‘Yargıyı Göreve Davet Ediyoruz’ başlıklı çağrı metninde, Peker’in açıklamaları karşısında Cumhuriyet Savcılarının harekete geçmesinin hukuk devletinin bir gereği olduğu vurgulandı. Demokratik hukuk devleti olmanın ön koşulunun yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirinden tamamen ayrı olması ve yargının bağımsız hareket edebilmesi olduğu vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi; “Sedat Peker tarafından şu ana kadar; gazeteci Uğur Mumcu ve gazeteci Kutlu Adalı cinayetleri, Kürt iş insanları Savaş Buldan, Behçet Cantürk ve diğer Kürt iş insanlarının öldürülmesinin alınan karar doğrultusunda olduğu, Mehmet Ağar tarafından dönemin Başbakanı Tansu Çiller'e sunum yapıldığı ve bu doğrultuda karar alındığı, alınan kararın gereğinin yerine getirildiği, faili meçhul cinayetlerin bu doğrultuda Mehmet Ağar ve Korkut Eken gibi ilgili şüphelilerce işlendiği iddia edilmiştir. Cumhuriyet Savcıları, Peker'in beyanlarında yer, kişi ve zaman belirtmek suretiyle ortaya koyduğu vahim iddia ve tanıklıkları bir suç ikrarı ve ihbarı olarak kabul etmesi gerekir. Açılacak soruşturmalar ile kamuoyuna yansıyan bilgilerin ışığında sorumluların yargı önüne çıkarılması gerekir. Aksi durum yargının varlığını inkar olup, bunun demokratik bir hukuk devleti sisteminde kabulü mümkün değildir.”