Lütfen bekleyin..
Uzun bir aradan yeniden başlattığımız TELE-RÖPORTAJ'ımızdan ötürü gelen olumlu mesajlar ve tebrik telefonları beni bu konuda daha da motive ettiğini bütün kalbimle ifade etmek isterim.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Kurulu tarafından Mersin'de düzenlenen 2004-2005 Sezonu Süper Lig Hakem-Yardımcı Hakem ara seminerine Tahkim Kurulu kararı ile katılan ve seminer sırasında TFF Başkanı Levent Bıçakçı, Avusturya Futbol Federasyonu MHK Başkanı Gerhard Kapl, MHK üyeleri ve 104 hakemin gözleri önünde sahneye çıkarak istifa mektubunu MHK Başkanı Sabri Çelik'e sunarak, "BUGÜNE KADAR HEP MASAL ANLATTINIZ VE BEN ARTIK BU MASALLARI DİNLEMEK İSTEMİYORUM" diyerek hakemliğini orada bıraktığını açıklayarak gündemi sarsan eski Süper Lig hakemlerimizden Mutlu Çelik hocamız ile gerçekleştirdiğimiz röportajımız ile sizleri baş başa bırakıyorum.
* Mutlu ÇELİK kimdir? (Kuşkusuz sizi tanıyor ve seviyoruz hocam, fakat gerek sizi tanımayan ve gerekse yeni neslin sizi tanıyıp tecrübelerinizden istifade etmeleri bakımından sizleri yakından tanımak isteriz.)
- 1961 Doğumluyum. 1975'ten 1994'e kadar futbol oynadım. Marmarisspor, Muğlaspor, Kahramanmaraşspor, Adanaspor, Gençlerbirliği, Göztepe, Sökespor, Bucaspor, Marmaris Belediyespor. Aykut Kocaman, Oğuz Çetin ve Ünal Kahraman ile 1987 yılında gümüş takım 1’ine seçilmiştim. 1992'den 2005'e kadar da hakemlik yaptım.
* Hakemliğe ne zaman başladınız ve sizi bu mesleğe yönlendiren etken ve nedenler tam olarak neydi?
- 1992 Yılında hakemlik kursuna gittim. Hocam Kemal Akay'dı. Burdur'da Süper Lig hakemi Hamza Işın'ın evinde kaldım. Burdan ona tekrardan teşekkür etmek isterim.
Hakemliğe başlama sebebim şudur: kendimi bildim bileli kuralları öğrenmeye çalıştım. Marmaris ilkokulunda okurken 70'li yıllarda Tercüman gazetesinin spor ilavesi vardı. Rahmetli Fahri Sömer'e soru sorardım. 1971 Yılında bütün kuralları daha ilkokuldayken o bana yazmıştı.
* Özellikle hakemliğe başladığınız ilk dönemlerde kimleri kendinize örnek alarak aldınız ve hangi hakemleri başarılı buluyordunuz?
- Kendime örnek aldığım bir hakem yoktu. Başarılı bulduğum hakemler Mustafa Çulcu, Erol Ersoy, Sadık İlhan, Ahmet Şahin, Kâmil Abitoğlu ve Oktay Demiray gibi hakemlerdi.
* Bir orta hakem olarak çalışmaktan keyif aldığınız ve işinizi kolaylaştıran yardımcı hakemler kimlerdi?
- Bir maçın hakemi olarak birlikte maç yönetmekten keyif aldığım yardımcı hakemlerim Zülfikar Türedi, Ömer Altun Taş ve Turan Ökke. Şöyle bir anım var. Birgün bir Fenerbahçe maçına çıktım Şükrü Saraçoğlu'nda. Daha ilk yılımda kıdemli yardımcı hakemime 2 defa re'sen düdük çaldım. Devre arası soyunma odasında "Mutlu hocam ben kıdemli yardımcı hakemim. Bana nasıl re'sen çalarsın?" diye söyledi. Bende "Hocam bende maçın hakemiyim. İşinize gelmiyorsa bayrağı bırakın" dedim.
* Başarılı Mutlu Çelik'i ortaya çıkaran etkenler nelerdi?
- Hırs, kaybetmeme, çok çalışma. Futbolculuğumda her gün maçlar hariç 6 saat, hakemligimde ise 4 saat çalışırdım. 20 Sene futbol oynadım. Hep sahada çalıştım, kapalı odalarda, bilgisayarda değil!
* Sizce birlikte çalışmış olduğunuz en başarılı MHK hangisiydi ve dünden bugüne görmüş olduğunuz en başarılı MHK veya MHK'ler hangileridir?
- Rahmetli Doğan Babacan ve Hilmi Ok. Geri kalan yönetimlerde de iyiler vardı ama MHK Başkanları yoktu.
* MHK'lerin seçiliş yönetilme tarzını nasıl buluyorsunuz? Direkt TFF yönetiminin insiyatifine bırakılabilecek bir konu mudur yoksa bir üst kurula ihtiyaç var mıdır?
- MHK'ye herkes bir adamını koymak istiyor. Hakemler kulis yapıyor ve kulüplere taviz veriyorlar. Bir üst kurula ihtiyaç yoktur. Paraya ihtiyacı olmayan insanların MHK de olması lazım. MHK kazanç kapısı olmamalı.
* Normal yaşantısında ile saha içinde Mutlu Çelik arasında ne gibi farklılıklar vardı?
- Sahada da hayatımda da aynıyımdır. Sahanın bir tane kralı var, o da benim. Hayatımda da, sahada da rahat ve kendinden emin bir insanım.
* En çok maç yönetmekte zorlandığınız stadyumlar hangileriydi?
- Hiç birinde. Her sahanın ölçüleri aynıydı, 105x68 cm'dir. Ruhunda korkaklık olursa, her maç zordur. Bana ise hepsi kolaydı.
* Sizi en çok aldatma olasılığı olan oyuncular kimlerdi? Yönettiğiniz maçlarda özellikle dikkat ettiğiniz isimler var mıydı?
- Nasıl takımlar taktik çalışıyorsa bende öyle çalışıyordum. Şahsen futbolcunun aldatmaya yönelik hareketini görürsem veya sezersem, sakatlığının ciddi olmadığını, aldattığını gördüğümde, iki dakika doktor çağırıyordum, maçı durdurmuyordum. Çıktığında da iki dakika maça almıyordum. Bu sefer onlarda bunu yapmaktan vazgeçiyorlardı.
* Size göre saha içinde ahlak olarak pozitif ve negatif olarak gördüğünüz futbolcular kimlerdi?
- Böyle bir ayrım yapmayayım. Başka maçlarda vardı ama benim maçımda yapamıyorlardı.
* Birlikte maçlar yönettiğiniz hakemlerle dışarıda da vakit geçirdiğiniz oluyor muydu?
- Görevdeyken oluyordu. Herhalde 1000-1500 tane hakemi Marmaris'te misafir etmişimdir. Şuan görüştüğüm 2-3 kişidir. Çünkü gerisinin benimle işi bitti.
* Yönettiğiniz herhangi bir maçtan sonra yönetici, sporcu veya bir taraftardan tehdit gördünüz mü?
- Çok aldık ama ben hep üstlerine gittim, hiç geri adım atmadım. Bu şehre gelmesin dedikleri her şehre 2. haftadan sonra tekrar gittim.
* Gerek maçların ardından gerekse, daha sonra özetini izlediğiniz ve kötü kararlar verdiğinizi düşündüğünüz maçlar hangileridir?
- 2-3 Maç haricinde bütün maçlarımı çok iyi yönettim.
* Çok iyi yönettiğinizi düşündüğünüz maçlar hangileridir?
- Bir kaç maçın dışında böyle bir durum olmadı ama şike teklifi aldığım maçlarda bilerek kötü maç yönettim.
* En iyi ağırlandığınız iller hangileriydi? Özellikle maç olsa da gitsek dediğiniz şehirler var mıydı?
- Bütün Anadolu'da çok iyi ağırlandık. Anadolu kültürü budur ama hesabımı hep kendim ödedim.
* Günümüze baktığımızda futboldan uzak kalması gereken siyasetin futbol camiasına bu denli sirayet edişini nasıl değerlendiriyorsunuz? TFF ve MHK'de görev alanlardan tutun da, bir çok Teknik Direktörün siyaset duvarlarını aşamadığı için takım bulmakta zorlandığına şahit oluyoruz, sizin döneminizde de siyaset futbol kurumuna bu kadar hakim miydi?
- Fethullah Gülen ve ekibi bu konuda çok etkili olmuştur. Benim zamanımdan beri siyaseti kulüpler sokmuştur. Paraları çalmış, Bakanlıktan para istemişlerdir. Kulüpler Birliği yasasında harcadıkları paraları kulüp yöneticileri sorumlu tutulursa, hiç kimse para çalamaz! Adamını bulan işini buluyor diyelim. MHK'ye girebilmek için kulüplerle diyolog halindeler. MHK'nın cazibesini kaybetmesi için maaş sisteminin kaldırılması gerekir.
* Daha önce hakemler TFF ve MHK'lerin görevlendirmeleriyle maç alabiliyorlardı. Peki şimdi TFF'nin ve MHK'nin kendilerine hakemlerden maaşlı personeller yaratmalarına ilişkin neler söylemek istersiniz?
- Ben profesyonel lig hakemliğe karşıyım.
* Özellikle galip durumda olan takımlarda yapılan oyuncu değişikliklerinde oyundan çıkmalarda ağır davranılması ve yine atılan gollerde golü atan oyuncuya otogar yolcusunu karşılamayı andıran sarılış ve tebriklerde gereğinden fazla zamanın çalındığını düşünüyor musunuz ve sizce bu her iki durumda da hakemin kronometresini durdurması gerektiğini düşünüyor musunuz? Böyle bir kural olmalı mıdır?
- Futbolcu yere yattığında ilgilenmeyeceksin, sahadan çıkınca hemen geri almayacaksın. Bak bakalım bir daha yatıyor mu.
* Sizi hakemliği bıraktırmaya iten nedenleri bizimle paylaşır mısınız ve şayet o an bırakmasaydınız kaç yıl daha görev almayı düşünürdünüz?
- Beni Haluk Ulusoy ile bir tuttular. Çünkü Haluk Ulusoy dönemindeki hakemlerden birisiyim. Türk futbolu en iyi dönemine Haluk Ulusoy döneminde yükselmiştir. Mersin'de 3 yılım varken istifa ettim. Kendini ezdirmenin anlamı yoktu.
* Hakemliği bırakma dilekçenizi sunma esnasında tam olarak neler yaşandı ve ardından Mersin Taksim Group Otel'den ayrılırken bir de basın toplantısı düzenlediniz. Basın toplantısında kamuoyu ile tam olarak neler paylaştınız?
- Hakemliği bıraktım. Orda yine MHK yalanlar atıyordu. Maaşla çalışıyorlardı çünkü kendi arkadaşlarını yarı yolda bıraktılar. Bende orda dedim ki "Tasmalı köpek değilim ben, sokak köpeğiyim."
* Hakemliği bıraktıktan sonra nelerle uğraştınız ve şuan neler ile meşgulsunuz?
- Normal hayatıma devam ettim. 2 Tane futbol kulübü kurdum ve çocuk yetiştiriyorum. Bir kaç kulüpte profesyonelce çalıştım. Davetler üzerine panellere katıldım. Hakem ve futbolcu ilişkisini anlattım.
* 12 Aralık 1999 tarihinde Diyarbakırspor - Batman Petrolspor maçını yönettiğinizi biliyoruz. Peki Batman'a hiç gittiniz mi ve Batman futbolunu ve Batmanlı hakemlerimizi takip ediyor musunuz?
- Batman'a da gittim ve çok sevdim. Bir kaç Batmanlı hakemi takip ediyorum ama tabi lobileri yok. Başarılı olacaklardır ileri ki günlerde. Batman çok güzel şehir. Daha geçen yıl gezmeye gittim.
* Özellikle genç ve yeni hakem adaylarına neler söylemek istersiniz?
- Tavsiyem şudur: Kuralları bilgisayarda öğrenmeye çalışmayın, sahada kendinizi geliştirin. Futbol bir bilgisayar oyunu değil, saha oyunudur. Haftada 5 gün antrenmanınızı sahada yapın. Futbolu bilerek yönetirseniz kuralları daha doğru uygularsınız. Biraz araştırmacı olun. Aklınıza yatmayan talimatları sorgulayın, hocalarınızla kurallar hakkında konuşun.
* Son olarak, okurlarımıza ve Batman halkına ne gibi mesajlar göndermek istersiniz?
- Futbol güzel oyun ama biz insanlar kirletiyoruz. Şehrinizin takımına sahip çıkın, sadece 3 büyüklere değil! Batman Petrolspor için Ekrem Konaç ile görüştük ama sonuç alamadık. Batman ile çok iyi dostluklarım var. Bunlardan bir tanesi de Medikal Park hastanelerinin sahibi Veysi Kubba'dır. Batman ve Batman Petrolspor'a çok katkıları olmuştur değerini bilin lütfen. Ayrıca röportajımız teklifinizi duyunca büyük bir mutluluk duydum. Ben size ve şahsınızda Batman Medya Gazetesinin bütün çalışanlarına ve Batman halkına selam ve sevgilerimi yolluyorum.
