Bu virüsü hafife almanın çok büyük yanılgı olacağını hatırlatan Dr. Kemeç, “Temmuz ayının başında korona virüse yakalandım. İlk başta tatsızlık, iştahsızlık, halsizlik, terleme, bel ve sırt ağrısı yakınmalarım oldu. Sırt üstü yattığımda ise sanki milyonlarca dikenlerin üzerinde yatıyormuşum gibi canım acıyordu. Bu arada eşim ve dört çocuğum da hastalanmışlardı. Anlayacağınız canımın acısı ikiye katlanmıştı, çünkü benden bulaşmıştı. Aynı evde 6 kişi birden hastalanmış ve her birimiz farklı semptomlarla geçiriyorduk. Soluk almakta sıkıntım vardı ve uyuyamıyordum. Ne aileme ne kendime çare olabiliyordum. Bu durum 20 gün kadar sürdü. Yine bir gün ağrılarım varken aklımdan hastalarım geçmişti. Diyalize bağlı yaşamak zorunda olan bu hastaların virüse yakalanabilme ihtimali dahi çok feciydi. Hastalarımın bana ihtiyacı vardı. Ailem ve hastalarım için kolay pes etmemeliydim. Test sonuçlarım negatif çıkınca hiç beklemeden işe başladım. Bana ihtiyacı olan hastalarıma koştum” diye konuştu.