“FİFA KOKARTI DAĞITIMINDA ADALETLİ DAVRANILMIYOR”

Aynı zamanda üst klasman hakemi Hakan Ceylan'ın da babası olan Hasan Ceylan, Türkiye Süper Liginde 12 sezon boyunca 134 maçta görev aldı. 1970 Yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü İngilizce bölümünden mezun olan ve  1990 yılında FİFA kokartını aldıktan sonra 1994 yılında hakemliği bırakan Hasan Ceylan, bir süre İngilizce öğretmenliği ve UEFA gözlemciliğini yaptıktan sonra emekli oldu.

Anadolu Ajansına vermiş olduğu bir demecinde “Bizim dönemimizdeki hakemlik daha iyi ve amatörce idi. Bugün daha profesyonelce. Bizim dönemimizde çoğu müsabakadan cebimizdeki paradan da ekleyerek gidip döndüğümüz olurdu. Şimdi hakemlikte daha çok para kazanılıyor. Dolayısıyla da hakemliği kaybetmemek için çok şeyler yapmaya hazır olan bir hakemlik camiası var karşımızda. Şimdi hakemlik ve futbol biraz daha fazla maddeleşip materyalistleşti” diyerek hakemlikteki dünü ve bugünü karşılaştırarak dikkat çeken Hasan Ceylan hocam ile gerçekleştirdiğimiz Tele-Röportajımızla sizleri baş başa bırakıyorum.

* Hasan Ceylan kimdir?
- 1949 Doğumluyum. Lise ve üniversite yıllarında daha sonra da Elazığ’da 1 yıl amatör takımlarda futbol oynadıktan sonra hakemliğe başladım. 25 Yıl İngilizce öğretmeni olarak çalıştım ve emekli oldum. Şu anda emekliliğin tadını çıkarıyorum.

* Hakemliğe ne zaman başladınız?
- 1972 Yılında Elazığ’da başladım.

* Hakem olmasaydınız ne olmak isterdiniz? Aynı zamanda başka işler yaptınız mı?
- Bir enstrüman çalmak müzisyen olmak isterdim veya bir politikacı. Şimdikiler gibi değil elbette. Ecevit gibi… Emeklilikten sonra ise İngilizce ders kitapları satan bir kitabevi açtım. Şu anda da PCR testleri yapan bir sağlık firmasına yardımcı oluyorum.

* İlk hakemlik eğitiminizi kimlerden aldınız?
- Malatya Bölgesi milli hakemi rahmetli Sabri Cila ilk hakem hocamdı.

* Hakemliğe başladığınızda kendinize örnek olarak aldığınız hakemler kimlerdi?
- Doğan Babacan. Sonra da kendisiyle çok iyi dost olduk. Rahmet ve minnetle anıyorum.

* Birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğunuz yardımcı hakemleriniz kimlerdi?
- Bölgemizdeki tüm arkadaşlarım çok iyiydiler. Bir yerlere geldiysem onların katkıları çoktur.

* Birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğunuz MHK başkanları kimlerdi?
- Doğan Babacan, Ahmet Güvener, Ufuk Özertem.

* Saha içinde ile saha dışında Hasan Ceylan arasında ne gibi farklılıklar vardı.
- Doğrusu fazlaca bir fark yoktu. Yaşamımda da prensiplerimden hiç vazgeçmedim.

* En iyi ve en kötü yönettiğiniz maçlarınız hangileriydi?
- İyi çok vardı. Çok kötü maçım ise Ankara’da yönettiğim bir maçtı. Kendimi hiç beğenmedim ve hemen o akşam MHK’ye istifamı gönderdim. Ahmet Güvener yıl sonuna kadar devam etmemi istedi ve yıl sonunda Başbakanlık kupası ile hakemliğimi sonlandırdım. FİFA hakemiydim ve daha yaşımın dolmasına iki yılım vardı.

* Maç yönetmekte zorlandığınız stadyumlar hangileriydi?
- Çok sıkıntı çektiğim bir stat olmadı.

* Avrupa'da maç yönetmiş bir FİFA hakemi olarak, Avrupa'da mı maç yönetmek zordu yoksa ülkemizde mi?
- Ülkemizde yönetmek çok daha zor. Bugün de aynı.

* Bir ara çizgi hakemi uygulaması vardı. Siz bunu nasıl buldunuz ve sizce devam etmeli miydi?
- Çok yararı olmadı. Devam etmemesi yerinde bir karar.

* Döneminizde olmayıp şimdi olan 4. hakem ve teknik olarak gelişmiş araç gereç konuları için neler söylemek istersiniz. Sizin döneminizde bunlar olmuş olsa size ne gibi katkılar sunardı.
- Kuşkusuz işimiz daha kolaylaşırdı. Ama eksikliğinden hiç şikâyetçi olmadık.

* Uygulamaya konulan VAR sistemi için neler söylemek istersiniz. Sizce doğru bir şekilde istifade ediliyor mu? Sizin döneminizde olmasını ister miydiniz.
- Dönemimizde olmasını isterdim. Çok da yararlı buluyorum. Bir maçta sadece bir düzeltme bile olsa kâr kârdır.

* Hakemliğe duyulan saygı konusunda sizin döneminizdeki hakemler mi yoksa günümüzün hakemleri mi daha şanslı.
- Bizim dönemimizdekiler daha şanslı gibi geliyor. O zaman adalet daha değerliydi.

* MHK'lerin hakem terfilerinde bölge bazında eşit ve adaletli davrandığına inanıyor musunuz?
- Kesinlikle hayır. Ciddi boyutlarda kayırmacılık var. Bu nedenle MHK üyelerinin seçimi çok önemli. Sadece Başkanın seçimi değil.

* TFF Başkanlık seçimlerinde aday olanların futbolun içinde gelenlerden daha çok iş dünyasından adayların çıkması hususunda neler söylemek istersiniz.
- Bu durum önemli değil. Önemli olan oraya seçilenlerin adil olmalarıdır. Son yirmi yılda tüm seçimlerde tek aday oldu ve seçildi. Yani atandı. Atanmışlar, atayanların istediklerini yaparlar, işin gereğini değil!

* Maçların seyircisiz oynandığı ve VAR gibi bir uygulamanın devrede olmasına rağmen hakemlerin hatalı maç yönetmeye devam etmelerini neye bağlarsınız.
- İnsan olmalarına elbette. Belli seviyelere gelmiş hiçbir hakemin kasıtlı hata yapacağına asla inanmıyorum.

* TFF'nin son yıllarda hakemliği profesyonelleştirip TFF'nin birer çalışanı haline getirmesi hakkında neler söylemek istersiniz. Siz bu uygulamayı doğru buluyor musunuz?
- Doğru buluyorum. Her tarafı profesyonel olan futbolun sadece hakemlerinin amatör olması doğru değildir.

* Oynat Uğurcum ile hakem kararlarının bu denli tartışılması hakkında neler söylemek istersiniz. Bu hakemlerimiz için avantaj mı yoksa dezavantaj mıdır?
- O kadar oynattıktan ve her açıdan baktıktan sonra bile doğruyu bulamayanlar oluyor. Oysa oyun kurallarında “Hakemin kanaatine göre” diye bir terim var. Öyle pozisyonlar olur ki her iki karar da doğru olabilir. Hakem bunlardan birini vermek zorundadır. Saygı duymak zorundayız.

* Hakemlik gününüzden günümüze dek, size göre en başarılı TFF ve MHK başkanları kimlerdir?
- TFF Başkanları: Kemal Ulusu, Hasan Doğan, Levent Bıçakçı ve elbette Şenes Erzik.
MHK Başkanları: Ahmet Güvener, Doğan Babacan ve Ufuk Özertem.

* Mevcut hakemlerimizden beğendiğiniz hakemler kimler?
- Süper Lig'de görev yapan tüm hakemler beğenilmeyi hak ediyorlar. Özellikle bu yıl.

* Hakemlik gününüzden günümüze dek FİFA kokartının adil bir şekilde dağıtıldığına inanıyor musunuz? Zira birçok hakemimiz bunu adil görmeyerek hakemliği bırakmışlardı.
- Ben buna inanmayı çok isterdim fakat açık konuşmak gerekirse ben inanmıyorum.
FİFA kokartı çoğu kez hak edenlere verilir, ancak son iki sırayı alanlar her zaman tartışılır. Bu da normaldir. Son ikiye giremeyen ilk iki ya da üç kişi aralarında pek fark olmaz. Burada da kişisel bağlantılar ön plana çıkar!

* Son olarak okurlarımıza ve Batmanlılara ne gibi mesajlar yollamak istersiniz.
- Maçları taraftar gözlüğü ile izlerseniz sadece kazanınca zevk alırsınız. Oysa futbol oyunu tarafsız seyredilirse çok daha zevkli bir spordur. Röportaj teklifinizi memnuniyet ile karşıladığımı bilmenizi ister bunun için size özel olarak teşekkür ediyor, tüm Batmanlı futbolseverlere saygı ve sevgilerimi sunuyorum.