Sevim, “Türkiye’de de temel insan hakları konusunda olumlu gelişmeler, Kürt meselesinin çözümü çabalarının askıya alınması, yanı başımızda süren savaşlar ve ülke içinde meydana gelen çatışmalar ile zedelenmiş ve ihlaller ciddi şekilde artış göstermiştir.
Başta yaşam hakkı gibi en temel haklar olmak üzere, neredeyse bütün hak kategorilerinde ağır ihlaller yaşanmaktadır. Sivil yaşam alanlarında meydana gelen çatışmalar, hendek ve barikatlar, sokağa çıkma yasaklarının devam ettiği yerlerde duvara yazılan ayırımcı ırkçı yazılarda ifadesini bulan güvenlikçi yaklaşımlar, sivil ölümleri ve temel ihtiyaçlara ulaşmayı engelleyen adeta bütün bir toplumu cezalandırma aracına dönüşen uzun sokağa çıkma yasakları, iç göçe sebebiyet vermektedir. Bütün bu ihlallerin yanı sıra cenazelere yapılan kötü muamele, mezarlıkların tahrip edilmesi ve kültürel mirasın yakılmasına kadar insanlar bütün değerleri ile ağır bir tehdit altındadır. İnsana ve insanlık değerlerine yönelen onca saldırı ve yaşanan ağır ihlallere rağmen sorumluların bulunmaması, ihlallere sebebiyet veren kişilerin adeta yargıdan bağışık olması ve cezasızlık zırhı ile korunması, geçmişle yüzleşme konusunda toplumda var olan küçük umut kırıntılarını da yok etmiş ve hukuksuz uygulamaların artmasının zeminini oluşturmuştur. İnsan Hakları Haftası vesilesi ile bir kez daha belirtmek isteriz ki, insan haklarının her ne şart altında olursa olsun korunması gerektiği gerçeğinden hareketle, hak savunuculuğundan ödün vermeden çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.