Açıklamada, şu ifadelere yer verildi; “Tüberküloz hastalığı solunum yolu ile bulaşan bir hastalıktır. 2-3 haftadan uzun süren öksürük şikâyeti olan ve akciğer bulguları antibiyotik tedavisi ile düzelmeyen hastalarda tüberküloz araştırılmalıdır. Tüberküloz tedavisinde en önemli faktör ilaçlardır. Verem tanısı konulan hastalarda, gecikmeden ilaç tedavisine başlamak gereklidir. Ülkemizde genel olarak başlangıç döneminde dört ilaç, idame tedavisinde ise en az iki ilaç kullanılmaktadır. Tedavide kullanılan ilaçlar, hastanın balgamındaki tüberküloz basil sayısını hızla azaltmaktadır. Hastalar bulaştırıcı oldukları dönemde cerrahi maske kullanmalı, öksürük ya da hapşırık sırasında ağızlarını mendille kapatmalıdır. Hastanın en azından balgam mikroskopisi negatif olana kadar ayrı bir odada tutulması önemlidir. Hastanın odasına girip çıkanlar da mutlaka maske takmalıdır. Tüberküloz hastalarının bulunduğu ortamları havalandırmak, bu ortamlara temiz hava sağlamak, havadaki bulaştırıcı partikülleri azaltarak, bulaşma olasılığını azaltır. Odanın güneş görmesi ortamdaki basilleri öldürür. Tüberküloz hastalarının kullandığı mutfak malzemeleri (bardak, tabak, kaşık, çatal vs.), nevresim, havlu gibi ev gereçleri için normal temizlik yapılması yeterlidir. Tüberküloz hastasının aile bireyleri ve diğer temaslıları dispanserlerde ücretsiz olarak muayene edilir ve gerekli tetkikleri yapılır. Ülkemizde BCG aşısı doğumdan sonra 2. ayını bitiren bebeklere aile sağlığı merkezleri ve verem savaşı dispanserlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Teşhis ve tedavideki kaliteli hizmetlerin sonucunda, tüberküloz mortalite (ölüm) hızı dünya genelinde yüzbinde 20, DSÖ Avrupa Bölgesinde yüzbinde 3 iken Türkiye’de yüzbinde 1’in altındadır. Hedefimiz ‘Veremsiz bir Türkiye, Veremsiz bir Batman.”