Darbe, muhtıra ve başka kılıflara bürünmüş antidemokratik müdahaleleri reddettiklerini belirten Söğüt, “28 Şubat, Türk demokrasi tarihine bu ülkenin gerçek sahiplerinin tasfiye edilmeye çalışıldığı bir süreç olarak kara bir leke olarak geçmiştir. İnsan onuru ve haysiyetinin ayaklar altına alındığı bir süreç bütün dünyanın gözleri önünde yaşanmıştır. Başörtülerinden dolayı üniversite kampüslerine alınmayan, coplanan, yerlerde sürüklenen, ikna odalarına alınan kız öğrencilerin, kendi ülkelerinde eğitim hakkı ellerinden alınmıştır. Kadınların başörtülerinden dolayı kamuda çalışma hakkı ellerinden alınmış, ehliyet ve pasaport dahi verilmemiştir. 28 Şubat “postmodern” darbesinin üzerinden uzun yıllar geçtikten sonra da olsa sorumluların yargılanması, Türkiye demokrasi tarihi ve darbelerle hesaplaşma açısından önemli bir girişim olmuştur. Ancak yaşanan bunca insan hakkı ihlalleri, bunca acı ve gözyaşının hesabının tam olarak sorulamadığı endişesini taşıyoruz. 28 Şubat Post Modern Darbesinin, medya, iş dünyası, sivil Bürokrasi ve yargı ayağından da hukuk önünde hesap sorulması, 28 Şubat sürecinin tüm boyutlarıyla hesaplaşılması için hukuki bir gerekliliktir. Çünkü dünyanın gözleri önünde yaşanan ve insanlık onurunu ayaklar altına alan bu utanç verici duruma maalesef bir kısım sivil toplum örgütleri sessiz kalmış, hatta bu sürecin taşeronluğunu yapmıştır. Türkiye’de demokrasinin askıya alındığı bütün süreçler çalışanların ve emekçilerin zarar görmesine neden olmuştur. Bu nedenle nereden gelirse gelsin her türlü darbeye ve başka kılıflara bürünmüş antidemokratik müdahalelere karşı olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. 15 Temmuz Hain darbe girişimine karşı tankların, tüfeklerin ve silahların karşısında göğsünü siper eden kahraman halkımız, bundan sonra da hiçbir darbe girişimine müsaade etmeyecektir” dedi.