Lütfen bekleyin..

FLAŞ HABER


“Hakemliği küfürlü tezahürata ‘DUR’ demek için bıraktım”

16 Şubat 2021, 13:39 - Okunma: 11913

Merhaba gazetemizin saygıdeğer okurları. Yeniden başlatmış olduğumuz TELE-RÖPORTAJ'larımıza ülke futbolumuza emek vermiş ve saygın bir yer edinmiş olan birbirinden değerli spor adamlarımız ile devam ediyoruz. Böylesi değerlerin fikirlerini Batman Medya Gazetesi aracılığıyla sizlerle buluşturuyor olmanın haklı gururunu ve mutluluğunu yaşıyorum.

Bu kez eski FİFA kokartlı hakemlerimizden Serdar Çakman ile karşınızdayız. Kocaelispor - Samsunspor arasında 26 yıl önce oynanan Türkiye Kupası çeyrek final rövanş maçını 36. dakikada 'küfür ve kötü tezahürat' nedeniyle tatil ettikten sonra hakemliği bırakan Serdar Çakman, oğlunun bu olaydan etkilenerek Avukat olduğunu söyledi.

Sporda şiddet ve kötü tezahürata karşı sadece kendisinin değil aile fertlerinin de bayrak açtığını söyleyen Çakman, "Çeyrek asra varan hakemlik tecrübem var. Dünyanın birçok yerinde müsabakalar yönettim ve FİFA hakemi oldum. Yetişmiş olduğum kültür itibariyle örf ve adetlerimize düşkün olmam ve aldığım aile terbiyesinden dolayı edilen kötü ve çirkin tezahüratlar nedeniyle bir maçı yarım bırakarak 'Bu böyle yürümez' diye restimi çektim. O tarihlerde ilkokul 5. sınıf öğrencisi olan oğlum bile buna isyan ederek ‘Ben bu işi düzeltmek için hukuk okuyacağım’ dedi. Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi ve bu yıl avukat oldu” diyerek ailesinin de hakemliği bırakma kararına saygı duyup büyük bir destek verdiğini söyleyen değerli hocamıza röportaj teklifimizi kabulünden ötürü teşekkür ediyor, sizleri röportajımız ile baş başa bırakıyorum.

* Serdar Çakman kimdir?
- 1958 Tekirdağ doğumluyum. Gazi Üniversitesi Beden eğitimi ve spor bölümü futbol ihtisas mezunuyum. 1976 Yılında 17 yaşındayken futbol hakemliğine başladım. 1995 yılında FİFA hakemi olarak futbol sahalarına veda ettim. Hakemlik sonrasında TRT, Kanal D, ATV, Show kanallarında Hürriyet, Fotomaç ve Fotospor gazetelerinde spor yorumculuğu yaptım.

* TSK'dan emekli olmuş ve hakemlik de yapmış olan rahmetli Yılmaz Çakman'ın evladı olarak siz de hakemliği tercih ettiniz. Bu süreç nasıl gelişti ve hakemlik dışında bir çalışma hayatınız var mıydı?
- Babamın da futbol hakemi olması sebebiyle ortaokul yıllarında onun antrenman çantasını stadyumlara götürdüğümde kendimi hakemlik camiasının içinde buldum. Hakemlik yaptığım yıllarda aile şirketimizde yönetici olarak ticaret hayatına atıldım. Madencilik ve denizcilik sektöründe uzun yıllar hizmet verdikten sonra, şirketlerimizin kapanması sebebiyle gayrimenkul sektörüne geçtim. Halen Fethiye’de gayrimenkul sektöründe iş hayatıma devam etmekteyim.

* Tıpkı babanız ve sizin gibi rahmetli kardeşiniz Sarper’de hakem olmaya karar verdi ve hatta ilk klasman maçında sizin yardımcınız olarak Bergamaspor - Ayvalıkspor maçında sahaya çıktı. O an yaşadığınız duygu ve düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
- 2 Ay önce kaybettiğim değerli kardeşimin de hakem olmasında önemli rol oynadım. Onun ilk klasman maçında hakem olduğunda anlatılması zor duygular içerisinde Bergama’da çok heyecanlı bir lig müsabakasında hakemlik yaptım. Bu duyguyu daha önce rahmetli babacığıma yardımcı hakemlik yaptığım ilk amatör küme maçında da yaşamıştım. Her iki anımda tatlı bir hatıra olarak belleğimde unutulmaz yerini aldı.

* Hakemliğe başlayıp camianın içine dahil olduktan sonra kimleri kendinize örnek aldınız ve beğendiğiniz hakemler kimlerdi?
- Hakemliğime ilk başladığı yıllarda önce rahmetli babacığımı daha sonra Ankara’da sık izlemem dolayısıyla Talat Tokat, Macit Sarıdana, Ziya Türkdoğan, Yılmaz Dinçer ve Nihat Özbirgül hocalarımı idol olarak seçtim. Klasman hakemi olduktan sonra da Ertuğrul Dilek hocama hayranlık duyup onun yolunda ve izinde olma gayreti içinde hakemlik yıllarımı tamamladım.

* Birlikte maç yönetmekten keyif aldığınız yardımcı hakemler kimlerdi?
- En çok Mevlüt Yerli, Argun Akın, Serdar Çakıroğlu, Sami Şamar kardeşlerimle maç yönetmekten büyük keyif alırdım. Hakemlik yıllarımın başlangıcında Atilla Koşer abime yardımcılık yapmaktan da büyük keyif alırdım.

* Maçlara çıkmadan herhangi bir uğurunuz veya mutlaka olduğunuz bir duanız var mıydı?
- Maçlara çıkarken sahaya ilk adım olarak sağ ayağımla girmeye dikkat ederdim.

* Özellikle maç yönetmekte zorlandığınız stadyumlar ve maç yönetmekte keyif aldığınız stadyumlar hangileriydi?
- Hiçbir sahada ve stadyumda maç yönetmekte zorlanmadım. İstanbul İnönü stadında maç yönetmenin keyfi çok başkaydı.

* Sizde FİFA kokartlı hakemlerimizden birisiniz. Kaç Avrupa maçında görev aldınız?
- 15’ten fazla Avrupa maçında hakemlik yaptım. Hepsinde de yüksek puanlar alarak başarılı olmanın gururunu yaşadım. İlk Avrupa maçım Talat Tokat hocamın yardımcısı olarak Prag - Stockholm müsabakasındaydı.

* Saha içindeki ile saha dışındaki Serdar Çakman arasında ne gibi farklar vardı?
- Saha içerisinde son derece titiz, dikkatli, kuralcı bir yapım olmasına karşın saha dışındaki sosyal yaşamımda genellikle esprili ve güler yüzlü bir yapım vardı.

* En iyi ve kötü yönettiğinizi düşündüğünüz maçlar hangileridir?
- Hakemlik yaşamım boyunca yönettiğim yüzlerce maç içerisinde üzüldüğüm tek maç Konya'da yönettiğim Konyaspor Beşiktaş müsabakasıydı. O maçta Sergen’in attığı nizami olduğunu sonradan televizyonda gördüğüm bir gölü hatalı bir karar vererek iptal etmiştim. O acıyı ve vicdan azabını hala içimden atamadım.

* Herhangi bir şike teklifi veya tehdit aldınız mı?
- Herhangi bir şike yada tehdit almadım. Hakemlik yaşamım boyunca hiçbir MHK ile sorun yaşamadım. Ancak hakem tayinlerinde adaletsizliği hakemliğin başından sonuna kadar birebir yaşadım.

* Düdüğünüzü asma konusuna geleceğim ama bu süreçten önce MHK ile yaşadığınız sorunlar var mıydı? Sağlıklı bir çalışma ortamının varlığından söz edilebilir mi?
- Kötü ve çirkin tezahürat sebebiyle tatil ettiğim Kocaelispor- Samsunspor Türkiye Kupası çeyrek final rövanş maçının tekrarına karar verilmeseydi. Hakemliğe devam edip geriye kalan 7 yılımı tamamlamayı arzu ederdim.

* Hakemliğiniz süresince size göre en başarılı MHK ve Federasyon Başkanları kimlerdi?
- Hakemliğim süresince en başarılı Federasyon Başkanları olarak Kemal Ulus’u, Haluk Ulusoy’u ve Ufuk Özertem’i tanıdım. Hilmi Ok hocamın MHK Başkanlığı her dönemde başarılı devam etmiştir.

* Günümüze baktığımızda her açıdan şartların daha da iyileştirildiğinin ve teknolojinin de işleri kolaylaştırması için devreye koyulduğunu görüyoruz. Fakat neredeyse her maçtan sonra hakemlerin tartışıldığını ve üstelik bir maçta her iki takımın da hakemlerden şikayet ettiğine şahit oluyoruz. Var sistemi için neler diyeceksiniz ve sizin döneminizde de olmasını ister misiniz?
- ‘VAR’ sistemini hiçbir şekilde kabullenmedim ve onaylamıyorum. Hakemlere özgüven eksikliği yaratan bir sistem oluşturdu. Bu sistem hem oyunun duraklamasına, hem de hiyerarşik yapının hakim olduğu hakemlik camiasında doğrunun zor bulunmasına sebep oldu.

* Bir futbolsever olarak kısıtlı imkanlara rağmen sizin döneminizdeki hakemliği daha başarılı bulduğumu belirtmek isterim. Peki siz bugünü ile dünü kıyasladığınızda hangisini daha başarılı buluyorsunuz?
- Geçmiş dönemdeki hakemliğin günümüze göre daha başarılı olduğunu, hakem, futbolcu, antrenör ve kulüp yöneticisi ilişkisinin daha sağlıklı yürüdüğünü özellikle belirtmek isterim. Dünkü saygı, sevgi günümüzden çok daha fazlaydı.

* Hakemin vermiş olduğu bir kararından sonra yapılan itirazlara binaen saha içindeki futbolculara hatta teknik adamlara uzun kararının gerekçesini anlatmasına neler diyeceksiniz? Bu konu zaten temposu düşük olan oyunu daha da soğutmuyor mu? Ve sizce bunlara gerek var mı?
- Tartışmalı pozisyonlardan sonra hakemlere yapılan itirazların ülkemizde çok daha fazla olmasını doğru bulmuyorum. Bu itirazların genel kültürümüzle doğru orantılı olarak büyüdüğünü görüyorum. Günümüz hakemlerinin sahada ağırlıklarını tam olarak koyamadıklarını, futbolcularla olan diyaloglarında büyük eksiklikler yaşandığını üzülerek izliyorum.

* Siz MHK Başkanı olsaydınız ne gibi projeleriz olurdu ve eksik olarak gördüğünüz hangi konulara çözüm bulmak isterdiniz?
- Hiçbir zaman MHK’de görev almak istemedim. Çünkü günümüzde özellikle siyasi baskının spor üzerinde çok etkili olduğunu üzülerek yaşamaktayız.

* 10.18 1992 Yılında bir de Batman Belediyespor - Malatyaspor maçını yönettiğinizi biliyoruz. Batman'ı nasıl buldunuz ve daha sonra gittiniz mi? Batman futbolunu ve hakemliğini takip ediyor musunuz?
- 1992 Yılında Batman’a maç yönetimi için ziyaretim olmuştu. Daha sonra tekrar gelmek bir türlü kısmet olmadı.

* Klasman terfilerinde Doğu ve Güneydoğu hakemlerinin kendilerine yeterli oranda şans verilmediğini ve deyim yerindeyse üvey evlat muamelesi gördüklerinden yakınıyorlar. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz? Sizce de Bölge Hakemliği böyle bir haksızlığa maruz kalıyor mu?
- MHK’lerin Doğu ve Güneydoğu hakemliğine gerekli önemi vermediklerini üzülerek izliyorum. İnanıyorum ki oradaki hakem kardeşlerimize şans verildiği takdirde Türkiye’deki çok önemli müsabakalarda rahatlıkla görev yapabilirler.

* 25.01.1995 Tarihinde Samsunspor'un ilkini 2-0 kazandığı Türkiye Kupası çeyrek final maçında, İzmit İsmetpaşa stadında oynanan ve 27. dakikada Turhan Uzun'a gösterdiğiniz kırmızı karttan sonra maçı tatil ettiniz. Bu maçtan sonra da düdüğünüzü astınız. Maç esnasında ve sonrasında neler yaşandı bizimle paylaşır mısınız?
- Hakemlik yaşamımı 25 Ocak 1995 yılında Kocaeli’nde küfüre karşı gelerek noktaladıktan sonra hakemlik müessesi adına hiçbir üzüntü duymadım. Hatta kötü ve çirkin tezahüratın azalmasına katkı sağladığım içinde ayrı bir memnuniyet duydum. Daha sonrasında hakemliğe devam etmem için gelen her türlü baskıya da direnerek kararımdan dönmedim.

* Maç raporladığınız gibi hükmen kararı verilseydi devam eder miydiniz ve yaş haddine kaç yılınız vardı?
- Kötü ve çirkin tezahürat sebebiyle tatil ettiğim Kocaelispor- Samsunspor Türkiye Kupası çeyrek final rövanş maçının tekrarına karar verilmeseydi hakemliğe devam edip geriye kalan 7 yılımı tamamlamayı arzu ederdim.

* Daha sonra siyasete atıldığınızı ve Genç Parti’den milletvekili adayı olmuştunuz. Hali hazırda herhangi bir parti de siyasete devam ediyor musunuz? Şu an neler yapmaktasınız?
- Hali hazırda hiçbir partide üyeliğim bulunmuyor. Siyaseti sade bir vatandaş olarak takip ediyorum. Gayrimenkul sektöründeki çalışmalarıma devam etmekteyim.

*  TFF'nin son yıllarda devreye koyduğu sözleşmeli hakem konusunda neler söylemek istersiniz? Belirli güçler tarafından göreve getirilen TFF ve MHK'nın başındaki yöneticilerin ücretli personeli olmak, hakemin sahadaki hakimliğine helal getirmez mi?
- Sözleşmeli hakem konusuna hiçbir zaman sıcak bakmadım. Paranın ağırlık kazandığı spor faaliyetlerinde adaletin eşit dağıtılamayacağı inancındayım.

* Son olarak okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
- Sizin için olduğu kadar benim içinde önemli olan okurlarımıza gelmeden, ben başta röportaj teklifinizden mutluluk duyduğumu ve severek kabul edip, her bir sorunuza keyifle cevap verdiğimi bilmenizi ister, size ve mensubu olduğunuz Batman Medya Gazetesinin değerli çalışanlarına selam ve sevgilerimi iletirim. Sevgili okurlarımıza mesajım odur ki lütfen biz hakemlere potansiyel suçlu olarak görüp daha maç başlamadan aleyhimize kötü ve çirkin tezahürata başlamasınlar. Fair play çerçevesinde müsabakaları takımlarının lehine tezahürat yaparken centilmenlik içerisinde izlesinler.

 

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
RÖPORTAJLAR Kategorisindeki Diğer Haberler
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) 2. Lig Beyaz Grupta mücadele eden Batman P..
2. Ligin yeni ekibi Batman Petrolspor’un Teknik Direktörü Ahmet Yavuz, ilk ..
BATEX Tekstil firması sahibi ve aynı zamanda Batman Tekstil Sanayi İş Adaml..
Fernas’ın yetiştirdiği meyveler ve ürettiği meyve suları, dünya markası olm..
Merhabalar bu haftaki röportaj konuğumuz, Fenerbahçe ve Sarıyer'in unut..
Merhabalar değerli okurlarımız bu haftaki röportaj konuğumuz 1996-2013 yıll..
RSS
© 2024 - Batman Medya Gazetesi
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=