek ister?
- Hakemlik kesinlikle profesyonel olmalı. Hatta profesyonel takımların yer aldığı tüm liglerde profesyonel olmalı. Sözleşmeler uzun süreli yapılmalı! Hakemlerin sosyal haklarının oluşması ve milyon dolarların döndüğü bir sektörde kendilerini güvende hissetmelidirler.

* Siyasetin bu denli sporun içine sızması hususunda neler söylemek istersiniz?
- TFF özerk bir yapıdır. En azından biz öyle biliyorduk. TFF Başkanı bağımsız olmalı, siyasilerin tercihiyle o görevde yer almamalı. TFF delegeleri korkusuz olmalı. Siyasi baskılara boyun eğmemeli ve işaret edilen değil, futbol oynamış ve geçmişinde en az bir amatör kulüpte yöneticilik yapmış başkan adaylarını desteklemeli. Amatör kümeyi bilmeyen ve tanımayan kişiler, işin sosyete tarafındadır ve futbolu gelişmesi anlamında hiçbir katkıları olamaz. Ancak günümüzde siyasetin uzanmadığı alan yok. Gelecekten umutluyum. İnşallah geçmiş güzel günlere döneceğimiz günler geldiğinde, siyaseti futboldan uzak tutabiliriz.

* Bütçesi devletten olmasına rağmen, neden hem işadamları TFF Başkanlığına getirilir?
- Biraz evvel de bahsettiğim gibi başarılı işadamlarının her görevi yapabileceği düşünülüyor. Ancak futbol çok başka bir dünya. Başarılı bir futbolcu, çok başarısız bir hoca olabiliyor. Veya çok başarılı bir hakem, yorumlama yeteneği çok kötü bir gözlemci olabiliyor. Siyasi anlamda; “emir telakki ederim efendim” zihniyetini taşıyan insanları biliyoruz ve o kişilerin kesinlikle TFF başkanı olmaması yönünde bir delege yapısı oluşmalı. Siyaset elini futbolun üzerinden çekmeli.

* Röportaj yaptığımız bir hakem, ‘hakem dernekleri hakemlik camiasına zarar veriyor’ demişti. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Dernek temsil ettiği camianın sendikasıdır. En azından emekçinin üye olduğu dernekler böyle olmalıdır. Güçlü ve siyasi itaatle yönetilmeyen dernekler, üyelerinin haklarını korurlar. Günümüzde bunun tam tersi bir durumla karşı karşıyayız. Diktatörlüğün hakim olduğu, yasal anlamda usulsüzlüklerin olduğu bir dernek seçimi yaşadık. Şu an derneğin hakemliğe hiçbir katkısı yok. Kapatılmalı mı? Kesinlikle hayır. Dernek hakemin yuvasıdır ve yuvanın babası olabilecek fikriyata sahip kişilerin elinde olmalıdır. Hakemlerin çok sorunları var. Yıllardır il hakemleri ve gözlemcileri zam alamıyorlar. Dernek başkanı ve ekibi de çok başarılılarmış gibi şehir şehir geziyorlar. Ailece geziyorlar ve o seyahatlerin masrafları nasıl karşılanıyor? Bir gün bunlar da tartışılacak, konuşulacak. Herkes pişman olacak ama hakemlik bunca zaman çok şey kaybetti ve dernek itibarsızlaştırıldı. Tekrar eski günlerine kavuşturmak gerekir.

* MHK'nin derbilerde neredeyse hep aynı hakemlere görev vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Derbi apayrı bir dünya. Tüm ülke, hatta bazı derbilerde dünyanın birçok yerinden o müsabakaya odaklanıyor gözler. Ligin en popüler oyuncuları ile aynı sahada oluyorsunuz. Tecrübe ister, isim ister yani. Macera arayamazsınız. Kim MHK’ye gelirse gelsin, aynı uygulama devam eder. Kadrodaki tüm hakemler derbi yönetebilecek kabiliyete sahip olmalı lafı, ütopyadır. Tüm popüler liglerde bu uygulama yapılır.

* Hakemlerin uzun yıllar görev aldıktan sonra tatsız bir şekilde ayrılmaları hakkında neler söylemek istersiniz?
- İşte bu nedenle profesyonel hakemlik şart. Hatta hakemlerin menajerleri ve avukatları olmalı. TFF ile sözleşmeleri yaparlarken daha profesyonel olunmalı. Burada güçlü dernek devreye giriyor. Hakeminin arkasında duran ve bu haklarını elde edebilecek kişiler dernek başkanı olursa, yıllarını veren bir hakem, kirli bir mendil gibi kenara atılamaz. Bakın milli takım teknik direktörlerine veya büyük kulüplerin teknik direktörlerine. Nasıl sözleşmeler yapıyorlar ve sözleşme feshinde ne kadar para alıyorlar. “Hakemler neden futbolun üvey evlatları” diye asıl ben sormak isterim hakem haklarını savunduklarını iddia eden eylemsiz doçentlere…

* Hakemlerin "OYNAT UĞURCUĞUM" tarzı programlarda yer almasına ne diyeceksiniz?
- Hakemlerin programlarda yer almasında bir sıkıntı yok. Sonuçta o program yapılacak ve birileri hakemleri yerden yere vuracak. O programda bir hakem varsa ve camiasını seven bir eski hakemse, eleştirilerin hakarete dönüşmesini engelleyebilir. Gerçi artık günümüzde VAR sistemi var. Doğru kullanılsa, o programların da bir hükmü veya esprisi kalmaz ama doğru kullanılırsa tabii ki!

* Evren Dölek'in keşkeleri nelerdir?
- Sıkıntı yaşadığımı söylediğim 14 Nisan 2002 tarihli Beşiktaş-Fenerbahçe müsabakası öncesi konsantrasyon eksikliğim vardı. Keşke o müsabaka tebliğ edildiğinde MHK sorumlumuza dürüstçe yaşadığım ruh halini anlatsaydım ve o müsabakadan affımı isteseydim. Bugün çok farklı olabilirdi.

* Genç ve yeni hakem adaylarına ne gibi önerilerde bulunmak istersiniz?
- En önemli uyarım “SAYGI” olacak. Fiziksel durumlarını çok iyi hale getirsinler. Profesyonel destekle idman yapsınlar. Kural bilgileri mükemmel derecede olmalı. Takımların ismi ve/veya maçın önemini düşünmesinler; beyaz takım ve siyah takım olarak görüp görevlerini yapsınlar. Mümkün olduğu kadar arkadaşlarının maçlarını seyredip gördükleri hatalar üzerinde tartışsınlar. Çok maç seyretsinler. İngilizceyi iyi derecede öğrensinler.

* Hakemliği bıraktıktan sonra ne gibi uğraşlar içerisinde oldunuz?
- Bir ara gözlemcilik yaptım ama bir dernek seçiminin kurbanı oldum. Sonrasında uzun yıllar camiadan uzak kaldım. 2016 yılında camiaya döndüm ve talimat gereği İl Gözlemciliği ile başladım. Sezon sonu 10 kişilik aday kadrosuna girdim ama 6 kişinin BAL ligi gözlemciliğine alındığı senede, hem kariyer puanım, hem sınavım çok iyi olmasına rağmen geçmiş intikamını alan MHK üyesinin kurbanı oldum. Kendisi aynı zamanda hakemlik kurs hocamdır. Yaşça saygı duyarım ama hiçbir zaman sözünü esirgememiş birisi olarak belirtmek isterim ki; bilerek ve isteyerek hak yemiştir. Bu dünyada olmasa da, hesap günü mutlaka karşılaşacağız.

* Son olarak okurlarımıza ne gibi mesajlar vermek istersiniz?
- Bana böyle bir teklifle geldiğiniz için öncelikle çok teşekkür ederim. Elimden geldiğince, dilim döndüğünce sorularınızı cevaplamaya çalıştım. Çalışmalarınızı dikkatle takip etmeye devam edeceğim. Okurlarınızın da bu röportajlarınızı okuyup, saygı sınırları içerisinde eleştirilerini yapmalarını isterim. Ben de insanım ve her insan gibi hatalarım olmuş olabilir ama kimse şunu diyemez; ‘Evren şurada bilerek ve isteyerek bu hatayı yaptı.’ Geriden gelenler yardımcı olmaya çalıştım ve bundan sonra da bu minvalde ilerleyeceğim.

++++++++++++++++++++++

TEŞEKKÜRLER VEYSİ DOĞAN BAŞKAN...
Eski FİFA kokartlı yardımcı hakemlerimizden Evren Dölek hocam ile gerçekleştirdiğimiz röportajımıza sponsor olarak destekte bulunan değerli dostum, Gelecek Partisi Zeytinburnu İlçe Başkanı ve Asrın Yardımlaşma Derneği Denetim Kurulu üyesi Veysi Doğan'a teşekkür eder, başarılı çalışmalarının devamını dilerim.

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
RÖPORTAJLAR Kategorisindeki Diğer Haberler
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) 2. Lig Beyaz Grupta mücadele eden Batman P..
2. Ligin yeni ekibi Batman Petrolspor’un Teknik Direktörü Ahmet Yavuz, ilk ..
BATEX Tekstil firması sahibi ve aynı zamanda Batman Tekstil Sanayi İş Adaml..
Fernas’ın yetiştirdiği meyveler ve ürettiği meyve suları, dünya markası olm..
Merhabalar bu haftaki röportaj konuğumuz, Fenerbahçe ve Sarıyer'in unut..
Merhabalar değerli okurlarımız bu haftaki röportaj konuğumuz 1996-2013 yıll..
RSS
© 2024 - Batman Medya Gazetesi
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=