Haftada bir ev ortamında hadis dersleri veren Batman Üniversitesi İslamî İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Aşkar, öğrencilerle yaptığı sohbetlerde ülkemizde hadis düşmanlığının bilinçli bir şekilde tırmandırıldığını söyledi. Son yıllarda Türkiye’de “Peygambersiz bir Kur’ân Projesi” üretildiğini belirten Mustafa Aşkar, “Bu proje özellikle basın-yayın, televizyon aracılığıyla halkımıza, Müslümanlara servis edilmektedir. “Peygambersiz Kur’ân Projesi”, ilk defa 19. yüzyılda Seyid Ahmed Han (ö.1898) eliyle Hindistan’da İngilizler tarafından Müslümanları bölmek için ortaya atılmıştır. Maalesef günümüzde Peygamberimizi devre dışı bırakarak Türkiye’de bu fikri yaymaya çalışanlar var. Peygamberimizin dışlanması, dolayısıyla hadislerin değersizleştirilmesi, hiç ilmî ve ahlakî olmadığı gibi İslamî edebe ve Kur’ân’ın ruhuna da aykırıdır” dedi.
“PEYGAMBER SEVGİSİ YOK EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
Peygamberimize gereken değeri vermeyerek, onun sevgisinin yok edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Aşkar, “Allah’u Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’in 57 âyetinde, Hz. Peygambere “tebeiyyet” (tabi olma) emrettiği gibi, bir âyette de ‘Kim Resüle itaat ederse Allah’a itaat etmiştir’ (Nisa suresi/81.âyet) buyuruyor. Allah u Teâlâ burada açıkça Peygamberine itaati kendine itaatle eş tutuyor. Biz Peygamberimize gerektiği kadar itibar etmezsek, o halde ona nasıl tabi olabiliriz? Sünneti bilmeden, tanımadan İslâm’ı nasıl yaşayabiliriz? Maalesef bu görüş altında Peygamberimiz (sav) ötelenerek, Peygamber sevgisi yok edilmeye çalışılıyor. Müslümanların gönül dünyası incitiliyor.” ifadelerini kullandı. Hz. Peygamberin sahih hadisleri ve sünnetinin bilinmeden Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasının mümkün olmadığını vurgulayan Aşkar, devamında şunları söyledi: “Çünkü Peygamberimizin Kur’ân-ı Kerim’de bir adı tebliğ edendir (mübelliğ), bir adı da açıklayandır (mübeyyin). Peygamberimiz, Kur’ân-ı Kerim’i açıklamasa, biz namazın nasıl kılındığını nereden öğrenebiliriz? Çünkü Kur’ân-da namaz kılma emri veriliyor, ancak nasıl kılınacağı tarif edilmiyor. Biz, zekâtı nasıl vereceğimizi, orucu nasıl tutacağımızı nereden bileceğiz? Peygamberimizi devre dışı bırakmaya çalışan zihniyet, acaba Kur’ân-ı Kerîm’i Peygamberimizden çok daha iyi mi biliyorlar?”