Şimşek, “Üniversiteyi kazanmasına sevinemeyip, nasıl ve hangi koşullarda öğrenim göreceği kaygısına sürüklenen öğrenciler ve çocuklarının üniversiteyi bitirebilmesi için tüm ekonomik gücünü seferber etmek zorunda kalan aileler ağır, belirsiz ve sancılı bir süreçle karşı karşıya. Öğrencilerin kamusal, parasız ve nitelikli bir yükseköğretim hizmetinden yararlanma talebi, içinden geçtiğimiz salgın koşullarında hayati önemini daha da arttırdı. Öğrenciler, yetersiz ve niteliği düşük devlet yurtları nedeniyle, tarikat ve cemaat yurtlarına fiilen yönlendirilmekte ya da yüksek yurt ücretleri, yanına dahi yaklaşılamayan kira tutarları baskısı altında yükseköğretim görmeye çalışmaktalar. Yıllık özel yurt ücretlerinin 10 bin TL ile 60 bin TL’ye ulaşabilen rakamlar arasında olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra yıllık ortalama 60 bin TL ile 90 bin TL fiyatı olan vakıf üniversiteleri gerçeği de göz önüne alındığında yükseköğretimdeki ticarileşmenin boyutları ortaya çıkmaktadır. Hâlbuki kamusal, parasız, demokratik ve nitelikli bir yükseköğretim hizmeti sunabilmek mümkündür. Çözüm önerilerimizi YÖK’e defalarca sunduğumuz üzere insan, toplum ve doğa yararına üniversite perspektifiyle kamusal finansman, iş güvencesi, bilim özgürlüğü, demokratik bir yönetim ve denetim sistemi kolaylıkla örgütlenebilecektir. Ancak ne yazık ki bu tercih edilmemekte, öğrenciler ve aileleri böylesine ağır bir yükün altında ezilmeye bırakılmaktadır” diye konuştu.