Kayıp yakınlarının katıldığı ve kayıplara ait fotoğrafların taşındığı eylemde konuşan İHD yöneticisi Ahmet Şiray, 10 Eylül 1996 tarihinde Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde katledilen ve failleri bulunmayan Hatice Atalay’ın hikayesine değindi. Annelerin kayıpların ardından yaktıkları ağıtların ve kör karanlığa savurdukları çığlıklarının üzerinden 494 hafta geçtiğini kaydeden Şiray, Hacı Atalay'ın yaşananlara dair beyanlarını şöyle paylaştı; “Gece 10.00 ile 11.00 saatleri arasında annem, babam ve komşumuz Hatice Akkoç, evimize yaklaşık 1 kilometre mesafede bulunan ve Dicle Emniyet Müdürlüğünün karşısındaki sebze bahçemizi sulamaya gitmişlerdi. Sulama sırası kimdeyse Emniyet Müdürlüğü’ne bilgi veriliyordu. Bu nedenle sulama sırasının bizde olduğu bilgisi daha önceden verilmişti. Annemler bahçeyi sulamaya başladıktan bir süre sonra, Emniyet Müdürlüğü’nün arkasında bulunan Ziyaret tepesinden sürekli olarak konumlanan özel harekat timleri tarafından uzun namlulu silahlarla ateş açılmıştı. İlk taramadan sonra, bir el silah sıkılmış. Sonra tekrar seri bir şekilde ateş edildiği sırada babam, Emniyete doğru koşarak silah sıkmamalarını söylüyordu. Babam, annemin yaralandığını ve hastaneye yetiştirmek istediğini söylüyordu. Ancak sabah saat 06.00’ya kadar oyaladılar. Ancak annem ölmüştü. Annemin cenazesi, hastane de işlemleri bittikten sonra bize teslim edildi. Emniyet ve yetkililerin olay yerinde mermi bulamadıklarını ve olayla ilgilerinin olmadığını söylediler. Oysa babam karakoldayken sokağa çıkma yasağı vardı. Kendisine ‘Sizde dışarı çıkmasaydınız’ demişlerdi.”