Lütfen bekleyin..

FLAŞ HABER


“İşime, rakibe ve hakeme hep saygı duydum”

28 Eylül 2021, 16:56 - Okunma: 5294

Futbolcu olabilmek için Şanlıurfa'dan İstanbul'a kaçarak gelen, çocukluğu yoksulluk, gençliğinin ilk yılları ise büyük sıkıntılarla geçen ve gençliğinin ilk yıllarında hem komilik yapıp, hem tutkunu olduğu futbol ile geleceğini kurtarma arzusuyla idmanlar yapan ve eğitim hayatını da sekteye uğratmadan bugüne büyük bir özveri ve başarıyla gelmiş olan ‘BABA HAYRİ’, ‘GOLLERİN EFENDİSİ’ ve ‘FUTBOLUN BEYEFENDİSİ’ gibi lakaplarıyla ünlü, TRT Spor ve TRT Radyo 1'in yorumcusu Hayri Ülgen bugünkü röportaj konuğumuz.


Futbolculuk kariyerinde 4 kez gol krallığını yaşayan, en centilmen oyuncu seçilerek Fair-Play ve Türk Milli Olimpiyat komitesi centilmenlik ödüllerini alan, Sabah, Fotomaç, Fotospor ve çeşitli dergilerde yazarlık, son 17 senedir TRT'de yorumcu olarak Anadolu futbolunu yorumlayan ve TRT adına görevli olarak gittiği maçlarda kendisi için özel olarak hazırlanan pankartlar ile karşılanıp büyük sevgi ve saygı gören eski futbolcu, Teknik Direktör, yazar ve yorumcu Hayri Ülgen hocam ile gerçekleştirdiğimiz röportajımız sizlerle....

* Hayri Ülgen kimdir?
- 1956 Şanlıurfa doğumlu evli ve iki kız babasıyım. Eski futbolcu, antrenör, yazar ve aktif TRT Spor yorumcusuyum.

* Futbola ne zaman ve hangi takımda başladınız?
- 1972'de İstanbulspor'un genç takımında başladım. Şanlıurfa'dan futbolcu olmak için kaçmış ve hem komilik yapıyordum, hem okul okuyordum, hem de iyi bir futbolcu olmak için oynadığım takımın idmanlarına gidiyordum. Çocukluğum yokluk ve çaresizliklerle geçti.

* Futbolcu olmasaydınız ne olmak isterdiniz?
- Çok iyi bir öğretmen olmak ve bu alanda eğitime katkı sunmak isterdim.

* Futbolculuğunuzun ilk yıllarında beğendiğiniz ve kendinize örnek aldığınız isimler kimlerdi?
- Beşiktaşlı Güven Övüt'e çok benzemek istedim. Kendisini çok beğenir kendime örnek alırdım.

* Oynadığınız dönemlerde en iyi imkanları hangi kulüpte gördünüz?
- Sarıyerspor kulübünde şartlar çok iyiydi, neredeyse hiç bir sıkıntı yaşamadım.

* En çok hangi takımda forma giymek sizi mutlu etti.
- Sarıyer'de 3 kez gol krallığı yaşadım. Orada oynarken 21 kez milli oldum. Sarıyer'de Lüleburgazspor ile oynadığımız maçta sonradan oyuna girip 4 gol atarak bu manada dünya da ilki yaşadım. Ayrıca Fenerbahçe'den hasta olan ağabeyimin tedavi masraflarını karşılamak için kiralık olarak gittiğim ve gol krallığı yaşadığım Tekirdağspor'da da çok güzel günlerim olmuştu.

* Kendinizi en çok başarılı saydığınız kulüp hangisiydi?
- Kariyerim ile ilgili olarak rakamlara göz attığımızda Sarıyer'in öne çıktığını göreceğiz. Zira hem dört kez gol krallığı, hem buradan Milli takıma yükseliş ve 21 maç hem de baba Hayri lakabını burada elde ettiğim başarı ile aldığım için cevap olarak elbette Sarıyer diyeceğim.

* Saha içindeki ile saha dışındaki Hayri Ülgen arasında ne gibi farklılıklar vardı?
- Ben hayatımın her alanında güncel futbolun içinde en centilmen futbolcu seçildim. TRT'de 17 yıl, Fotomaç'ta başyazar, 2003-2004'te fair-play yazarlık ödülünü aldım. Yani saha içinde ne isem saha dışında da hep saygılı, sevgili ve örnek bir sporcu olmaya gayret ettim. Geldiğimiz nokta itibariyle bunu her alanda başarmış olmanın mutluluğunu ve gururunu yaşadığımı bütün kalbimle ifade etmek isterim.

* Baba Hayri lakabını ne zaman ve kimden aldınız?
- Sarıyer takımında oynadığım dönemlerde sık sık attığım gollerle dikkat çekmiş ve yaşadığım 3 gol krallığından sonra ‘BABA HAYRİ’ lakabını bana Sarıyer taraftarları takmıştı.

* Gol krallığını yaşadığınız Tekirdağ'a transfer nasıl gelişti ve bu başarıyı nasıl elde ettiniz?
- Fenerbahçe'de oynarken Tekirdağspor'dan yüksek ücretli bir transfer teklifi gelmişti. Hasta olan ve tedavi olması gereken ağabeyimin tedavi ücretini karşılamak için transfer oldum ve burada da başarıyla forma giyerek gol krallığını yaşadım.

* 5 Yıl boyunca formasını giydiğiniz Sarıyer'de dört kez gol kralı olmayı başardınız. Bize kısaca Sarıyer günlerinizden söz eder misiniz?
- Futbol hayatımın en güzel yıllarını burada yaşadım. 3 Kez gol krallığı, BABA HAYRİ lakabını, GOLLERİN EFENDİSİ ve FUTBOLUN BEYEFENDİSİ sıfatlarını burada edindim.

* Birde Fenerbahçe'de bir sezon forma giymiş biri olarak bize Fenerbahçe günlerinizden söz eder misiniz?
- Çapa'da oynuyordum oradan Fenerbahçe'ye transfer olmuştum. Fakat Fenerbahçe'deki kadro zenginliğinden ötürü fazla şans bulamayıp ve hasta olan ağabeyinin tedavisi için gerekli olan yüksek masrafı karşılamak için Tekirdağspor'un da yüksek transfer ücretli teklifi de eklenince oraya transfer olup, oradan kazandığım para ile ağabeyimin tedavisini yaptırmıştım. Ayrıca ve aslında şöyle de bir durum vardı bu noktada. Şöhreti ve daha iyi bir kariyeri düşünüp Fenerbahçe'de kalmaya ve oynamak için şansımı da zorlayabilirdim ama beklemek yerine ağabeyimin tedavisi için Tekirdağspor'a giderek büyük bir fedakarlıkta bulunmuş oluyordum.

* 21 Kez Milli formayı giyme şerefine nail oldunuz. Bize o anlardan söz eder misiniz, neler hissederdiniz.?
- Milli formayı giymiş olmanın gururunu her daim yaşadım. Her sporcunun hedefinde mutlaka Milii formayı giymek vardır diye düşünüyorum. Çünkü benim böyle bir hedefim vardı ve Allah'a şükürler olsun ki ben bunu 21 kez Milli olarak büyük bir gurur ve mutluluk ile yaşama şansına eriştim.

* 1982-83 sezonunda yılın en centilmen oyuncu seçilmeyi başardınız. Takımınız için gol atma savaşını verdiğiniz dönemde sizi bu ödüle layık gördüren etkenler nelerdi?
- Öncelikle beni bu ödüle götüren etkenler şunlardı; işime saygı, rakibe saygı ve hakeme saygı. Ben bu konularda asla saygısızlık yapmadan, emek çalmadan, hilesiz ve hurdasız dümdüz ve dimdik durarak sahada takımıma üstünlük sağlamaya çalışırken asla ve asla rakibi hafife almadım, dalga geçmedim, hakkını yemeden, şimdikiler gibi, topun rakibin karnına çarptığını gördüğü halde penaltı diye el kaldırım itirazlar yapmadım. Sevgili Savaş kardeşim işte bu saygın duruş beni bu ödüle taşıyıp BABA HAYRİ lakabını aldırdı...

* Cumhurbaşkanı Erdoğan ile futbolculuk yıllarınızda bir maçta kendisine dirsek atarak çenesini kırdığınız o anı bizimle paylaşır mısınız?
- Amatör ligde mücadele ettiğimiz yıllarda bir pozisyonda kendisi ile karşılaşmış ve sinirlerinde gerilmesiyle istem dışı bir dirsek darbesi ile dönemimizin futbolcusu, günümüzün ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çenesini kırma talihsizliğini yaşamıştım.

* Formasını giydiğiniz Vefa Simtel'in ardından futbola veda ettiniz o an ki duygularınızı nelerdi?
- Sarıyer'den yüksek bir bonservis ücreti ile Vefa Simtel'e transfer olarak futbol hayatıma noktayı koymuştum. Ben her takımda olduğu gibi burada da başarıyla ve layıkıyla formamı giyip işimi yapmaya gayret ettim. Futbolun en dibinden çıkıp en zirvesini de görmüş biri olarak değişik duygular içerisindeydim. Ama iyi ki futbolcu olmuşum ve iyi ki böylesi kıymetli bir camianın bir parçası olmuşum.

* Aktif futbolculuktan sonra antrenörlüğe başladınız. Peki bu ne kadar sürdü ve hangi takımlarda görev aldınız?
- Kapalıçarşı ve Yayla İdmanyurdu takımlarında Teknik Direktörlük yaptıktan sonra antrenörlüğü bırakma ve yazarlık-yorumculuk üzerine çalışmalar yürütmeye karar verdim.

* Etkin futbolculuk ve antrenörlükten sonra futboldan kopmayarak yazarlığa geçtiniz. Hangi gazetelerde yazılar yazdınız?
- Günaydın, Sabah, Fotomaç ve Takvim gibi gazetelerde yıllarca yazarlık yaparak yılların verdiği birikimlerim olan bilgi ve tecrübelerimi sporseverlere paylaştım.

* TRT Spor'da yer aldığınız programları severek izliyoruz. TRT'de görev almak nasıl bir duygu?
- Ülkemizin TV ve Radyo dalında ilk hizmet veren ve halen en önemli yayın organı olan TRT'nin bünyesinde bulunan TRT Spor'da ve TRT Radyo 1'de Spor programında daimi konuk olarak bulunuyorum. Hakikaten böylesi önemli bir kurumun bir parçası olmak büyük bir onurdur benim için.

* Ülkemizdeki alt yapıları yeterli buluyor musunuz ve varsa önerileriniz nelerdir?
- Tabi ki ve maalesef yetersiz buluyorum. Her açıdan yetersizlikten daha acı olanı ise nereden baksan tutarsızlık misali doğru düzgün işleyen herhangi bir kolunu göremiyorum. İyi sporcu iyi eğitimle ve iyi araç, gereç ve imkanlar ile başlar. Fakat bu ne bu yönlü imkanlar ne de bu imkanı yaratabilecek yönetici ve teknik adamlar vardır.

* Futbol sizin için ne ifade eder?
- Futbolun anlam ve önemi benim için o denli büyük ki ifade etmekte zorlanabilirim. Futbol bana öyle şeyler kattı ki anlatmak hakikaten çok güç. Bugün benle bu röportajı yapma isteğiniz bile benim için bir gurur ve mutluluk kaynağıdır. Ben futboldan ekmeğimi, itibarımı ve saygınlığımı kazandım. Tabi bir de kendime meslek niteliğinde uğraş edindiğim futbolu da bende çok sevdim, saygı duydum, bağlı kaldım ve sadık oldum. BABA HAYRİ, GOLLERİN EFENDİSİ ve FUTBOLUN BEYEFENDİSİ gibi kıymetli lakaplarla anılmama sebep olan yine futboldur. Aslında hem verip hem de almışım bir nevi karşılıklı sadakatli ve vefalı olma durumu söz konusudur benim futbol ile olan bağım.

* Genç futbolculara ne gibi önerilerde bulunmak istersiniz.
- Genç oyuncular çok çalışsınlar ve asla pes etmesinler. Belki oynadıkları bir maçta, belki onları izlemek için kimseler yani teknik adam veya menajerler olmayabilir ama kendilerini iyi yetiştirebilirlerse bir gün arkadaşlarından birini sahada izlemek için gelip onları da beğenebilir ve transfer etmek isteyebilir. Ayrıca ek bir öneriden ziyade bir nasihatte bulunmak gerekirse işlerine hep saygılı sevgili olsunlar. Kaytarmak yerine daha çok çalışsınlar, sağ olanlar sol, sol olanlar sağ ayaklarını çalıştırsınlar. İdmanlardan sonra ekstra olarak penaltı, frikik, ikili mücadele ve kafa topu çalışsınlar.

* Son olarak okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
- Anadolu insanı hayata hep 0-1 geriden başlarlar. Bu açığı kapatmak adına diğerlerinden çok daha fazla çalışmak durumundalar. Ben de Şanlıurfalı'yım elde ettiğim her şey emek ve mücadele ile edinmişimdir. Hayatımdaki hiç bir artı birer lütuf değildir. Tam aksine işime saygı ve sevgi duyarak, hem bir fazla çalışarak ve dahası metanetli davranarak bugünkü sonuca ulaşma başarısını gösterdim. Güneydoğu bölgemizin inci illerinden biri olan Batman'dan Batman Medya Gazetesi adına benimle röportaj yapma isteğiniz beni son derece mutlu ettiğini bilmenizi ister, başta size, gazetemizin kıymetli çalışanlarına ve bütün Batman halkına selam saygı ve sevgilerimi iletiyorum.

TEŞEKKÜRLER MUSTAFA COŞKUN...

Eski futbolcu, antrenör, yazar ve TRT Spor yorumcusu Hayri Ülgen hocam ile gerçekleştirdiğimiz röportajımıza sponsor olarak destekte bulunan ilimiz başta olmak üzere bölgemizin sevilen ses sanatçılarından, özel günlerin vazgeçilmez isimlerinden biri olan Mustafa Coşkun dostuma teşekkür eder, başarılı çalışmalarının devamını dilerim.

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
RÖPORTAJLAR Kategorisindeki Diğer Haberler
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) 2. Lig Beyaz Grupta mücadele eden Batman P..
2. Ligin yeni ekibi Batman Petrolspor’un Teknik Direktörü Ahmet Yavuz, ilk ..
BATEX Tekstil firması sahibi ve aynı zamanda Batman Tekstil Sanayi İş Adaml..
Fernas’ın yetiştirdiği meyveler ve ürettiği meyve suları, dünya markası olm..
Merhabalar bu haftaki röportaj konuğumuz, Fenerbahçe ve Sarıyer'in unut..
Merhabalar değerli okurlarımız bu haftaki röportaj konuğumuz 1996-2013 yıll..
RSS
© 2024 - Batman Medya Gazetesi
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=