Eğitimci- Yazar Eratilla’nın Efsus Yayınlarından çıkan kitapta yazar, bizzat yaşamış olduğu ve çevresinden duymuş olduğu okul hikâyelerini kendine has sıcak ve içten bir üslupla anlatmaya çalışıyor. Yaşanmış hikâyelerden oluşan bir kitap olduğundan dolayı da, hayatın hallerini ve kimi veçhelerini tabii olarak eserine yansıtmayı başaran Eratilla, okura adeta ‘Ben bunu yaşamıştım’ dedirtiyor. Bu tanıdık hikâyeler zihne olduğu kadar kalbe de dokunuşlarda bulunuyor. Afakî, soyut ve mahalleden kopuk olmayan bu hikâyelerin hemen hepsi; hüzün, dram, yoksulluk, çarpıklık ile başlar, lâkin umut, sevinç ve başarı ile sonlanmaktadır. Bu yönüyle de okura, hayatın inişli-çıkışlı gerçeğini bizatihi duygu olarak yaşatırken, pes etmemeyi de aşılıyor. 28 hikâyeden oluşan Eratilla’nın kitabını okuyunca, her hikâyenin bir ana tema üzerinden yol aldığını görürsünüz. Bu kimi zaman dürüstlük, kimi zaman diğerkâmlık, kimi zaman da fedakârlık, yoksulluk şeklinde kendini gösteriyor. Neredeyse yirmiseliz öğüt ya da hayat yolunda yirmi sekiz “yoldaki işaretler” mesabesinde hikâyeler dokumuş bizlere Eratilla. Bu yönüyle de kendisini hem okutuyor hem de olayın geçtiği okul veya köyde adeta okuyucuyu gezintiye çıkarıyor. İşte bütün bunlar “Kırmızı Kurdelenin Sırrı” adlı eserde bolca var. “Kartal Uçuşu”, “Yazı Tahtası” ve “Uyuz” adlı öyküler bu neviden konularıyla bir çırpıda söylenebilecek hikâyeler olarak karşımıza çıkıyor. “Kırmızı Kurdelânın Sırrı” hayatın içinden sadır olan hikâyeler olarak kâh hüzünlendirecek, kâh umuda kanat çırpacak, kâh da fakirliğin insana azim verişini hissettirecek duyguyla okurun ruhuna bir çizik atıveriyor.